2 Ağustos 2014 Cumartesi

bebek beslenme mama ısıtıcı sterilizatör ne işe yarar nasıl seçilir seçimi nasıl yapılır marka karşılaştırma farkları nelerdir nelere dikkat edilmeli


Bebek beslenme gereçleri:

Tek tek yazmak uzun olacağından bazı konuları birleştirip yazıyorum. Bebek beslenme birbiriyle bağlı ve tek tek çok kısa kalacak birkaç konunun bir araya gelmiş hali. Zaten buradaki malzemeleri genelde internet alışverişlerinde bu başlık altında bulacaksınız.


Sterilizatör:

Adına bakmayın. Medikal anlamda sterilizasyon sağlayan bir şey değil. Yani tek kullanımlık bir malzemeyi bu cihazda sterilize edip kullanmaya kalkmayın. Bu cihazın amacı bebek küçükken henüz hazır olmadığı, her yerde kolay bulunan mikroplardan onu korumaktır.  Bakteri ve virüslere karşı mantarlara karşı olduğundan daha etkilidir. Ancak bir insanın sistemik mantar enfeksiyonu yaşaması çok zor olduğu için sorun yoktur. mantardan asıl korumanız gereken şey giysilerdir bunun da en iyi çaresi ütülemektir.

Sterilizatör verem hariç insandan insana ağız yoluyla (dolayısıyla emzik gibi malzemelerden) bulaşan ve yerde, biberon yüzeyi gibi hassas noktalarda, kıyafetlerde bulunan pek çok mikrobun tamamen ölmesini veya hastalık yapabilme kapasitesini çok çok azaltan bir cihazdır. Yaptığı iş aslen dezenfeksiyondur ancak hem pek çok kişi farkı bilmediğinde hem de sterilizasyon kelimesi insanlara daha cazip geldiğinden bu isim verilmiş. Dedenizin sondasını sterilize etmeye falan kalkmayın.

Pek çok kişiden ilk duyacağınız cümle canım ne gerek var. 5 dakika kaynat olsun bitsin olacaktır. Doğru bu cihazın yaptığı işin karşılığı 5 dakika kaynatmak. O zaman bu cihazın faydası ne?

Her şeyden önce sterilizatörler buharla çalışır. 1 gram buharın mikrop öldürücülüğü 1 gram 100 derece sudan tam 3 kat daha fazladır. Yani daha etkilidir. İkincisi 5 dakika kaynatmak demek temizlenecek malzemeyi suya koyup altını yakıp 5 dakika sonra çıkarmak demek değildir. Su kaynadıktan sonra 5 dakika demektir. Hem zaman hem de maddi açıdan kaynatma pahalıdır. Sterilizatör marka ve modeline göre 5-10 dakika arasında çalışır ve her bir çalışmasının maliyeti 2014 fiyatıyla 4 kuruş civarıdır. Ortam sıcaklığı, bulunulan yerdeki elektrik bedeli ve cihaz durumuna göre 3,5-4,5 kuruş arasında değişir. Ne tüpgazda ne doğalgazda ne de elektrikli ocakta bu fiyata inmeniz mümkün değildir. Daha az dezenfeksiyon için daha fazla para ödemeye gerek var mı? Üstelik kaynatmada ateşle temas görece daha yakın olduğu için malzemenin daha çabuk eskimesi de söz konusudur. Üstelik 6 tane biberonu parçalarıyla beraber kaynatmak bazen mümkün olmaz ancak bu sterilizatörle mümkündür. Sterilizatör bu nedenle gereklidir.

Sterilizatör alacağınızda karşınıza iki çeşit çıkar, elektrikli ve mikrodalga. Mikrodalga sterilizatörü çok ucuzdur kanmayın. İçinde mikrodalga falan yok. Düz kapaklı tepsidir. Siz kendi evinizdeki mikrodalgaya koyup sterilizatörün içindeki suyu kaynatıp sterilize edersiniz. Bu modellerden uzak durun. Her mikrodalga fırının iç hacmi farklıdır uyum sorunu yaşarsınız. Güçleri de farklıdır tam verim alamayabilirsiniz. Ayrıca mikrodalga dengeli ısıtma yapmaz bu nedenle ayar hatalarında verim kaybı çok fazladır. Son olarak ekonomik değildir. Satıcıların size anlattığı gibi taşınması kolay falan da değildir. Gittiğiniz her yerde aynı mikrodalga var mı ya da mikrodalga var mı?

Sterilizatör alacağınızda en az 4-5 biberonu parçalarıyla birlikte alacak büyüklükte bir şey alın. Tek biberonluklarla aynı elektriği harcarsınız ama aynı anda daha çok malzeme sterilize edersiniz. Büyük iyidir. Özellikle çalışan kişiler çok fazla malzemeyle boğuşacak. Ayrıca aynı biberonu gün içinde tekrar kullanacaksanız ve görünür kaba kir yoksa biberonu sadece sudan geçirip sterilize edebilirsiniz. Bu özellikle dış yardımı olmayanlar için büyük nimettir. Sterilizatör mikrobu öldürür ve kaba kirlerin bir kısmını da su buharı uzaklaştırır. Evet yağ kalıntıları biberon iç yüzeyinde kalır ama hem yağda mikrop üremesi zordur hem de sterilizatör oluşanları da öldürür. Daha seyrek bulaşık daha çok zaman.

Size hem biberon ısıtıcı hem sterilizatör kombine cihaz satmaya kalkabilirler. Büyük sterilizatörün yerini tutmaz. Fiyata bakıp aldanmayın kullanırken daha pahalıya gelir.

İçine kaynatılıp soğutulmuş su koyun. Kireç ısıtma gücünü düşürebilir. Çalışma mantığı ketıl/ani su ısıtıcısıyla benzer olduğundan kireç iyi bir şey değil. Şişe su bile kullansanız kaynatıp soğutun ki şişe suya gerek yok. İçilmeyecek kireç azalsın yeter.,

Sterilizatörden çıkardığınız malzemeyi hemen o birkaç saat içinde kullanmayacaksanız kurulayın. Nemli bırakılan biberon koku yapar. Yapıldığı malzemenin ne olduğunun önemi yok. 250 ml lik biberonları kuruturken uzun saplı bir tahta kaşık kullanabilirsiniz. Metal biberonu çizer. Tekrar edelim: çizik kötü bir şeydir.


Biberon ısıtıcı:

Bir cezveye suyu koy içine de biberonu koy o ısınırken biberonu da ısıtır, bunlar hep para tuzağı. Evet doğru. Peki doğru ısı için ne yapacaksınız biberonun içine derece mi sokacaksınız? Ayrıca sterilizatörde bahsettiğimiz gibi cezve bedavaya mı ısınıyor?

Eğer biberon ısıtıcıyı sadece biberon ısıtacağınız zaman açıyorsanız hızlı bir ısıtma olmaz doğru ancak daha güvenilir bir sıcaklık ayarı olur. Ancak çocuk süt değil mama ile besleniyorsa veya gün içinde sık sık mama takviyesi yapıyorsanız mama ısıtıcısını açık tutun ve kaynatılıp soğutulmuş su dolu bir biberonu hep ısıtıcının içinde bırakın. Hazır mamalık su ve dörtte biri kadar zamanda mama hazır. Daha az ağlayan bebek. Emin olun gece o süre geçmek bilmiyor.

Su ısıtıcılı bir biberon ısıtıcısı ortalama 200 w elektrik tüketir ve ortam durumuna göre değişmekle birlikte günlüğü 15-25 kuruş arasıdır (2014 toroslar edaş fiyatıyla. günde ortalama 0,6-1 kw). Çok ucuz değil ancak emin olun cezve de daha ucuz değil. Bir de gece 3 te su ısıttıktan sonra altını kapatmayı unutacağınız ocaklar olacak.

Isıtıcıyı açtınız, biberonu ( veya kavanoz mamayı) koydunuz. Bir süre sonra ışık söndü. Hemen biberonu almayın. Isınan ısıtıcının suyudur. Biberon değil. O ışığın 2-3 defa yanıp sönmesini bekleyin. Evet kısa değil ancak cezve de aynı zaman ve fazla ısıtma riski var. Bunda yok. Unutmam derseniz ayarı arttırarak süreyi kısaltmak mümkün.

Buharlı ısıtıcılar piyasada mevcut ve çok daha hızlı ısıtıyorlar. Ancak bazı dezavantajları var. Öncelikle ilk su ve ısı ayarı iyi yapılmazsa yetersiz ısıtma veya fazla ısıtma mümkün. İkincisi anlık kullanılırlar. Yani biberonu içine bırakayım da sıcak tutsun fonksiyonları yoktur. Kavanoz mama veya soğuk malzemede (donmuş anne sütü) içi ısınmadan dışı ısıtabilir. Hızlıdır ama tadı bozabilir. Ben kişisel olarak tavsiye etmiyorum. Sıcak sulular daha efektif geldi bana.


Sık sık suyunu kontrol edin. Suları sürekli azalır. Sıcak sulularda suyun azalması sadece ısıtmayı geciktirir. Ancak buharlılarda eksik su cihazı bozabilir. Arada bir tamamen boşaltıp yeniden temiz su koyun.  Kaynatılıp soğutulmuş su tercih edilir.


İçi içme suyu dolu emziksiz cam biberon. Hazır mama suyu.

 

Uygun ayar düğmesi ile gerekli sıcaklık ayarlanabilir.

 

İçine su koymayı unutmayın. Ayrıca kavanoz mama alabilecek kadar geniş olması iyi olur.


Termos:

Mecbursunuz bir gün dışarı çıkacaksınız. Ancak bebek biz şimdi dışarıdayız ben acıkmayayım veya susamayayım demez. Şimdi ısıtamayız ortam sıcaklığı neyse o sıcaklıkta içeyim de demez. Bu durumda ısıtılmış süt, mama ve içmek için uygun sıcaklıkta su gibi beslenme malzemelerini uygun sıcaklıkta saklamak için ihtiyaç duyacağınız kalem termosdur. En iyisini aramayın bulamazsınız. Hepsi Uzakdoğu. İç kaplaması cam, plastik veya çelik olabilir. Haliyle çelik olanı alın. Cam kırılabilir ve kesinlikle kırılır. Plastikse çok kolay yosunlanır, zor temizlenir ve kolay mikrop ürer. Üstelik ne kadar yok olmaz dense de içinde sakladığı sıvıya kimyasal madde verebilir. Çelik zor çizilir, kolay yıkanır, darbelere çok dayanıklıdır (defalarca yere düşecek) ve daha sıhhidir (hijyenik). Cam termosların kaliteli olanları vakumludur ve 2 güne kadar ısı koruması yapar ancak 2 gün eve uğramadan nereyi gezebileceksiniz. Çelik alın. Ayrıca çelik termoslarda en iyi ile orta arasındaki fark diğer çeşitlerdeki kadar değildir. Büyük marketlerden ucuz ve güvenilir alternatif bulma şansınız da var. Size plastik daha hafif olur diyeceklerdir doğrudur ancak çelik termos dökme demir değildir. O da oldukça hafiftir.

İçi plastik ama PES malzeme çok sağlıklı ve dayanıklıdır diyen satıcı çıkacaktır. Doğrudur ancak o malzemeler çelikten birkaç kat daha pahalıdır. Birkaç gram hafif olmak için değecek bir bedel değil.

Termos konusunda 2 tavsiyem olur. Birincisi termosun plastik aksamı eskidiği zaman (renk atması, çatlama,çizilme, prüz oluşumu) termosu değiştirin. Çelik kısmı sağlam kalsa da her şey çelik yapılamaz ve kalan malzemenin ömrü bitiyor demektir. Genelde ortalama bir kullanımla 2 yıl kadar dayanır ve bu ihtiyacınızı rahat rahat görür.

İkinci tavsiyem en az 2 tane termos alın. Biri 40 derecede mama suyu veya süt koymak için. Diğeri de kaynar su koymanız için. Her yere sterilizatör taşıma şansı olmayacağından aynı biberonu kullanacağınızda içini ve emziğini temizlemek veya benzeri bir orta düzey temizlik için gerekli olur. Ayrıca bu kaynamış suyu bebeğin kullanacağı suyla aynı sudan hazırlarsanız 40 derecelik termos boşaldığında veya soğuduğunda buradan takviye yapabilirsiniz veya soğuk havada soğumuş bir kavanoz mamayı ısıtabilirisniz.

Hacim olarak genelde 330 ml likleri tavsiye derler ancak bence 500 ml (0.5lt) alın. 2. aydan itibaren bebeğin içeceği miktar artacağından 330 yeterli gelmeyebilir. Yolda kalmaktansa tedbir iyidir. Ben hem 750 hem 500 ml lik iki tane su termosu aldım. 3-4 saatten uzun süre dışarıda kalacaksak 750yi alıyorum. Kaynar su için de bir tane 500 ml lik var. Genelde kaynar için 500 yetiyor.


Süt sağım pompası:

Hemen her annenin ihtiyaç duyacağı bir üründür. Çalışan anneler sütü sağıp vermek zorunda kalır. Ev hanımı anneler için de gereklidir çünkü bebek ilk zamanlar emmeyi beceremeyip meme başına çok hasar verir ve her yeni annenin sütü olsa da emziremediği dönemler olur. O zaman sağar verirsiniz. Ayrıca sütü ne kadar sık memeden uzaklaştırırsanız süt üretimi o kadar artar. Bu nedenle süt gelsin diye çocuğun emme sıklığından daha fazla süt sağımı yapmanız bebeğin beslenmesi için de iyi olacaktır. Bize gerekmez diye düşünmeyin.

Alınabilecek pompalar manuel ve elektrikli olarak ikiye ayrılır. Manuel pompalar da manuel pompa ve tirle olarak ikiye ayrılır. Manuel pompa adı üstünde el gücüyle sağma işlemi yapan elektrikli veya elektronik parça içermeyen basit, bu nedenle daha ucuz araçlardır. Ucuz olmak dışında pek bir avantajları yoktur. Çok acıtırlar. Uzun ömürlü olmak gibi bir faydaları yok. Sıhhi olmaları için tüm parçalar plastiktir ve onlarda kolay kırılır bozulurlar. Verimleri düşüktür. Bende hem manuel hem de elektrikli vardı. Manuelin sağamadığı yerde elektrikli bir o kadar daha süt çıkarırdı.

Tirle sadece cam veya plastik bir huninin sonuna eklenmiş puardan ibarettir. 1960ların teknolojisidir. Basit olmaktan bile ötedir. Asıl icad edilme nedeni meme başını dışarı çekip bebeğin emmesini kolaylaştırmaktır. Ancak 1980lerdeki ithalatın serbestleşmesiyle birlikte hayatımıza giren bu aleti bizim üst kuşaklarımız süt sağımı için de kullandı ve öylece kaldı. Manuel pompa kadar bile faydalı değildir. Sıhhi değildir. Sıradan kauçuk puarın içine bile süt girer. Üstelik kırılma riski mevcuttur. Plastik olanlarında da çok kolay mikrop ürer ve malzeme özelliğini hızla kaybeder. Tuhaf şekil ve boyutlarda olduklarından sterilizatöre girmezler, fırçanın ulaşamadığı çok yer olur. Kısacası sadece fazlaca ucuzdurlar. Başka bir anlamları yoktur.

Elektrikliler geniş bir yelpazede bulunabilirler. Önceki alternatiflere göre daha faydalı ve verimlidirler. Özellikle günümüzde elektronik olanlar bebek emmesini taklit etme gibi özelliklerle hem çok rahat hem daha etkili sağım yapabiliyor. Paraya kıyın ve ortalama da olsa elektrikli alın.

Elektrikli alırken şunlara dikkat edin:

  • Motor bölümüyle emme bölümü ayrı olsun. Hem temizlikleri kolay olur hem de pompa ile aranızda denge sağlayan başka mekanizmaların olması iyidir. Biraz daha büyük olurlar ancak toplam kullanım kolaylığı açısından baktığınızda fazla bir fark olmaz. Motoru sağım yeriyle bütünleşik olanların geneli güçlü emmeye sahiptir ancak bazen acıtacak kadar güçlü oluyorlar. Üstelik sadece plastik bir sağım aparatı yerine motor ve pillerin ağırlığını da taşırsınız. Başlarken sorun olmayan o pil ağırlığı 10-15 dakika sonra kolunuzu çok yorar ve sağım işi günlük eziyet kotanız haline dönüşür.


Yandaki ağırlığı sağım yaparken taşımak istemezsiniz. Disk ve enjektör paketi markayı örtmek için kullanıldı. Özel bir amacı yok.

  • Pilli ve adaptörlü modellerden almaya çalışın. Şarjlı alacaksanız gerektiğinde kendi adaptörüyle direk çalışıp çalışmadığını sorun. Şarj edilebilen bataryaların gücü zamanla azalır ve şarj etmeyi unutursanız tüm sağım işi durur. Çalışan biri için öğlen saatinde sağım yaparken zaman çok önemli olur. Bunun yanında şarj edilebilir bataryanın ömrü bittiğinde servise muhtaçsınız ancak pillilerde sadece pil değişirsiniz. Çok isterseniz şarj edilebilir pil ve şarj aleti alın. Kendiniz evde şarj edin. Şarj etmeyi unutursanız pil bulmak şarj ünitesi bulmaktan daha kolaydır.
  • Sağma makinasının memeye temas eden kısmının ayrı bir silikon kaplama olmasına dikkat edin. Plastik çok acıtır. Yanılıp şaşıp aldıysanız tam daire şeklinde emzirme meme koruyucu alın ve onu araya koyun. Daha rahat edersiniz.






  • Memeye temas eden kısmın düz olması yerine baloncuk gibi keskin olmayan yuvarlatılmış yüzey prüzleri olması veya aynı şekilde keskin olmayan kanallar içermesi iyi olur. Sağım sırasında memeye masaj olur ve acı bir hayli azalır.
  • Direk emme yapan makineler yerine hızı yavaşça arttıran programlara sahip (masaj özelliği diye de geçer) cihazlardan almanız daha iyi olur. Direk emme çok acı verebilir. Manuel olarakl isteğinize göre hızını arttırabileceğiniz tuşları da varsa tercih edin. Zaman darlığında paket programı iptal edip kendiniz sağımı yönetirsiniz. Elektronik özelliklilerin çoğunda bu var.
  • Cihazın süt toplama kısmının başka markalarla uyumlu olup olmadığını kontrol edin. Örneğin mamajoo aventle direk uyumlu diye onu tercih ettim çünkü diğer markanın ne ağız çapı ne de sıkma yivleri başka markalarla uyumlu olmadığı için sağdığınızı başka biberon veya poşete dökmeniz gerekiyordu. Her transfer kayıp demek. Ayrıca bir gün o toplama yeri kullanılamaz hale gelirse ne yapacaksınız. (bkz ilk resim)
  • İmkanınız varsa çift emme uçlulardan alın. Hem daha kısa sürede sağım bitiyor hem de daha çok süt üretimi sağladıkları söyleniyor. Süt üretimini denemdim ancak bendeki tek ağızlı ve her sağım yarım saate yakın sürüyor. Biraz pahalılar.
  • Her markanın her ürünü iyi diye bir şey yok. Örneğin kraftın karyola, oyun parkı, araba gibi ürünleri çok çok iyiyken sağım cihazından çok fazla şikayet geldiğini duydum. Bu konuda söz sahibi marka ve ürünleri araştırın. Maliyet her zaman önemlidir ancak yakın fiyatlı ürünler arasında tercih yaparken bunu göz önünde bulundurun. Örneğin lansinoh sadece emzirme ürünleri üzerine çalıştığı için cihazının fiyatına göre iyi olduğu söylendi. Denemedim. Duyduğum bu. Ancak benimde yakın fiyatlı 3 ürün içinden mamajooyu tercih etmemdeki etkenlerden biri de buydu. İşi mama ve emzirme olan bir firmaydı.
  • Alacağınız yerde cihazı çalıştırın ve sesi dinleyin. Hatta birkaç cihazın sesini karşılaştırın. Zamanla çok sinir bozucu olabiliyorlar. Ayrıca çalışan anneler için işyerinde herkese ben süt sağıyorum diye ilan etmenin gereği yok.
  • Motor kısmıyla emme alanı arasında diyafram gibi ikinci bir mekanizma olması tercih sebebi olsun. Motor bir sebepten fazla çalışsa da o ikinci mekanizma sizi koruyan bir sigorta gibi davranır. Biraz vakum kaybı olur ancak firma motoru büyüterek onu halletmiştir herhalde.


Motor diyaframın içindeki havayı vakumlar. Diyafram da sistemin içindeki havayı. Diyaframın hacmi bellidir ve motor fazla da çalışsa tavan vakum aynı kalır.


  • Emme gücü kademesi daha fazla olan ürünü tercih edin. 3 kademe ile 5 kademe arasında rahatlık açısından çok fark var. 5 kademeli cihaz daha güçlü demek değildir ancak daha ince ayar yapabilirsiniz demektir ve acıyan bir memede daha ortalama güçte kullanım mümkündür. Seçeneğiniz daha çok olur.
  • En iyi marka olarak medela tavsiye edildi ama param olup da kullanamadım. Yorum yapamayacağım.


Süt saklama malzemesi:

Sütü sağdınız. Nerede saklanacak. Özellikle çakışan anneler için gereklidir ancak her evde bulunmalı çünkü anne süte geçen bir ilaç kullanmak zorunda kalırsa diye bir miktar sütünü saklarsa iyi olur. Yarı süt yarı mama bir süre idare edilebilir böylece.

Sağım malzemeleri genelde poşet şeklinde. Düzgün markalarda bulunan bir kalem olduğundan kalitesine dikkat edin dememe çok gerek yok. En dikkat etmeniz gereken konu o poşete sıvı döküp, o poşetten başka yere sıvı dökmek ne kadar kolay ve ne kadar kayıp oluyor diye bir bakın. Kolay ve az kayıp olanı tercih edin. Ayrıca kapatma mekanizmasının güvenilirliğine bakın. Çeşit çok ve maalesef hepsinin avantajı kadar dezavantajı da var. Ben milkwayin ağzı kapaklı modeli aldım. Kapak çok sağlam bir saklama sağlıyor. Ayrıca gerektiğinde dar ağız biberon ağzı takarak kullan at biberon olarak da kullanırım dedim. Kullandım da. Kolaylık oluyor. Ancak benim velet dar ağızların memesini kullanmamakta diretti. Ayrıca kapak bağlantı yerinde çok fazla kalıntı oluyordu. Yani eğer süt saklasaydık her poşette en az 10 ml kayıp olacaktı. Az gibi görünebilir ama o sütün yeri geliyor her damlası altın gibi kıymetli oluyor.

Aklınız yatan bir model poşetten evinizde 10 tane kadar her şeye rağmen bulundurun. Dondurucuda hala çok daha avantajlı. Fazla bir yer de kaplamadıkları için evde durmalarının size bir zararı yok. Ancak çok fazla saklamayacağım 1-2 gün içinde tüketeceğim diyorsanız sağım cihazınızın uyumlu olduğu veya sizin kullandığınız biberondan (idealde ikisi aynı olur) fazlaca alın ve sağım/ saklama işini direk biberonda yapın. Ben öyle yaptım. Direk dolaptan çıkarıp ısıtıcıya koyun ve direk verin. Bebek de yadırgamaz.


Meme koruyucu:

Emziren hemen her annenin meme acısı çektiği bir dönem vardır. Bu dönem genelde emzirmenin ilk günlerine denk gelir. Ama herhangi bir zamanda da ortaya çıkabilir. Bu durumlar için meme başını koruyacak esnek silikondan bir ara perde kullanmanız çok faydalı olur. Anne çok rahatlar.

Piyasada çeşit çok. Ucuz pahalı türlü malzeme var. Tavsiyem kelebek gibi iki yanı kanat şeklinde geniş iki yanı açık modelleri tercih edin. Bebek aynı zamanda annenin memesine hem temas eder hem onun kokusunu alır ve çok az yabancılık çekerek emmeye devam eder. Tam yuvarlak olanlar bebek temasını engellediği için çok fazla direnişle karşılaşabilirisiniz. Ayrıca silikon anne memesi kadar yumuşak olmadığından bebeğin burnu ve temas eden yüzü hem rahatsız olur hem de terler. Bir başka direniş sebebi.

İlk hazırlıkta bir çift küçük başlı bulundurursanız iyi olur. İhtiyaç olursa sayıyı arttırırsınız. Bazı markalar zaten küçük bazılarında 2-3 boy var. Bütçenize göre markaları araştırın artık. Wee küçük ama tam yuvarlak. Bebe dor tek tip ve büyük. Ben küçüğü var diye avent aldım. 2 hafta sonra da büyüğü gerekti. Küçükte rahat etmekle birlikte büyüğü de emebiliyorlar. Bebek prematüre veya 3 kg’nin altında değilse biraz zorlanarak da olsa büyükleri kullanabiliyorlar. Bütçenize göre takılın. Tavsiyem çok fazla almayın. Sadece sudan geçirilerek birkaç defa kullanılabiliyorlar. Eşim titiz olduğu için her seferinde sterilizatöre soktum. Bu nedenle 5-6 çift aldım. Şimdi ikinciye kullanırız artık diyerek kaldırdık. Az yer kaplıyor. Ama masraf işte


Tam yuvarlak koruyucu.



İnce ve kalın uçlu kelebek (kenarsız).


Pistonlu enjektör:

Bak yemezsen inne yaparım diye tehdit etmek için değil. İlk günlerde süt yetmezse mama vermek için enjektör kullanacaksınız. Bazı ekoller çocuğa ilk başta biberon verilirse çocuğun emmeyeceğine inanıyor. Bazıları da aralarında bir orantı olmadığına. Bu nedenle biberon konusunda da 30 cc biberondan 2 tane götürün dedim. Bence aralarında bir orantı yok. Üstelik enjektörle mama vermek çok kolay değil. Ancak siz ikisinden de bulundurun. Bebeğin emme refleksi çok geç gelirse enjektör hala elzem. Hangisiyle başlayacağınızı doktorunuza sorun.

Ayrıca o bebeğe mama harici türlü türlü ey vermek zorunda kalacaksınız. İlaç, şurup, destek…vb. bebeğin kullanacağı ölçekler genelde 1-2 mililitre düzeyinde olduğu için hem pek çok ölçekte bu miktarı ayarlamak zordur hem de kayıp çok olur. Çay kaşığı tarzı klasiklerin de zannedilenin aksine standart ölçüleri yoktur.

Pistonlu enjektör nedir ve neden pistonlu? Enjektörün içindeki sıvıyı ittirmeye yarayan kolun uç kısmına bakın. Siyah lastik varsa o contalı enjektördür. Yoksa pistonludur. Contalının bir zararı olmaz ancak sterilizasyonu em çok zordur, hem düzeyi düşüktür hem de kolaylıkla conta özelliğini kaybeder. Pistonlu 10-15 kere sterilizatöre girebilir. Ama enjektör tek kullanımlık zarar vermesin demeyin. Bebeğe iğne yapmayacaksınız. Sadece ağzına sıvı verilecek. Alternatifleri lan çay kaşığı veya plastik çin yapımı ölçekten daha sıhhi olacağına emin olun. Tek sorun pistonlu enjektörler enjeksiyonda pek tercih edilmediğinde bulmanız zor olabilir. Bulduğunuzda 20-25 tane kadar alın. İğneleri kullanmayacaksınız atabilirsiniz. Kapak niyetine de kullanabilirsiniz ama çok efektif değiller. Ağızları yukarı gelecek şekilde saklarsanız içlerindeki akmaz.

pistonlu enjektör. siyah lastik yok


contalı enjektör. siyah lastik var



Mama:

Sütünüz ilk günlerde gelmeyebilir, gelen süt bir süre yetersiz kalabilir, hastanede emzirmenizi engelleyecek bir şey yaşanabilir veya akla gelmedik türlü vaka emzirmenize kısa süre de olsa engel olabilir. Bebek gelmeden önce bir kutu mama alın ve hastaneye yanınızda götürün. Genelde hastanelerde mama olur ama olmayabilirde. Üstelik pek çok hastane (özellikle devlet hastaneleri) mamayı ihale ile alır. Yani en iyi fiyatı veren alınır. İçerik çok aranmaz.

İlk mamanızı teneke kutuda alın. Daha sonra mamaya devam etmeniz gerekirse karton kutu alıp içine boşaltabilirsiniz. Daha ucuza gelir.

Sürekli mama kullanmak zorunda kalırsanız ve kutu mamayı tenekeye boşaltacaksanız en az 2 tane tenekeniz olsun. Mama bittiğinde teneke kutuyu (veya ne kullanıyorsanız onu) yıkayıp tamamen kurutmadan üzerine yeni mama eklemeyin. Dipte köşelerde kalan ve asla kaşıkla veya başka birşeyle alınamayan ve alınamayacak lan mama kalıntıları hem bozulur ve diğer taze mamayı bozar hem de kısa sürede mikrop yuvası haline gelir.

Kurutulmamış kapta mama saklamakta aynı şekilde hem bozulmayı hızlandırır hem de mikrop üreme süresini birkaç kar arttırır. Normalde mama açıldıktan sonra 3-4 hafta dayanabilirken iyi kurutulmamış kapta bu süre birkaç güne düşer.

Hangi mama sorusuna cevap vermeye çok gönüllü değilim. Sebebi herkesin kafasına göre bir şey söyleyecek olması ve mama konusu kazançlı bir konu olduğundan tavsiyeme çok çamur atılacak olması. Doktorlar bile ama bilerek ama sadece ağız alışkanlıklarına ters geldiği için verilen tavsiyelere doğru olmayan tepkiler verebilirler.

Baba olarak çocuğuma en iyi ve en zararsız/faydalı olanı seçmek istedim ve mamaları araştırdım. Şampuanlarda yaptığım gibi kendimin önceden denemesi gibi bir durum söz konusu değil. Bebek cildine benzer tepki veren doku bulabilirim ama sindirim sistemim 40 yıla yakındır çalışıyor ve pek çok şeyi öğrendi. Kendim deneyerek mamanın özelliklerini tespit etmem mümkün değildi. Çocuk doğunca da tek tek hepsini denemek anlamlı gelmedi. Hem çocuk deneme tahtası değil hem de her geçen hafta bebeğin vücut yapısı ve metabolizması farklı tepkiler verir.

İçerikleri üzerinden araştırdım. Mesleğim eczacılık. Şimdiki eğitimi bilmiyorum ancak benim eğitim gördüğüm yıllarda bir gıda mühendisi kadar olmasa da eğitimimiz besinler hakkında fikir sahibi olacak ve besinlerin biyokimya ile ilişkisini yorumlayacak kapsama sahipti. Bunları seçimlerimde biri kalkıp sen kimsin demesin diye yazdım.

Tercihimi hipp ten yana kullandım. Neden derseniz;

1-             İçerik malzemelerinin üretim ve kontrol aşamaları en takip edilebilir olan ve en çok içerik için organik sertifikasına sahip marka.

2-             Düzgün yapıda ve yeter miktarda lif içeriğine sahip. Lif miktarı bebeğin kakasının hacmini arttırır. Kaka hacmi yeterli olmazsa barsak çalışması gerektiğini anlayamaz ve dışkılama gerçekleşmez. Büyük insan için de aynı fenomen geçerlidir ancak bebek her şeyi daha yeni yeni öğrendiği için bu kural onlarda daha da önemlidir. Yeterli ve uygun yapıda (molekül zincir uzunluğu, sindirilebilirlik…vb özellikler) lif içeriği bu nedenle önemlidir. Sma ve smilac verdiğimde bebek kabız oldu. Birkaç günde bir büyük tuvaletini yapar hale geldi. Genel araştırmalarımda bazı tıbbi ekollerin 3 güne bazılarının 1 haftaya bazılarınınsa 10 güne kadar tolerans gösterdiğini öğrendim. Ancak bu toleransın nedeni bebeğin barsaklarının sindirimi öğrenmesinin zaman alacağı gerçeği kadar bebeğin barsak sitemine yapacağınız müdahalelerin potansiyel zararı ve fazla bir seçeneğin olmaması. Yani biraz da mecburiyetten tolerans gösteriliyor. O zaman bebeğin sindirim sistemini doğal metabolizma ile harekete geçirecek lif gibi bir sistem varsa neden bu kullanılmasın.

3-             Hipp mamasının içerdiği malzemelerin çok neredeyse tamamı organik tarımla elde edilen malzemeler. Sentetik malzemem yok denecek kadar az. Hatta bu koruyucu katkılar bile içermediğinden mamalar içinde en dayanıksız olanı. Bazı markalarda nükleotid ilaveli diye bir ibare var. Nükleotid DNA nın yapıtaşları olan biyo-molekül grubuna verilen ad. Ticari söyleme göre bebek büyürken hazır DNA hammaddesi verirsek hızlı büyüme sürecini daha rahat atlatır. Biyokimyasal olarak bakarsak bu maddeler zaten besinlerde bulunur ve ama bitkisel ama hayvansal kaynaklı olsun eğer gerçek besin maddesi kullandıysanız bunlara ihtiyacınız yoktur. En basit bitkinin püresinde bile bol miktarda bunlardan bulunur. Bu maddeleri ekledim dediğinde zaten içinde yetersiz miktarda olduğunu düşünmek yalan olmaz. Ayrıca nükleotidler doğada serbest halde bulunmaz. O zaman eklentiler laboratuarda yapılmış demektir. Bir şey laboratuarda yapılmışsa yeterince saf olmayabilir veya gerçek biyokimyasal yolak için yeterince uygun olmayabilir. Hormon yapılı pek çok maddenin ilaç olarak kullanılan laboratuarda yapılmış sentetik eşdeğerleri var ve bunların geneli farmakolojik olarak orijinal biyo yapımlar kadar etkili ve zararsız değil. Çünkü insan yapımı her şey orijinal metabolizma yapımı kadar iyi olmuyor. Daha da ötesi bugün gdo lu gıdalara insanlarca genetiği oynanmış diye savaş açar ve güvenmezken insan yapımı DNA yı elimizle bebeğe vermek de ne oluyor?

4-             İçeriğinde mantar yağı gibi daha hafif ve yakımı kolay malzemeler bulunurken diğer markaların çoğunda ayçiçeği yağı, kanola yağı gibi büyük insan için bile etkisi tartışmalı malzemeler ciddi yer kaplıyor. Hippte de ayçiçeği yağı var ancak miktarı düşük. Bir marka var. Keçi sütünden yapılıyormuş ve çok pahalı. İçeriğinde çok yüksek miktarda kanola ve ayçiçeği yağı var. Ucuzluğuyla ünlü ve kolay bozulup trans yağ oluşturan bu yağların bu kadar miktarda işi ne? Pahalı demek iyi demek değil.

5-             Pek çok markanın formülü neredeyse 50 yıldır aynı. 50 yıl önce bugün bilinenlerin çoğu bilinmiyordu.

6-             Soya lesitini yok. Gdo riski en yüksek malzeme bu.

7-             Saçma gelebilir ama metal kutusunu yıkarken fark ettim içe bakan metal çıkıntının yuvarlatıldığını fark ettim. Elimi kesmeyen belki de tek markaydı. Çok ayrıntı gelebilir ancak bu ayrıntı bile düşünülmüş dedim.

8-             Marka babamın oğlu değil. Sadece güven verdiğim için kullandım.

9-             Çok değil 20 yıl önce bile inek sütüne nişastalı ve pirinç unlu mamalarla çocuklar büyütülürdü. Kullanacağınız mama çocuğunuzu öldürmeyecek veya hasta etmeyecektir. Uzun vadede etkileri araştıran ve anlamlı sonuçlara sahip ciddi ve tarafsız bir çalışma bulamadım. Bu nedenle diğerleri zarar verir diyemem. Karar sizin benimki bir düşüncenin paylaşımı.


Mama kullanırken dikkat edilecekler:

1-      Kaynar suyla mama hazırlanmaz. İçerikteki maddelerin çoğu parçalanır ve mamanın özelliği kaybolur.

2-      Mamaların geneli koruyucu içermez ya da böyle iddia eder. Bu nedenle kaynatılıp soğutulmuş su kullanın.

3-      Sulandırılmış mamayı yazın 2, kışın 3 saat içinde kullanın. Kalanı atın. Çabuk bozulurlar. Bazı markalar buzdolabında 12 saate kadar kalabilir demiş ama ben güvenip yapmadım. Muhtemelen bunu yazan markalarda bunu yaparsanız bir sorunla karşılaşmazsınız. Ama bu cümle bana kalırsa aynı zamanda ne kadar sentetik olduğunu da gösterir.

4-      Aynıları süt için de geçerli; hazırlanmış mamayı buzdolabından çıkarıp kullanıp kalanı dolaba koymayın, hatta kullanmasanız da geri dolaba koymayın (tercihen mamaları dolaba koymayın). Farklı zamanlarda hazırlanmış 2 mamayı birleştirmeyin. İlk hazırlananı ilk kullanın. Hazırlanan mamanın ömrü mama ısıtıcısında yarı yarıya azalır. Çok sık ısı değişimi yaratmayın. Sürekli ısıtıcıdan çıkarıp kullanılmış mamayı soğudukça tekrar tekrar ısıtmayın. Çözülen mama çöker ve karın ağrısı yapar.

5-      Mamayı toz halinde saklarken güneş görmediğine emin olun. Kendi kutularının dışında bir kutuda saklayacaksanız ışık almayacak yapıda olduğundan emin olun.

6-      Mama değiştirilmez diye bir kaide yoktur.

7-      Bebekler mama seçebilir garip değildir çocuğa kızmayın.


Göğüs pedi:

Direk beslenmeyle ilgili değil ancak bebek beslenmesinin bir sonucu olan süt üretiminde çok ihtiyaç duyacaksınız. Göğüslerin süt üretim ve depolama merkezlerinin vana gibi bir mekanizmaları yoktur. Çıkış uçları büzülerek kısmi bir kapatma sağlar ancak emziren veya emzirme ihtimali olan bir annede süt daima sızar. Az veya çok sızan süt mutlaka dışarıdan görülecek kadar giysilerden belli olur. Ayrıca çok besleyici olan bu sütte kolayca bakteri ürer ve hem sütün kendi kokusu hem de bakterilerce çürütülen sütün kokusu insanın tadını kaçırır. Üstelik ben emziriyorum diye ortalıkta bağıra bağıra dolaşmak ne kadar anlamlıdır.

Ucuz pahalı pek çok türü var. Bebe dor çok ucuz ancak kalın (dışarıdan belli oluyor) ve disk çapı küçük. Daha ince olanların da fiyatları ona göre. Süt üretimi çoksa ciddi maliyetler çıkıyor. Biz evde kullanmaya bebe dor aldık dışarı için de lansinoh, avent ve promum denedik. Avent ve lansinoh da sıkıntı yaşamadık. Promum alerji yaptı. Tavsiyem saf ve doğal pamuk olanlarını kullanın. Sentetik pamuk ve elyaf alerji yapabiliyor. Kraftın jelli ultra incesi varmış hipoalerjik ama denemedim yorum yapamayacağım. Bir de yüzeyi tamamen düz olan pedler yerine kanallı veya yuvarlatılmış çıkıntıları olan modelleri tercih edin. Uzun saatlerde daha az rahatsız ediyorlar. Taşıyabilecekleri süt kapasiteleri ile ilgili bir standart bu yazıyı yazdığım yıllarda yoktu. Siz okurken böyle bir standart varsa ve süt üretiminiz fazlaysa yüksek kapasiteyi tercih edin. Dışarıda değiştirmesi zor bir malzeme.


Biberon tapası:

Biberon bölümünde anlatıp anlatmadığımı bilmiyorum ancak süt veya hazır sulandırılmış mama içeren biberonu çantanıza koyacaksanız emziğin sızdıracağını bilin. Nedense dar ağızlı biberonlarda bu tapa standartken geniş ağızlılarda hemen hiçbir markada mevcut değil. Mecbur dışarıdan alacaksınız. Çok basitler ancak ucuz değiller. Kampanyalı bulursanız acımayın ve sterilizatöre girebilir ibarelileri alın. Bazen ucuz markalar uyduruk malzeme ile üretiyor ve mamayla direk temas etmesine rağmen sterilizatöre koyamıyorsunuz. Kısaca işe yaramaz oluyorlar.


sadece bunun resmini bulabildim. mamajoo da da vardı



Katı meyve sıkacağı ve/veya cam rende:

4-6 aydan itibaren ufaktan ek gıdaya geçeceğinizde kullanacağınız malzemeler. Cam rende ucuz. Katı meyve sıkacağı da hem henüz kendini yiyemediği meyvelerin suyunu verebilmek hem de posaları emmesini sağlayabilmek için gerekli. Gücünüz yetiyorsa düzgün bir marka alın. Bir de 550 w ve üzeri bir motor gücünüz olsun. Haznesi arkada olanlarda hazne dolmasa bile posa sıkma diskine sıkışabiliyor. Alttan hazneli model bulursanız ve güçlü motoru varsa tercih edebilirsiniz.
büyük özellikleri ve kalite farkı yoktur.


Mama ısı ölçer:

Çok pahalıydılar almadım. Tabanca şeklinde olan alından temassız ateş ölçen cihazları mama ısısı ölçmek için satmaya kalkabilirler almayın. Hassasiyetleri çabuk bitiyor ve ayarları çabuk bozuluyor. Hastanede çok eskittik onlardan. Üstelik ucuz da değiller. En güvenlileri sıvıya çubuk sokulanlar ancak onlar da pahalı. Eski usül elinizle ölçün veya eczaneden çubuk (koltukaltı veya dilaltından ölçen) ateşölçer alın. Ucuzdurlar ancak çabuk bozulurlar bilginiz olsun. Manuel kaldıysa ondan da kullanabilirsiniz. İşiniz bitince durulamayı unutmayın.


Yemek seti-alıştırma bardağı:

El-göz koordinasyonu sağlandığında bebek kendi kendine su içmek ister. Biberon gibi ancak ağzına daha uygun suluk verirsiniz. Pahalı markalarda biberonun ucuna takılan farklı bir uçla sorun çözülür. Hemen almanıza gerek yok. Bu arada akıl gereği bu uçları plastik malzemeli biberonlara takın (PP veya pes). Cam kullanmayın hem ağır olur hem de kırılabilir.
pek çok geniş ağızlı biberonla uyumlu ve akıtmaz. ancak 1 yaşından sonra pipetli sistemler daha iyi.

Kendi yemeğini yemeye başladığında da kullanacağı kaşık ve tabakları olacak. Neden evdekileri vermiyoruz? Çünkü onlar ağır, keskin kenarları olan ve kırılabilir malzemeler. Metal kaşık da zararlı olabilecek kadar sert ve keskin köşeli. Çocuk için olanlar  kenarları yuvarlatılmış, kırılmaz yapıda ve kolay çizilmez olurlar. Kaşıkları da yumuşak ve yuvarlak köşeli olur. Tavsiyem bunları düzgün markalardan alın yoksa çabuk bozuluyorlar. Tabakları da geniş tabanlı ve az derinlikli alın. Zor devrilirler. Hiç devrilmeyen tabaklar varmış ama denemedim.

Ara geçiş için kaşıklı biberon kullanılabilir. Şişe kısmının altı elle itilen pistonlu yapıdadır. Kaşık kısmı da biberondan mamanın akacağı bir kanala sahip. İlk başta bir tane alın. Her bebek aynı şekilde kendi yemeye başlamıyor. İhtiyaca göre alırsınız. benimki hiç kullanmadı.

Emme refleksi geç gelen bebekler için de kaşıkla besleme yapılır. Zor bir işlemdir. Bildiğim kadarıyla bu iş için özel kaşıklı biberon var ancak piyasada pek bulunmuyorlar. Biraz aramanız gerekebilir. Pistonlu biberonun kaşığını biraz küçültüp kullanmayı deneyebilirsiniz. İyi kötü iş görüyor.


  Diş kaşıyıcı:

Kendi besin değil ama besin kadar sık kullanılacak. Çok fazla çeşidi var ve her bebek kendi seçiyor. Ne zaman gerek olacağı her bebekte farklı olabildiği için basit olanlardan bir tane alın. Zamanla duruma göre arttırırsınız. Kenarlarda plastik çapak, çıkıntı olmamasına dikkat edin ve mümkün olduğunca basit şeyler alın. Hem ağza sokuluyor (çok parça çok risk) hem de kolay kayboluyor.

26 Temmuz 2014 Cumartesi

kıyafet bebek giyim hastane çıkışı giyim seçerken dikkat edilmesi gerekenler nelere dikkat edilmeli hangi kıyafet bebek kıyafet isimleri zıbın badi bady body çıt çıt hastane çıkışı tulum


Bebek giyim:

Bebek giyimi hesaplanması, seçimi ve anlatması belki de en zor konu. Bebek giysilerinde büyük insan kadar çok çeşit var. Kaba bir açıklama yazı içinde yapacağım ancak asıl sorun neyden ne kadar ve ne kalitede alınması gerektiği. Fiyatlar arasında da uçurum var. Bu nedenle marka veya standart seçimi de bir o kadar sorun.

Bebeğe giysi alırken ilk düşünecekleriniz doğumun beklendiği mevsim, sizin yaşadığınız yerin genel iklimi, bütçeniz ve ikinci çocuğu düşünüp düşünmemeniz.

Mevsimi tek başına ele almayın. Bulunduğunuz yerin iklimine göre düşünün. Ankara’nın yazı ile Adana’nınki benzemediği gibi aynı sıcaklık ortalamasına sahip adana ile urfa’nın iklim özellikleri farklıdır. Ankara da görece kuru ve ılık geçen yaza karşılık adana sıcağıyla ünlü bir yerdir. Diğer yandan adana da yazın nem kolay kolay %70’in altına düşmezken aynı sıcaklık ortalamasına sahip urfa’da nem nadiren %50’ yi aşar. Bu nasıl yorumlanır?

Yazın kara ikliminin görece serin ve kuru yazında yarım kollu badi (body de yazılır) gündüz iş görürken nispeten serin gecelerde uzun kollu gerekebilir. Üstelik mevsim kısa süreceği için alınacak miktarda ona göre azdır. Gece gündüz sıcaklık farkı görece az olduğu için sadece yarım kolluyla bile yaz geçirilebilir. Ancak adana’da nem oranı yüksek olduğundan doğumdan itibaren kısa sürede kolsuz badiye geçilirken klima kullanımı çok yaygın olacağından pantolon bulundurmanız gerekebilir. Üstelik kullanacağınız kumaşın kalın pamuktan ve hava geçirgenliği sağlaması daha anlamlıdır. Yoksa yüksek nem nedeniyle bebek fazlaca terleyecektir. Pamuk ve bambu nem açısından iyi denge sağlar. İkisini direk karşılaştıramadığım için hangisi daha iyi bilemeyeceğim. Ben oyumu pamuktan yana kullanırım.

Diğer yandan sıcak ama kuru kara ikliminin daha sert bir hali olan güneydoğu ikliminde daha ince kumaş daha faydalı olacaktır. Üstelik gündüz gece farkı fazla olduğu için gündüz kolsuz giysiler bile yetebilirken gece için daha kalın ve uzun gerekebilir. Kış için de benzeri farklar söz konusu. Kısacası giysi tür, miktar ve yapı seçiminde öncelik kendi yaşadığınız yerin iklimi. Daha önceden bebeği olan tanıdıklarınıza sorun, büyüklerinize sorun ve aklınızı kullanın. Kendi giydiğinize yakın özellikte kıyafetler seçin. Örneğin adana’da yazın kolsuz giyiyorsanız bebek için de çoğunluğu kolsuz alın veya klima sizi çok çarpıyorsa çocuğu da çarpacaktır ona göre kalın ve uzun alın.

Alınacak kıyafet sayısı tartışmalı bir konudur. Bazı insanlar bebek hemen büyüyor çok almayın der. Bazısı da (ben dahil) bebek demek kirlenmek demektir fazlasını bulundurun der. Kalite için de aynısı geçerli. Hızlı büyüdüğü için çok kaliteliye gerek yok veya bebek bu en iyisini hak ediyor. Karar sizin. Kalite konusunda öncelikle ikinci (ve ondan sonraki) bebeği düşünüp düşünmemeniz önemli. Düşünüyorsanız düzgün bir şey alın. Kaliteli bir malzeme rahatlıkla 2-3 çocuk büyütür. Hem gerçekten hızlı büyüdükleri için eskimeye zaman bulamazlar hem de bebek henüz yaramazlık yaparak eskitecek durumda değil. Sadece üzerine kusabiliyor.

Kalite konusunda yegane tavsiyem kaliteyi çok düşürmeyin. Naylonumsu dokuya sahip, veya kumaşına elastan, poliamid gibi katkılardan bolca katılmış giyimden uzak durun. %100 pamukları tercih edin. Pamuk nasıl ayırt edilir bilmiyorum. Alış veriş yapan bayanlara sorun. Dokunarak anlarlar. Yeri iyi demişlerse merkezi anlamına gelmiyormuş J.

Çıt çıtları iyi kontrol edin. Çok kötü markalarda eski tenekeden yapılır. Bunu ayırmak kolay değildir. Ancak kaliteli çıt çıt zirkon adı verilen bir malzemeden yapılmıştır ve kolay kolay boyanmaz. Boyalılarda kenar kısımlarda boya dökülmüşse ortanın altıdır. Çıt çıtın kumaşa gömüldüğü yerlerde parmaklarınızı gezdirin. Ayaklardan dışarıda kalan, parmağınıza takılan parçaya rastlıyorsanız o malzemeden uzak durun. Hem çıt çıt malzemesi kötüdür hem de üretim süreci zayıftır. Her türlü aksilik çıkabilir.

Başka çocuk düşünmüyorsanız veya bu süreç uzun sürebilecekse orta kalite almanızı tavsiye ederim. Bildiğiniz bir mağazadan alış veriş yapabilirsiniz. Veya son yıllarda markalaşmaya başlayan bebek/çocuk kıyafet zincirlerindende (sobe,cıvıl…vb) size uyanı tercih edebilirsiniz. Pazar türü yerlerden alacaksanız daha önce oradan alışveriş yapmış arkadaşlarınız olup olmadığınız araştırın ve onların yorumlarına bakın. Hiçbir şey bulamadıysanız deneme için bir tane alın ve alerjik bir arkadaşınızın koluna sarıp birkaç saat bekletin. Sizin için bunu deneyecek alerjik bünyeli bir arkadaşınız yoksa bir gün siz bir gün anne 8-10 saat kadar karnınıza temas edecek şekilde tutun. Sonuçta bebek sizlerden birine çekeceği için kumaşa bebeğin vereceği tepki de size benzeyecektir. Karnınız en yumuşak yeriniz olduğundan alerji testi için alerjik bünyeli olmayan kişide iyi bir tercihtir. Çok kiloluysanız yine kolun tüysüz bölümünü tercih edin.

Pek çok kişi size tavsiye verirken söyleyeceği veya internetteki yazılardan okuyacağınız şey kıyafette dikkat edilmesi çünkü çok fazla alınınca elinizde hiç kullanılmamış kıyafet kalacağı olacaktır. Az da alsanız çok da alsanız bu olacak. Bebek kıyafetleri hem boyutları hem de duygusal olarak bizim yüklediğimiz anlam nedeniyle çok caziptir, şirindir. Ayrıca neyin gerekeceğini öngörmek çok çok zor olduğundan ne kadar az alırsanız alın kullanmadan kaldırılmak zorunda kalınan malzeme mutlaka olacaktır. 3-5 parça kullanılmayan şey için suçluluk duymayın. Sonuçta toplum size mevlüt kıyafeti, sünnet kıyafeti, doğum çukulatası ve kokusu gibi türlü saçmalıklara para verdirecek. İçiniz istedi diye birkaç tane kıyafet almışsınız çok değil. Yine tekrar ediyorum; çocuk zaten maliyetli bir olaydır. Yaparken bunu göze alın. O yüzden nasılsa az giyecek diye az kıyafet almayın. Yeri gelecek 1 günde 4-5 defa üst değişilecek. Çocuk çıplak mı dursun? Bir sürü hediye gelecek denir ancak o hediyelerin çoğunluğu ya kumaşı nedeniyle ya zamansız olmaları nedeniyle (erkenden 6 aylık çocuğa göre kıyafet getirenler, yazın kışlık getirenler veya geç gelip 3 aylık bebeğe yeni doğan boyu getirenler) ya da sırf siz beğenmediğiniz için kullanılamayacak. Kaldı ki ağaca dayanma kurur adama dayanma ölür. Bana da şunu getiririm bunu getiririm diyen çoktu ama gelenlerin tamamı 1 çekmece bile etmedi. Siz hazır olun gelenler ekstra olsun. Üstelik bazı mağazalar artık değişim etiketi veriyor ve olmayan veya beğenmediğiniz ürünü değiştirebiliyorsunuz. Hediye gelir diye güvenmeyin.


Kıyafet türleri:

Kendim için de kıyafetten fazla anlamam. Kendi başıma alışveriş yaptığım yok denecek kadar azdır. Hep birilerinden yardım istedim. Bu nedenle çocuk kıyafeti konusunda da baz kalemler haricinde fazla yorum yapamayacağım. Rakam vermemeye çalışacağım ancak verirsem bu bebek hazırlığı için ilk başta elinizde olması iyi olacak miktardır. Zamanla ihtiyacınıza göre gardrobunuz şekillenir.

Zıbın:

Eski zaman röbdeşambırlarına (doğru yazılımını bulamadım) benzeyen sadece üst kısmı kapatan, cekete de benzemekle beraber çocuğun karın kısmını iki kat örten kıyafetlerdir. Bağcıklı veya çıt çıtlı olabilir. Esas işlevi göbek bağını korumakmış. Ben pek anlam veremedim. Genelde kalın kumaşlı ve uzun kollu olduğu için daha serin ortamlarda kullanılması tavsiye edilir. Yeni doğanlarda badi üzerine de giydiriliyor. Bebeğiniz sonbahar veya kış bebeğiyse daha çok ihtiyaç duyacağınız bir kalem. Yaz veya yaza yakın ilkbahar zamanında sadece çocuğun ortam sıcaklığına alışması için geçen süre kadar (kaynağa göre değişmekle beraber) 3gün ile 2 hafta arası kullanırsınız. 3-5 tane kadar olması ilk başta yeter. yeter. Belinin açılma olasılığı olduğu için ana giyim olmaktan çok yardımcı giyim olacaktır. Tamamen içe giymek için düz beyazları kadar rengarenk olanları da var. Kullanım durumuna ve içinize sinmesine göre bakarsınız. Düzler genelde sadece içe giymek ve göbeği korumak için. Faydaları tartışılır.

Çıt çıtlı badi:

Orjinali body ama yazıldığı gibi okunsun diye böyle yazdım. Belki de en faydalı kıyafet türü. Görünüm olarak fanilaya benzer. Uzun kollu, yarım kollu ve kolsuz olabiliyor. Kendi başına giyim olabildiği gibi kışın diğer kıyafetlerinde içine giyilerek yardımcı kıyafet de oluyor. En kullanışlı yanı altı kapalı olduğu için çocuğun büyüdükçe bezini çıkartması veya belinin açılması gibi bir durum yok. Bel göğüs gibi esas korumanız gereken organların olduğu bölgeyi sardığı için de yardımcı kıyafet olarak kışın da işinize yarar. Bulunduğunuz yere göre değişik kol boylarından 5er tane almanız faydalı olacaktır. Bebek ilk doğduğu zamanlar zıbının bile altına giyiliyor.

Pantolon:

Kumaş blazer değil. Kot da değil. Bildiğiniz pijama altı veya eşofman altı. Esasen bacakları korur. Serin havalarda zıbının altına, klimalı odada badinin altına giymek gibi değişik kombinasyonlar mümkün. İki türü var. Patikli ve patiksiz. Soğuk yerler için patikli iyidir çünkü bebek sıklıkla çorabını çıkarmayı başarır. Sıcak ortamlarda çorabı çıkarıp giydirerek denge sağlamanız gerekeceği için patiksiz daha uygun olacaktır. Pantolondan da 4-5 adet kadar bulundurmanız başlangıç için iyi olacaktır.

Tulum:

Zeki bir insan zıbına ayrı pantolona ayrı zaman mı? ben giydiriyorum, çıkıyorum demiş ve tulumu yapmış. Tek parça ve daha örtücü bir kıyafet. Badi gerektirecek kadar sıcak iklimler hariç genelde her duruma uyacak türleri var. Uzun kol bacak patikli, uzun kol bacak patiksiz, kısa kol kısa bacak, kısa kol uzun bacak…vb. Çıt çıt aralıkları hava alır ancak esintili ortamlarda  çocuğun üşümesine neden olur bu nedenle içine duruma uygun olmak kaydıyla kolsuz veya kısa kollu badi de giydirirseniz esintili ortamlarda (klimalı ev, avm, park, esen balkon…vb) daha iyi bir koruma elde edersiniz.

Çorap:

O küçücük çorapları görünce insan bunun içine giren şey çok küçük olmalı diyor ama emin olun genelde o bile büyük geliyor. Söz bir yana çorap en sık kaybolan ve en hızlı küçülen kıyafet. Neyse ki ucuz. Pamuklu olması dışında söyleyebileceğim fazla bir şey yok. Bebeğin ayağı soğuk olur bu normaldir yazın iki kat giydirmek gibi bir iş yeni doğduğu günler hariç yapmayın. Patiksiz pantolon veya tulum ağırlıklı aldıysanız çorabı bolca alın. Dediğim gibi kolay kaybolurlar ve kolay kirlenirler. Değişik boylarda alın. Hem çocuğun büyüdüğünü anlarsınız hem de harcadığınız maliyeti biraz daha uzun kullanırsınız. Bu mantıkla hepsini büyük almayın ilk günler giydirirken zorlanırsınız.

Palto:

Bilindiği üzere kış için. Genelde kışın 1 yaş altı ise veya yürümüyorsa tulum şeklinde paltoyu önerirler. Yürüyen veya hareketli çocuklar için de uzun etekli palto. Kalınlığı ve malzemesi iklimden iklime çok değişiklik göstereceği için tercihinize kalmış. Paltoda mecburen sentetik malzeme kullanılır ancak bebeğe değen iç kısımlar için pamuk tercih edin. Ayrıca kış başında veya sonbaharda alırken biraz büyük alın. Kış geldi diye büyümesi durmuyor.

Göbek bağı:

Eskiden göbek için ayrı pansuman yapılırdı ve göbek giysilere temas etmesin diye göbek bağı bağlanırdı. Tülbent kadar ince ve yumuşak bir malzeme olup bebeğin göbeğini sarmak dışında bir işlevi yok. Günümüzde pek kullanılmadığı için bulmanız da zor kanamalı bebek değilse almanızı da tavsiye edemiyorum. Bazı hastane çıkışları  içerik sayısını arttırmak için bundan da koyar. O yeter. Olmaması dert değil. Göbeği çok kanayan veya alerjik bir bebeğiniz olursa ağız bezi bölümünde bahsettiğim metrelik tülbentten uzun bir parça kesip sarın,işinizi görür. Bant kullanmamaya çalışın.

Başlık,bere:

Kışın 1 aya kadar yazın en fazla iki haftaya kadar giydireceksiniz. Mümkün olduğunca düz, kolay giydirilen ve oraya buraya takılacak parçalar içermeyen modelleri tavsiye edeceğim ancak çok şirinler manasız kukuletalarda alacaksınız. Bari içindeki dikişlere bakın çıkıntı yapacak şekilde olmasın. Bebeği çok rahatsız ediyor ve iz yapıyor.


Önlük:

Tekrar ve tekrar. Çocuk=kusma. Yaklaşık 10 tane önlüğünüz olsun.iplileri bağlamak zor. Tek başına tek elle daha da zor. Cırtlılarda iyi dikilmezse kesebiliyor. Çıt çıt lıları tercih edin. Malzeme önemli değil. Pamuk, önü pamuk arkası naylon, elyaf. Takılın. Çok kısa süre çocuğa temas edeceği için çok önemli değil.


Not: burada verilen sayılar başlangıç sayılarıdır ve tahminidir. Bebeğin durumuna göre zamanla arttırılacaktırlar. 5 tane dedin daha fazla gerekti demeyin.


Birkaç tavsiye:

  • Hastaneye doğum için ilk gideceğiniz zaman hastane çıkışı dışında da kıyafet almanız gerebilir. Kimi yazılarda yenidoğan boyu alın denmiş. Doğru 0-3 ay boyları genelde yeni doğmuş bebek için büyük. Bazen bacakları pantolonun yarısında kalır bazen de kolları. Kötü bir görüntüdür ve giydirirken zorluk yaşarsınız. Ancak bu boyların en fazla 2 haftalık ömrü oluyor. Sonra hemen küçülüveriyorlar. Ek maliyet demek. Çocuğa da bir zararı yok. Benim tavsiyem hastane çıkışını 1 değil, 3-4 tane alın ve onları götürün. Büyük gelen de bırakın büyük gelsin. Fazla sürmüyor. Prematüre doğum gibi olaylar dışında yenidoğan boyu bence ek maliyet. Ayrıca az sonra da anlatacağım gibi boyların kesin standartları yok. Bu nedenle 0-3 ay boyunun kimisi büyük gelmez, kimi yenidoğan da büyük gelir veya bebek iri olur gerek kalmaz. Ultrasonun söylediği boy ve kilolarda %20ye varan sapma olur. Haberiniz olsun.
  • Evinizde daima farklı türde kıyafetler olsun. Sadece badi veya çok sayıda tulum az sayıda pantolon gibi işler yapmayın. Evet sayıca çok olan bir kalem mutlaka olur ancak değişik türlerden mutlaka birkaç tane bulundurun. Böylece değişik ortamlara veya hava durumlarına uyum şansınız olur. Ben bu satırları yazarken adana’da oturuyordum. Sıcağıyla ünlü bir yerde tek badi yeter dedim ama son 25 yılın en serin yazı geçti. Sıcak olduğu zamanlarda da klima nedeniyle daha kalın ve/veya daha uzun giysilere ihtiyaç oldu.
  • Dolabınızda daima farklı boylar bulunsun. Bir kıyafetin üzerinde 0-3 ay yazması çocuğun onu 3 ay giyeceği anlamına gelmez. Daha uzun da giyebilir ancak genelde daha kısa giyerler. Ayrıca bedenlerde tam bir standart yok. Farklı markaların 0-3 ay boyları farklı boylarda olabiliyor. Hatta numara veya ay değil bizzat santim esasına göre numaralandırılanlarda bile bazen aynı markanın farklı üretim lotlarında dengesiz boylar görebilirsiniz. Bu nedenle bazı kıyafetler daha erken küçülecek veya bazı büyük kıyafetler daha erken olmaya başlayacak. Özellikle zincir mağazaların markalarında fason üretim yaygındır ve bazen farklı boyları farklı atölyeler üretir. Bu durumda standartlar alt üst olur. Ayrıca bazen tulumun içine badi veya zıbın giydirmeniz gerekebileceği için bir beden büyük tulumun gerekmesi gibi kombinasyonlar yapmanız gerekebilir. Kısacası değişik boylar bulundurun.
  • Küçülenleri hemen atmayın veya atacak birine vermeyin. Süt korumaz, kaza kurşunu yaygındır.
  • Büyük insanlarda kullanılan şort tişört gibi giyim bebeklerde de var ancak bana efektif gelmediği için kullanmadım.
  • Yardımcı olan anneanne,babaanne gibi büyüklerin sözünü dinleyin ancak bu büyüklerin genelinin çocuğu pandaya benzeyecek şekilde üst üste giydirme huyu vardır. Sıcak havalarda bunu yapmayın. Bebek 2-3 hafta içinde dış dünya sıcaklığına adapte olur. Onu çok giydirerek korumaz aksine ona kötülük yaparsınız. Ayrıca kendi hatalarınızı yapın. O büyükler olaya bir kez müdahil oldu mu sonrasında hayat boyu o çocuğa bir daha asla söz geçiremezsiniz.
  • Aldığınız kıyafetleri kullanmadan önce mutlaka yıkayın. Tercihen ilk yıkamadan sonrada ütüleyin. Evde mantar hastalığı olan biri, zatüre ve verem geçirmiş biri, o an grip nezle türü bir hastalık geçiren biri yoksa, evinize fazla gelen giden yoksa her seferinde ütülemeye gerek yok. Özellikle ilkokula giden bir başka çocuk evdeyse veya eve sık gelip gidiyorsa bit ve pire için arada evdeki tüm kıyafet ve yatak tekstilini ütülemeniz iyi olacaktır. Aynı şekilde çocuğun daha sık dışarı çıkmaya başlamasından sonra da, oturduğunuz yer fark etmez, bit ve pire için belli aralıklarla ütü yapmanız faydalı olur. Ütünün asıl icat edilme nedeni bit ve pire yumurtalarının öldürülmesidir, pantolonum kırışıksız olsun diye değil. Sık et ve et ürünleri tüketimi lan evlerde ve çocuk ek gıdaya geçtiğinde iç çamaşırlarının arada bir ütülenmesi bazı barsak kurtlarının gelişim ve yayılımını önler.

18 Temmuz 2014 Cuma

emzik ve aksesuarları hangi emzik emzik kullanılmalı mı emzik zararlı mı emzik askısı emzik kabı damaklı emzik bakkal emziği


Emzik , emzik kılıfı ve emzik askısı:

                Yalancı emzik konusu çok tartışmalı bir konu. Damak yapısını bozduğu ve çocuğun emme refleksini anne memesinden uzaklaştırdığı gibi gerekçelerle tıbben adeta itin müsait yerinde konumlandırılır.

                Kullananlarsa ağlayan çocuğu susturmanın en iyi yol olduğunu söyler. Bunu söyleyenler arasında doktorlara da rastladım. Çocuk büyütmüş doktorlar.

                Kendi çocuğum olmadan önce bende emziğe çok çok karşıydım. Kesinlikle olmamalı hatta satışı yasaklanmalı diyordum. Ancak gerçeklerle yüzleşince kazın ayağının öyle olmadığını anladım.

                Emmek bebekler için beslenme aracı olduğu kadar metabolizmalarını da düzenleyen bir hareket. Emdikleri zaman sindirim sistemleri çalışıyor, beyinleri endorfin adı verilen bir çeşit metabolizma yapımı morfin salgılıyor ve vücut saatleri ayarlanıyor. Gazdan ağlayan bir çocuk veya hıçkırık tuttuğu için duraksızca ağlayan bir bebek genellikle bir şey emdiğinde rahatlıyor. Hem endorfin hem de barsak hareketlerindeki düzenleme ve kim bilir başka neler onları rahatlatıyor. Siz emzik vermeseniz de o eli, parmağı, giysisi, ağız bezi gibi bir şeyler bulup bir şekilde emmeye çalışıyor. Bu anlarda emzik oldukça masum kalıyor.

                Çocuk kendini yırtarcasına aralıksız saatlerce ağlarken veya 2 gün hiç uyumamışken o tıbbi veriler bana hiç anlam ifade etmedi ve keşke ilk doğduğunda verseymişim dedim. Emzik eroin değil. Hemen birkaç emişte müptela olmuyor. Üstelik ortodontik emziklerin faydası üzerine yapılan çalışmalar ve olumlu veriler de var. O verilere de olumsuz olanlara inandığım kadar inanıyorum.

                Bazı bebekler hemen emzik emmeye başlar. Direnmeden kabul eder ve uzun zaman emer, bazıları doğuştan sevmez ve ne kadar uğraşırsanız uğraşın emmez. Bazıları da alıştırırsanız emer ama alıştırmazsanız emmez. Genelde bu bebekler emziği daha kolay bırakır. Bebeğiniz bunlardan hangisi diye anlamanın bilinen bir yolu yok. İkiz bebeklerin birinin ilk günden emzik emip diğerini hiçbir zaman emmediğini gördüm.

                Benim tavsiyem bir emzik alıp bulundurun. İhtiyaç halinde kolaylıkla yenisi alınabilecek bir malzemedir ve fiyat indirimi daha nadir görülen bir kalemdir.

 Pış pışlama gibi konvansiyonel yöntemlerle durduramadığınız veya kolik olduğu anlaşılan bir bebekte emziği deneyin. Emin olun alternatif ilaçlar daha masum değil. Emecekse emer ve rahatlar. Rahatlamaz veya emmezse diğer alternatiflere geçin.

                Emzikte de çok çeşit var ama iki ana grup mevcut. Klasik balon tipi emzikler. Bakkal emziği olarak da bilinir ve damağı en çok bozanlardır. Bana çocuğu olan biri çocuğa emzik vereceksem bunlardan vermemi çünkü çok kolay kayboldukları için kolay bulunan bir model tercih etmem gerektiğini söyledi. Benim bebek marka seçtiği için deneme şansım olmadı.

                Diğer tür ise damaklı olarak da bilinen ortodontik emzik. Şekilce ortodontik biberon emziğine benzer. Daha az ağız doldurduğu için bazı bebekler bu türleri sevmiyor. Ancak daha az zararlı hatta faydalı oldukları bile söyleniyor.

                Hangisinden bulunduracağınız konusunda karar sizin. Şunu belirtmeliyim ki bebeklerin geneli ilk emdikleri ve alıştıkları türü kolay kolay değiştirmiyor yani kararınızı ona göre verin.

                Bu arada malzeme olarak da silikon ve lateks olarak ayrılıyorlar ancak yine silikonu tavsiye ederim. Lateks hem ömürsüz hem de bebeğin yutabileceği şekilde parçalanıyor. Bu kalemde de fiyat ve kalite doğru orantılı.

Emzik kordonu ve emzik kabı:

Emzik, şekilsizliği nedeniyle biberon emziği kadar çok olmasa da çok anormal hareketlerle çok uzağa giderek kaybolma huyları var. Bebeklerin ilk öğrendikleri şeyin ellerindekileri uzağa fırlatmak olduğunu da düşünülürse kaybolmayı önlemek için emzik kordonu kullanın. Son zamanlarda bebeğin kazara kendini yaralamaması için yaylı kıskaçlar kullanılmıyor. Yerine kullanılan mekanizma da oldukça kırılgan. Aklınızda bulunsun. Bu arada ister emzik kordonu kullanın ister başka bir şeyle bağlayın kordonu kısa tutun. Bebek kendini boğabilir. İp gibi şeylerden uzak durmanız için bir sebep de budur. Kordon alacağınızda emzik veya kıskacın biraz zorlayınca çıkmasına dikkat edin. Fabrikasyon kordonlar daha kolay çıkacak ya da kopacak şekilde yapılırlar. %100 emzik tutucu değiller ancak emzik kaybını yarıya indirir.

                Mantıksal olarak evden çıkıldığında yanınızdaki temiz emzikleri koymak için emzik kabı kullanılırsa iyi olur. ya da kendinde kaplı veya ağzı kapaklı modeller kullanılabilir. Ben benim bebek marka seçtiği için mecburen kapaklı model seçtim. Bu nedenle aralarında bir kıyas yapamıyorum ama mantıksal olarak büyük bir fark göremedim. Sadece alacağınız şeyin kolay yıkanabilir, dar girinti ve kavisleri olmayan, keskin yüzeyi bulunmayan ve şeffaf olmasına dikkat edin.

17 Temmuz 2014 Perşembe

biberon ve emzikleri biberonlar nelerden yapılır biberonların hammaddeleri ham maddeleri ham maddesi biberon türleri biberon emzikleri türleri seçimi seçilmesi emzik materyalleri ham madde hammadde farkları avantajları damaklı emzik avent natura chicco wee bebe dor marka karşılaştırma


Biberon ve emzikler:

Bebeğimiz olacağını ilk öğrendiğimde aklıma ilk gelen şey biberondu. Kendi bildiğim dönemde biberon tipi de marka da belliydi. Şimdi önünüzde çeşit çok.  Ama hangisi?

                Biberon seçimi dikkat edilesi gereken bir konu. Emmeyi bile yeni öğrenen bir insanın besinine ilk elden temas edecek malzeme biberon ve emziktir. Hem sıhhi olmak hem de emmeyi bebeğe zulüm haline getirmemek için iyi seçim yapılmalı. Merdivenaltı üretimler genellikle ne bulunursa o malzemelerden yapılır.  Güven olmaz. Bu nedenle biberonları ucuzunu alacaksanız eczane, bebek malzemesi satan yerler gibi tekrar bulabileceğiniz veya kayıtlı envanteri olan yerlerden alın. Bakkal size sattığı biberonun arkasında durmak zorunda değil ancak eczane veya bebek üzerine çalışan bir mağaza en azından kayıtlı, fatura kesebilen yani kontrol altında bir malzeme satmak zorundadır. Mükemmel olmayabilir ama bir asgari standardı vardır.

                Kullanacağınız biberonun sayısı çocuğun emmesi ve sütün yeterli gelmesiyle orantılıdır. Bu nedenle ilk başta az miktarlarda almanız iyi olur.  Ancak seçim doğru yapılırsa ihtiyaç halinde aynı standarttan alınır ve benim yaşadığım malzeme karmaşası ve uyumsuz sürüyle malzeme sorunu yaşamazsınız.

                Şimdi biberonları tanıyalım. Biberonlar çeşit çeşittir ve sadece 1 yönden farklı değillerdir. Genelde hacim, yapıldığı malzeme ve ağız genişliğine göre farklılıklar gösterirler. Hepsini tek tek inceleyelim.

Hacimlere göre biberonlar: (hacimler markadan markaya farklılık gösterebilir ancak farklılık kullanım farkı aratacak kadar çok olmaz. Ayrıca hepsi başlıkta yazan miktarı alacak şekilde yapılırlar.) bu arada cc ile ml aynıdır. Farklı yazımlara takılmayın.

30 cc:

Bebeklerin ilk haftalarda ihtiyaçları katlanarak artar. Örneğin 1. Hafta başında 30 sonunda 60 2. Haftada 60 ml ye kadar çıkar. İlk ayın sonunda artış azalır. Süt sorununun en fazla yaşandığı dönem de ilk 2 -3 haftadır.  Bu nedenle hastaneye götürmek ve sütün gelmesi  beklenen  ilk hafta için bu küçük biberonlar çok faydalıdır. Tavsiyem 2 veya 3 tane bunlardan almanız. Wee, bambino, tombik gibi eczane markalarından seçerseniz çok kısa süre kullanacağınız bu malzemeyi ucuza da alabilirsiniz. 2014 de wee 30 cc 5 tlyken chicco (yazılışında hata olabilir) 20 tlydi. İyi gününde ancak 2 hafta kullanacağınız bir malzeme için çok para vermeyin. Bu arada aldıklarınızın 1 tanesi cam olursa (düz soda camı da olsa olur. hem ucuzdur hem de küçük olduğu için kolay kolay kırılmaz. Cam olanı sonradan su için kullanabilirsiniz.

60 cc:

                30 un 2 katı büyüklüktedir ama bana sorarsanız pek gerekli bir şey değil. Zaten yerli markalar dışında pek bulamazsınız. 125 likleri kullanmanız daha anlamlı olur. 125liklerde 30 cc sıklıkla hata yapılacak kadar az olur ama 60 ml kolaylıkla hazırlanabilir.

125 cc:

                Bebeğin ilk ay kullanacağı düzey budur. Bazı bebekler 6 haftaya kadar kullanır. Benim bebek gibi çok kolik sancısı çekenler için mamayı bölmeniz gerekebilir. Sonrasında çok anlamlı olmaz. Bebek su içeceği zaman 250lik de kullanabilir ağır gelirse yarım doldurun. Bu nedenle ilk alacağınızda 2 tane yeterli olur ve bu sınıftan alacaklarınızı bebe dor gibi orta düzey markalardan alabilirsiniz. Bebek emmez de mamaya bağımlı olursanız sayıyı arttırırsınız.
14. ay notu: hala 125lik biberon kullanıyorum. ilk başta 30 veya 60 yerine geniş ağızlı bir 125 alırsanız daha iyi olur. ilerde de su için kullanabilir. 250lik de vazgeçilmez ancak beklediğimin aksine 125lik kullanımdan kalkmadı. yalnız tavsiyem değişik emzik türlerini kullanabileceğiniz bir marka veya model alın. ben sırf bu yüzden avent natura değil standart avent aldım. yolculukta çocuk emziği yere düşürünce ilk ilçedeki nöbetçi eczaneden weeyi takıp yola devam edebildim. özel tasarımlarda bu şansınız yok.

250 cc:

                1-2 ay arası bir dönemde bebek her öğünde 150 ml ve üzeri mama içmeye başlayacağı zaman ihtiyaç duymaya başlarsınız yaklaşık 2 yaşına kadar da kullanırsınız. Ek gıdaların çoğu hala biberonla veriliyor. İyi bir marka almanız bu uzun kullanıma uygun dayanıklılığı sağlar. mamajoo ve wee bulaşık makinasında zamanla karardı. avent hala sorunsuz. ilk yatırımda iyi bir marka alıp bebek büyüdükçe daha düşük markaların emziklerini kullanmak daha iyi ve ekonomik. 1 aylık bebek wee veya bebedorda çok hava yutuyordu ama 6 aydan sonra emmeyi öğrenince bu derdi ortadan kalktı.

330 cc:

Bu satırlar yazıldığında sadece aventte vardı. Bence bir anlamı olmadığı için diğer markalarda bulunmuyor. 330 ml mama takviyesine ihtiyaç duyacağınız dönemde çoktan katı ek gıdaya da geçilmiş olacağı için bana anlamlı gelmedi. Üstelik dolu hali çocuğun eline vermek için fazla ağır olacaktır. Başta almanıza gerek yok ihtiyaç anında alırsınız.


Yapıldıkları malzemelere göre:

                Emzik değil biberonun yapıldığı malzemeyi tarif ettim. Emzik ayrı bir konu. Dayanıklılıklarını dayanabildikleri sterilizasyon cinsinden verdim. Kaynar suda 5 dakika bekletmek de ortalama 1 sterilizasyona denktir. Kaynatma biraz daha çabuk yıpratır ama burada fikir vermesi açısından eşit kabul ettim. Çizilmeye dayanıklılığı maalesef bir ölçüsü yok. Ancak sterilizasyon sayısı kullanım miktarıyla orantılı olduğu için sterilizasyon sayısı da bir fikir verecektir.

                Polikarbonat:

 cd ve dvd lerin ana maddesidir. Boyaları döküldükten sonra kalan şeffaf sert plastik kısım polikarbonattır.  Sert ve şeffaf olmasıyla tanınır.

 En büyük avantajları ucuz olmalarıdır ancak kırıldıklarında keskin uçlarının olması, sıcağa dayanıksız olmaları bu maddeyi kullanışsız hale getirir. Zaten ucuz markalar haricinde kullanılmazlar. 30-40 sterilizasyona ancak dayanırlar. Bu nedenle 30 cclik biberonları bu maddeden almak anlamlı olur. 1-2 hafta içinde bozulur ve atılırlar. Çok para da verilmemiş olur. rengi ve şekli gözle görünür biçimde bozulacağı için atılacağı zamanı anlamak kolay olur. Bunun dışında uzak durun.

Polipropilen (PP):

Plastik çamaşır suyu bidonlarının ana maddesi olan polietilen (PE) ile yakın akrabadır. PE yerine kullanılmalarının nedeni BPA adı verilen sertleştirici kullanılmadan da sağlam sayılabilecek malzeme yapılabilir olması, sıcağa daha dayanıklı olması ve yapılan malzemenin yüzeyinin daha prüzsüz olmasıdır. Ne kadar az prüz o kadar sıhhi malzeme demektir. Prüz, çizik, kesik gibi alanlarda kolaylıkla mikrop ürer ve görece korunaklı olduğundan daha zor ölürler.

Yumuşaktırlar ve kırılmazlar. Yırtılırlar. Yırtıldıklarında da zarar verecek keskin kenar olmaz. Sahtesi pek yoktur. Polikarbonat hariç ucuzdurlar. Dezavantajları kolay çizilirler ve içlerinde kolay mikrop ürer.

                Orta düzey markalarda 100-120 sterilizasyon dayandığı söyleniyor ancak kullanıma göre 150 ye kadar dayanabiliyor. İyi markalar 200-250 sterilizasyona kadar dayanıyor.

Tavsiyem görece daha kısa süre kullanılan 125 liklerin orta düzey markalardan ve PP malzemeden alınması. Ömürlerinin bitişi aşağı yukarı ihtiyacın bitişine denk gelir. Az kullanılmış da olsa kullanılmış PP malzemenin sonraki çocuğa saklanması çok efektif değil. Durdukları yerde de bozuluyorlar ve içlerinde mikrop ürer.

Malzemenin ömrünün bittiğini matlaşmasından, sıkıldığında eski hızında ilk halini almamasından, artan çiziklerden ve zor kurumasından anlayabilirsiniz. İçinize sinmediğinde riske girmeyin ve atın.

Polieter sülfon (PES):

Sert ve bal rengidir. Kolay kırılmaz. Kırıdığında PPye göre daha keskindir ama bir çocuğun kırması epey zordur. Çizilmeye de dayanıklıdır. Metal kaşık sapıyla kurulamaya çalışırsanız çizilir (ben yaptım) ancak standart kullanımda daha zordur. 400 sterilizasyon (biraz fazla veya eksik) dayandığı söyleniyor. PPyi denedim ama elimdeki PESler henüz eskimediğinden sayıyı teyid edemedim. Çeperler daha kolay yağ tutar ancak bir o kadar da kolay temizlenir. Mikrop (kastedilen bakteridir) üremesi prüzsüz iç yüzey nedeniyle daha zordur ve zaman alır. Kullanım ömrü sonsuz değildir ancak ömrü yılla ifade edilir. Bozulma belirtileri PPye benzer. Az kullanılmışlarının diğer çocuğa saklanmasının aksine bir veri bulamadım ancak kullanıcı hataları düşünüldüğünde tavsiye edeceğim bir davranış değil.

Önceki 2 malzemeden daha pahalıdır. Hatta ısıya dayanıklı boraks camının ardından en pahalı 2. Malzemedir. Tavsiyem daha uzun süre kullanacağınız 250 lik biberonları PES almanız. İlk yatırım pahalı olur ama abartı hatalar yapmazsanız biberonla işiniz bitene kadar kullanırsınız. 125 için bence fazla sağlam.

İnce yapılabildiği için ısınma nispeten hızlıdır.

Polikarbonata hafif kahverengi boya katarak PES malzemeden yapılmış görüntüsü vermek çok kolaydır. Yani korsan ihtimali vardır. Polikarbonat zararlı değildir bu yüzden çocuğu hasta ederim diye korkmayın ancak çok para verip ancak 2 hafta kullanabilirsiniz bu nedenle bu malzemeyi güvendiğiniz bir yerden alın.

Orta ve ucuz markalarda bu satırların yazıldığı tarihlerde yoktu o yüzden karşılaştırma yapamayacağım.
14. ay notu: hem mamajoo hem de avent pes malzeme kullandım. mamajoo çok hızlı eskidi. aventte renk kaybı pek olmadı ama çizilmeye karşı daha hassaslar. memnun kalmadım. bir daha alacak olsam avent polipropilen alırım. 14 aydır hala sağlamlar.

Cam (soda camı):

Cam olduğuna aldanmayın. Bildik sıradan soda camıdır. Üretim farkı hariç kimyasal yapısı bildiğiniz pencere camıdır. Ucuz bir markadan cam malzeme alıyorsanız alacağınız cam budur. Boşuna almayın.

Ömrü kimyasal olarak 400 sterilizasyon civarıdır ancak kullanımda iç çeperleri hızla kireç tutar. Sıcaklık farklarına dayanamaz.yani dolaptan alıp sıcak suya koyduğunuzda veya kaynattıktan sonra (sterilizasyondan sonra) pencere camı önü, mermer tezgah gibi görece soğuk bir yere koyduğunuzda anında kırılır. Şanslıysanız sadece çatlar. Kırıldı mı hem çok küçük parçalara ayrılır hem de kalan parçalar çok keskin olur. Cam malzeme herkes kırmıştır bilir.

Sıcak suyla uzun süre temas halinde cam sodyum kaybeder. Bardaklarınızda bir süre sonra beliren mat çizgiler bardağın yapıldığı camın sodyumunu kaybettiğini gösterir. Böyle camlar kolay çizilir, içinde mikrop kolay ürer ve zaten kolay kırılırken iyice kolay kırılmaya başlar. Üstelik bu tip camlar çok ağırdır. Küçük bir şişe ne kadar ağır olabilir demeyin. Bazen birkaç saat o şişeyi dolu halde elinizde tutacaksınız. Bir de dışarı çıktığınızda kullanmayı düşünün. Hem ağır hem kırılgan.

Ben yanılıp 1 tane aldım. Şimdi sadece biberon ısıtıcıda sıcak su hazır olsun diye içine su koyup ısıtıcıda bırakıyorum. 1 ay oldu içi hem kireç bağladı hemde eskime izleri başladı. Siz düşünün artık.

Isıya dayanıklı cam (boraks camı veya boro silikat cam):

Laboratuar malzemeleri ve borcamların yapıldığı malzemedir. Adi kum sodası yerine boraks kumu kullanıldığı için sodyum içermez boraks içerir. Boraks suda çok az çözüldüğü ve camın içinden geçip suya geçmek için fazla büyük olduğu için suyla eskimesi çok çok uzun zaman alır. Isıya da çok dayanıklıdır. Dolaptan çıkarıp kaynar suya koyabilirsiniz. Bir şey olmaz. Çarpmalara da çok dayanıklıdır ve ola ki kırıldıklarında hem toplanabilir büyük parçalar halinde olurlar hem de parça kenarları sıradan camdan daha az keskindir. Hala keskindir ama soda camına göre kesmesi hem daha zor olur hem de daha az derin keser. Kılıf kullanımı kırılma riskini ve kırıklardan zarar görme riskini oldukça azaltacaktır. Kolay kolay çizilmez.

Ömrü pratikte sonsuza yakındır. Yıllarca dayanır. Değil sonraki çocuk torun bile görür. Normal camdan hafiftir ancak plastik türlerinden ağırdır. Geç ısınır geç soğur. İçindekinin ısınma süresi PES malzemenin 2 katına yakındır. Soğuması içinde aynı durum geçerlidir. Bu nedenle son dakikada ısıtmaya koymak çok efektif olmaz.

Tavsiye edip etmemekte kararsızım. Ömürlüdür, sağlıklıdır, dayanıklıdır ancak cam olmanın getirdiği riskler az da olsa vardır. Diğerlerinden ağırdır ve uzun vadede mantıklı olsa da ilk başta maliyetlidir. Sağlık ve ömre önem veriyorsanız ilk tercih edilebilir.

Paslanmaz çelik:

Termosların ve çelik tencerelerin malzemesiyle aynı yalnız daha incedir. Bunun da ömrü teoride sonsuzdur ancak pratikte çizilme riski boraks camdan fazladır. 1 markada gördüm o da çok pahalıydı almadım. Bu nedenle etraflıca yazamam ancak bana anlamlı gelmedi. İçeriye ne miktarda mama veya süt konduğunu görmek mümkün değil. Malzemenin ne kadar hasar gördüğünü anlamak da. İnceleyin karar sizin.

Ağız yapılarına göre:

Dar ağızlı biberonlar:

İlk biberonların depozitolu süt şişelerinden ilham alındığı için (eski İngiliz filmlerinde gördüğünüz sabahın erken saatinde süt dağıtan beyaz arabaların bıraktığı şişe. Bizdeki eski aoç veya sek şişeleri onların biraz daha büyüğüydü) biberon yapımcıları ilk olarak bildiğimiz klasik dar ağızlı biberonları yapmış. Hemen herkes ilk refleksle bu tiplere yönelir. Genelde orta düzey markalarda da yaygın olduğundan cazip gelir. Oturup 2 kere düşünün. Biberon imalatı ilk başladığında herkes kendi standardında üretim yapmış. Zamanla ortak noktaya gelinmeye çalışılmış ancak hala aynı markanın farklı modellerinde bile uyumsuzluk olabiliyor. Örneğin bebe dorun 125lik cam,125lik ısıya dayanıklı cam ve 125lik pp malzemelerinin emziği sıkıştıran renkli bilezik kısmı birbirlerine uyumsuz çıktı. Hayati bir şey değil ancak kolaylıktan yosun kalmak demek. Üstelik görünüm olarak birbirinin aynı olan emzik kapakları da uyumsuzdu. Temizlikten sonra bir de hangisi hangisinin diye aramak zorunda kaldım.

Üstelik o dar ağızdan mama hazırlamak kolay olmuyor. Eni konu nişancılık gerektiriyor. Bir de gece uykudan tek göz açıkken deniyorsanız o biberonu yapan hakkında içinizden çok şey geçer.  Yıkarken mutlaka fırça gerekir ve fırça o dar ağızdan girerken deterjanın yarısını dışarı bırakır.

Biberon alırken emzik kapağının uzun ve emzik koruma haznesi olmayan modelleri tercih edin. Emzik koruma makul bir şey gibi gelse de hem zor temizlenir hem de ortodontik modellerin kıvrılıp kolay eskimesine neden olur.




Uzak duracağınız kapak



Tercih edeceğiniz kapak


Emzikleri iki çeşittir : standart yuvarlak ve ortodontik. Malzeme de iki çeşittir: silikon ve kauçuk.

Standart yuvarlak bilindik ucu dairesel olan aklımıza kazınmış standart emziktir. Bebek bu emzikle içtiği mama veya süt kadar hava yutar. Karın ağrısı yapar, hava çıkarırken kusar ve diş damak yapısını bozar (en azından ortodontistler öyle diyor) ben kullandım hiç memnun kalmadım tavsiye etmem. Düşük ve orta kalite markalarda standart verilir.



Standart yuvarlak emzik silikon malzemeli

Ortodontik emzik: Birisi ortodontistlere mi sordu bilmiyorum. Ancak emmesi daha kolay ve daha az hava yutuyor. Antikolik yani daha az hava yutturan emzikler genelde bu tipte yapılır. Bir yerde bu emziklerin delikleri uçta değil alt yüzde olduğu için süt veya mamanın direk dil ve yanağa verildiğini bu nedenle daha az diş çürütüp daha kolay sindirildiğini yazmış. Ne kadar doğru bilmiyorum. Ben kullanım memnun kaldım ancak markadan markaya ciddi farklılıklar var. Nuk da hava tahliye sistemi güzel çalışırken wee de arada biberonu yan çevirerek havayı boşaltmanız gerekiyor. Bir kötülüğü bebek büyüdükçe emzik çok küçük kalıyor ve bebek bunları emmeyi sevmemeye başlıyor.



Ortodontik silikon emzik.

Silikon: bildik şeffaf tıbbi silikondan yapılmış malzeme çok yaygındır çünkü kolay temizlenir, eskidiğini anlamak kolaydır ve görece dayanıklıdır. Ucuzdur da. Tercih edin.

Kauçuk (lateks): muayene eldivenleriyle aynı maddeden yapılır. Daha doğal bir emme hissi verdiği iddia ediliyor. Ben bebeğin isteğinde bir fark göremedim. Ama pratikte açık ara dezavantajlı. Ömrü çok kısadır. Haftalar içinde özelliğini kaybeder. Alerji riski yüksektir. İnce olduğu için sıkıştırırken katlanıverir veya tam sıkışmaz ve sızdırır. Tecrübeli değilseniz bozulduğunu anlamak zordur. Biberon modeli seçer. Silikon daha kolay uyum yapar ama lateks aynı markada bile model seçer. Tavsiye etmem kısacası.




Geniş ağızlı biberonlar:

Biri dar ağızlıların nasıl bir eziyet olduğunu anlamış ve bunu geliştirmiş. Ne marka alırsanız alın geniş ağız alın. Temizliği kolaydır. Mama hazırlamak kolaydır. Daha geç yapıldığı için daha standartlar daha bir oturmuştur. Hemen her markanın emzik ve sıkıştırma bileziği birbirine uyar.

Emzikleri anne memesine çok benzer hatta bebekler için ideal meme şeklinde yapılmış. Bebeğin hem ağzını daha bir dolduruyor hem de bebek daha bir seviyor. (emme çok iyi olursa bebek anneyi emmez diyenler var ama ilgisi yok. Emzikten az miktarda mama akarsa sorun olmaz. Ayrıca bebek emmeyi veya emmemeyi kendi seçer.)

Ayrıca bu tiplerde emziklerin geneli antikolik. Marka iyileştikçe anti kolik özellik daha iyi çalışıyor ve emziğin esnekliği farklı pozisyonlarda emmeye olanak veriyor. Weenin emziği tekdüze yapıda kıvrılmaya çok müsait değil bu nedenle yatarak emzirmek zor ama avent mamajoo gibi markalarda meme farklı pozisyonlarda emzirmeye daha yatkın. Her şey gibi ne kadar köfte o kadar ekmek. Ucuz ve çok iyi diye bir şey yok. (anti kolik nedir kolik bölümünde anlatılacak)

Hangi kalite ve markada tercih ederseniz edin geniş ağız kullanın. Çok rahat. Hem emzikte hem de biberonda alanlar geniş olduğundan temizlik ve sterilizasyon daha kolay. Sadece 30 ve 60 larda geniş ağız yok. Onu mecbur küçük alın. Zaten gerekliliklerini anlatmıştık. (14. ay notu 30 ve 60 almasanız da olur)

Her tip ve marka emziğin ömrü en iyi gününde 3 aydır. Avent 4 ay demiş ama ben 3 ayı geçirmedim. Zaten emziğin ebadına göre kullanacağınız süre de yaklaşık 3 aydır. Ayrıca bir emziği 1 defa bile kullansanız hatta kutusunu açıp kullanmak için gerekli temizliği yaptıysanız o emziği saklayıp sonraki çocuğa kullanmak için saklamayın. Yapısı hızla bozuluyor ve içinde temizleyemeyeceğiniz şekilde mikrop ürüyor.


Diğer: çikonun (chicco) açılı emzik ve açılı biberonu var. Yatarak emzirilen bebeklerde faydalı olur gibi duruyor. Kullanmadım yorum yapamam. Pahalılar çünkü. Ayrıca yatarken avantajlı gibi dursa da diğer pozisyonlar için çok efektif gelmedi. Çok anlamlı olsa başkaları da yapardı diye düşünüyorum. Param var deneyeyim diyorsanız sonucu lütfen yazın.

Akış ayarlı biberon emziği diye bir şey var. Emziği biberona taktığın pozisyona göre akış değişiyor. Süt için ayrı meyve suyu için ayrı, çorba için ayrı emzik almaya gerek olmuyor diye iddia etmişler. Alıp kullanmadım. Bu gıdaları çocuğun alabileceği dönemlerin emzikleri zaten ona göre. Emziklerin üzerinde boşuna kaçıncı aydaki bebeğe uygun olduğu yazmıyor. Kullanan olup da yorum yazarsa yazanın adıyla burada bildirim yaparım.

Bu arada önceki paragrafta söylediğim gibi emzikler numaralıdır. Bu numaraların standardı henüz oturmamış. Örneğin aventin 1 numarası 0-1 ay arasıyken wee de ve bazı markalarda bu 0-6 ay arası olarak belirtilmiş, nuk, bebe dor gibi başka markalarda da 0-3 ay arası olarak uygunluk almış. Tavsiyem numara değil ay aralığına göre alın. 3 aylık aralıklar ilk 6 hatta 9 ay daha anlamlı. Bebeğin yapısı her 3 ayda bir fazlasıyla değişiyor o yüzden aynı emziğin 2. ve 8. ayda aynı faydayı sağlayacağına pek inanmıyorum. Ancak 12-18 aylar arası o kadar büyük değişiklik yok. Avent 0-1 ay için ayrı bir emzik üretmiş. Fark var mı evet var. İlk 1 ayda ihtiyaçlar ve bebeğin kapasitesi çok çok fazla değişiyor. Ancak 1 ayda o emzik eskimiyor ve eğer bebeğin beslenmesi benimki gibi biberon ağırlıklı olursa ne yapacağız? Aynı emzikle bozulana kadar devam edin. Akış biraz az olduğu için bazen sinir oluyorlar ama idare ediyor. Direk 2-3 aylıkla başlarsanız ilk haftalarda yutmakta zorlanıyor ama 0-1 ayı 3 aya kadar kullanabiliyorsunuz. Biberon sayınız azsa paraya kıyın ve ucu değiştirin.


Biberon markaları hakkında da bir şeyler yazayım. Marka konusuna girmek istemiyordum ancak o da bu işin bir parçası. Pahalılıklarına göre sınıflandırdım. Kullanmadıklarım hakkında yorumdan kaçındım.

Pahalı marka örnekleri:

Avent: philipsin markası. Ampul firmasının bebekle ne işi olur bilmiyorum. Yapmışlar işte. Malzeme kalitesi güzeldir. Ömürlüdür. Pahalıdır. Pp biberonlarda ekstra bir adaptör contası var. Kolay kayboluyorlar. Firma bir açıklama yapmamış. Birkaç yerde antikolik hava tahliye sistemin bir parçası olduğu söylenmiş ama ilgisi yok. Keramet emzikte biberonda değil. Sık ucuzluk yapar. Ucuz bulduğunuzda alın. Uzun süre kullanılacak 250liklerde tercihi efektif olur ama 125liklerde bütçenize göre bakın. Antikolik sistemi güzel çalışır. Pes malzemesi iyidir

Çiko: kullanmadım ancak uzun yılların markası. Kullanan tanıdıklarım memnun. Pek indirim yapmaz. Anladığım kadarıyla bıraktığı kar da az çünkü satıcılar önce avent diyor. Karar sizin.

Dr. Browns: çok özel patentli antikolik sistemi olduğu söylenmiş. İşin kötü yanı hem emzik hem de biberonun Brown olması gerekmiş. Çok pahalı olduğu için emzik alıp başka biberonda denemedim. Hatta markayı da denemedim. Kullananlar memnun ancak antikolik sisteminin emziğin çok zor olduğu söyleniyor. Ayrıca sistemin zamanla özelliğini kaybettiğini. Denemedim kefil değilim. Duyduğum bu.

Mamajoo: fiyatına göre çok iyi. Malzeme ve mühendislik kalitesi güzel. Avent ayarında diyebilirim. Hem kendinden çok memnunum hem de parçaları aventle 1e1 uyuyor. Yani parça sorunu yaşamazsınız. Distribütörü ya çok umarsız ya da tarzları cins. Biberonları pek piyasada mağazalarda yok. İnternet satışlarında ancak bulunabiliyor. Emzik ve tapa gibi yedek parçayı da çoğunlukla bulmak mümkün olmuyor. İlk yatırım maliyetini düşürmek için tercih edilebilir. Bebek büyüdükçe emzik ve diğer parça ihtiyacı wee den avente kadar geniş bir yelpazede karşılanabilir. (en iyi sonucu aventle veriyor).
14. ay notu: mamajoo biberonlar 10-12 ay arasında kararmaya başladı. emzikleri de daha kolay kopuyor. avent biberonlar hala renk kaybı yaşamadı. ayrıca mamajoo emziklerde ucun delik olmaması sorununa çok fazla rastladım. bütçeniz uygunsa çok da tercih etmeyin.

Orta marka örnekleri:

Nuk: malzemelerin mühendislikleri çok güzel. Biberonlar ele oturuyor, emziklerin anti kolik sistemleri güzel çalışıyor. Hatta ölçek kısmı en makul yapılan. Kolay okunuyor. Ancak işçilik kötü. Malzeme ömrü kısa. Özellikle emziklerde. Memnundum ancak çabuk tükendiler. Bir kötülüğü geniş ağızlı fazla modeli yok, olan da her yerde bulunmuyor.
14. ay notu. nuk kullanan çoğu tanıdığım memnun. ancak dar ağız nedeniyle hala tavsiye edemiyorum. emzik inceliği de özellikle silikonlarda oldukça iyi. wee gibi markalarda silikon çok kalın ve esnemez yapıda olduğu için ilk aylarda bebek için zulüm. nukda bu yok emzik oldukça esnek ama dediğim gibi geniş ağızzzz.

Bebe dor: orta sınıf malzeme, orta sınıf mühendislik, orta sınıf kalite ve orta sınıf fiyat. İyinin kötüsü kötünün iyisi. Ömrü nuktan uzun ancak mühendisliği çok kötü. Modeller arası parça uyumu yok (örn pp nin bileziği cama uymuyor), ölçek standart değil. Camda 25 katları şeklinde pp de 30 katları. Ölçek konusuna sonra değineceğim ancak kullanım kolaylığını çok etkiliyor. Tek avantajı görece ucuz ve fiyatına göre iyi kalite iyi sayılır (sadece fiyatına göre), ayrıca geniş dar, uzun kısa, saplı sapsız, düz ortodontik değişik modelleri mevcut.  Ancak marka aidiyeti tam olmadığı için yaygın ama zor bulunabilir oluyor. Marka aidiyeti markayı genelde bulabileceğiniz yer demek. Örneğin avent, çiko, nuk gibi markalar nispeten imaj sahibi veya zincir bebek mağazalarında bulunurken wee, bambino gibi markalar zincir marketler ve eczanlerde bulunur. Bebe dor hepsine hitap etmeye çalışıp heryerde bulunur olmaya çalışan ama bun u bazen başaramayan bir markadır. Düşük bütçede iş yapsın derseniz tamam ama biraz daha bütçe zorlanıp mamajoo tercih edilebilir.
14. ay notu. bebedor kesinlikle bekleneni vermedi.

Düşük fiyatlılar:

Wee, bambino, tombik: çok farklı modelleri olan ucuz ama ömrü de ona göre markalardır. Zara vermezler ancak çabuk bozulurlar ve mühendislikleri zayıftır. Bir bulduğunuz modeli bir daha bulamayabilirsiniz.  Zaten cam üretiminde kurşun yasak olmasına rağmen cam biberonlara kurşunsuz yazan markalardır. Denetim içinde olduklarından zararlı madde içereceklerini düşünmüyorum ancak ucuz mal bazen daha pahalıya gelebilir. Cam biberonlar genelde düz soda camıdır.


Genel tavsiyeler:

* yedek emzik daima bulundurun. Çok kolay kayboluyorlar. Şeffaflar, zıplamaya uyacak kadar esnekler ve şekilsiz olduklarından çok tuhaf yerlere zıplayabiliyorlar. Sonraları yok artık dedirten bir yerden çıkıyorlar ancak iş işten geçmiş oluyor.

* internetten alış veriş yapacağınızda ürün açıklamalarını iyi okuyun ve aklınıza yatmayan bir şey olursa hemen atlamayın. Ben ebebek’te avent biberon aldım. Ürün adında PP yazıyordu açıklamada PES yazmışlar. Avent PP biberonlarda tuhaf bir adaptör var ve tercih etmiyorum. Firmaya güvenip PES diye aldım. PP geldi. Firmayı aradım ve bu hatanın hoş olmadığını söyledim. Onlarda sadece geri alamayız demekle yetindi. Ürün açıklamasında çok hata var diye o siteyi bıraktım. Benzer şekilde de joker bebekten ciddiyetsiz oldukları için vazgeçtim. Bir de ups ile çalıştıkları için. Hem hata yapıyorlar hem de küstahça bizim kuralımız bu diye tavır yapıyorlar. Bunlara dikkat edin ve tanıdıklarınızdan forumlardan siteleri araştırın.

* iyi markaların da her ürünü iyi değildir. Araştırın. Örneğin kraftın yatak, araba, koltuk gibi ürünleri çok kaliteliyken emzirme ürünlerinden şikayet daha sık. Veya avent; philips aslen bir elektronik markası. Plastik malzeme için ar ge yapabilecek veya yaptırdığı malzemeyi kontrol edebilecek alt yapısı var. Ama pişik kremi, şampuan gibi ürünler çok farklı bir altyapı gerektirdiğinden ederini vereceğine inanmıyorum. Deneyip görmedim ancak düşüncem bu

* özellikle biberon için alım gücünüzü iyi belirleyip ona göre ilk alımı yapın. Bebek emerse sorun yok ancak emmezse ilk başta aldığınız 2 biberon yetmeyecek. Eğer ilk aldıklarınız ve sonradan aldıklarınız farklı standartlarda olursa sıkıntı çıkıyor. Ben ilk başta ucuz olsun diye bebedor ve wee aldım. Bebek emmedi. Biberonda ilk standart uçları denedim. Öyle çok hava yuttu ki beslemek eziyet oldu. Daha doğal ve anti kolik diye nuk lateks aldım o da bebe dor biberonlara uymadı. O arada süt vakumlama cihazı aldım mamajoo nun. Onun biberondan memnun kalınca birkaç mamajoo daha aldım. Sonra aventte indirim oldu andan aldım. Ortalık birbirine uymayan gövde ve parçalarla dolu. Üstelik velet dar ağızları sevmeyince 2-3 kez kullanılmış biberonlar ıskartaya çıktı. Ev biberon ve emzik hurdalığına döndü. Avente veya çikoya daha fazla almak gerektiğinde de gücüm yeter diyorsanız ilk onları alın ve gerekirse devamını ondan gidin. Bütçem az diyorsanız artık nuk, bebedor, wee bütçenize uyan neyse ondan alın. Böylece hem ölü yatırım yapmamış olursunuz hem de hangi parça hangisinindi diye her seferinde bulmaca çözmek zorunda kalmazsınız.










* gezip kaba bir fiyat bilgisi edinmeden alışverişe başlamayın. Çok manasız ürünleri veriverirler.  Fiyat bilgisi edinince de gezin. İnternette ve gerçek mağazalarda gezin. Bazen aynı ürünü yan yana iki dükkanda yarı yarıya farkla bulabilirsiniz. Ucuz bulduğunuzda veya tam istediğiniz özellikleri bulunca alın. Bir daha bulamayabilirsiniz. Bebeğin 6 aylıkken kullanacağı mama sandalyesini 200 tllik ürünü 85e bulunca daha hamileliğin 4. Ayında aldım. Bir daha da o marka o fiyata inmedi. Bebek nasılsa birgün büyüyecek. Benzer şekilde biberon için bir mağaza avent ve çikoda %20 indirim yapmıştı, biri %30, biri %50 ama sonuncu hiç yapmamıştı. Gezmesem pahalıya alabilirdim. Ürünü indirimde olması sorunlu olduğu anlamına gelmez. O model biter, firmayla markanın anlaşması biter, nakit ihtiyacı vardır, biri için getirir alınmaz, marka kampanya yapar, distribütör bir film çevirir. Ancak almadan ürünü inceleyin. Çoğunlukla geri alınmaz. Ama mağazaların geneli sorun çıkarsa parça değişimi gibi konularda yardımcı olur ancak o da aksiliklere açıktır. Çocuk sanayi çok iyi kar bırakır ancak ülkemizde henüz kurumsallaşma yaşanamadı. Bu nedenle normal fiyatla aldığınız ürünlerde de arıza çıkabiliyor veya parça bulunamayabiliyor. Şansınız açık olsun.
14. ay notu. 6. aydan sonra biberon emziği olarak wee gibi nispeten ucuz markaları kullanabilirsiniz. bebek artık emmeyi öğrenmiş oluyor ve gaz yutması daha az sorun oluyor. ayrıca diş çıkarma ve diş kaşınması nedeniyle emziği dişledikleri için hassas malzeme yerine kaba kalın silikon daha iyi oluyor.