8 Eylül 2014 Pazartesi

bebeğin sindirim sisteminin son halkası alt açma bezi bebek bezleri seçimi alt silme bezi saf sulu ıslak bez ıslak mendil hangi marka ıslak mendil zararlı mı

Bebeğin boşaltım sistemi:
Bebeği olanlar bilir bebeğin boşaltım sistemi aklınızı birinci derece meşgul edecek ve çektirdiği eziyete oranla tepki görmeyecek dünyadaki yegane varlıktır. Kabız ya da isalin ardından o bezdeki her zaman görmeye alıştığınız kıvam renk ve kokuyu alınca hissedeceklerinizi bebeği olmayan bilemez. Ya da ilk çocuğun ilk kakasının renk ve kıvamını gördüğünüzde hissettiğiniz korkuyu.
Çocuklar ve bebekler küçültülmüş insanlar değildir. Organları, biyokimyaları, metabolizmaları bizden çok çok farklıdır. Bazı durumlarda ortalama bir uzaylı kadar farklıyız. En büyük farklılıksa sindirim sistemindedir.
Bu yazıda daha çok sindirimin son halkası olan çıkış ve toplama merkezi ile ilgili yazacağım. Sindirimin daha önceki basamakları beslenme gibi başka yazıların konusu.

Bez:
Bebeğin sindirim sistemin son halkası olan boşaltım sistemini emanet ettiğimiz bu araçlar insanlık tarihi içinde ilginç bir evrim geçirmiştir. Birkaç bin yıl kadar ateşte kızdırılmış kum kullanıldıktan sonra ucuzlayan pamuklu tekstil nedeniyle kundak gibi sarılan üçgen bezler kullanılmıştır. Daha sonra petrokimya ürünlerinin de ucuzlaması sonucu üçgen bezin naylon bir tabakayla beraber sarılmış. Kullan at kültürünün yaygınlaşması sayesinde kakadan sararmış bezlerin piknik tüpünde saatlerce kaynatılması eziyeti bitmiş ve hazır bezlere geçilmiş. Daha sonra hazır bez teknolojisi de ucuzlayıp türlü türlü markalar ortaya çıkınca büyük firmalar parfüm, renkli baskı, çişi hapseden jel zeolit teknolojisi gibi yan hizmetlerle piyasadaki yerlerini korumaya çalışıyor. Faydaları tartışılır ancak burada tartışmayacağım. Çünkü bez seçiminde her ne kadar bazı dikkat edilecek noktalar varsa da pek çok bebek zaten bezini kendi seçer. Nasıl mı? Bebeğin poposunda geçmeyen ve acılı kızarıklıklar olduğunda anlarsınız. Günümüzde gerek patent yasaları gerekse mali nedenlerle bez markalarının kullandığı hammadde çeşidi oldukça fazladır. Kimi bezler emici olarak pamuk kullanırken bazıları sentetik elyaf kullanır; öte yandan bazıları zeolit kullanırken başka bir marka da silikajel türevi kullanır. Bazıları da bunların bir karışımını kullanır. Kimi marka dış sızdırmaz tabaka için naylon kullanır kimi polietilen kimi de polipropilen, bir başkası da sentetik reçine analoğu. Bunlar ne anlama gelir derseniz cevap basit. Sizin için hiçbir şey. Kimse hangi malzemenin ne özelliği var tamamen araştırıp öğrenemez, öğrenmesine gerek yoktur, zaten firmalar da her şeyi açıklamaz. Hepsini bilseniz de bebeğinizin poposunun neye gıcığı olduğunu bilemezsiniz. 3 çocuk olan ve her 3 çocuğun da farklı bir bezle rahat ettiği evler biliyorum. Kimi çok kaliteli malzeme ister kimi sıradan düşük fiyatlı merdiven altı üretimli markasız bez. Bazen alerji olmasa da bebek o markanın bir şeyini sevmez ve kullanmaz. Kızarıklık yoktur ama bebek altı açılana kadar etini yırtıyormuşsunuz gibi bağırır. Kısmetinize bu düşmüştür.
Bu gerçeğin ilk sonucu bebek doğmadan önce bez stoğu yapamayacağınız anlamına gelir. Hamilelik 7. Ayı bitirirken bütçenize göre bir markadan (veya içinize sinen) 1 paket yenidoğan boyu bez (genelde no:1 olurlar) alın ve doğum çantanıza koyun. Reklamı hoşunuza gideni mi alırsınız, yakınlarınızın tavsiyesini mi (her kafadan bir ses çıkar ve her farklı tavsiye diğerini kötüler) yoksa genel alışkanlıklara mı uyarsınız, en pahalısı olsun mu dersiniz artık size kalmış. Bebeğin o bezi kullanıp kullanamayacağı genelde ilk pakette bazen 1 ay içinde belli olur. Ona göre devam edersiniz.
1 ve 2 numara bezlerde bebekler uzun süre kalmaz bu nedenle bu numaraların çok büyük ambalajları yoktur. Firmaların bir bildiği var. Söz dinleyin. Benim bulunduğum yerde bez ya bulunmuyordu ya da getirtilince pahalı oluyordu. Bu yüzden şehir merkezine indiğimde fazlasıyla alırdım. 2 kutu 1, 1 kutu 2 numarayı başkalarına hibe etmek durumunda kaldım. İmkanınız varsa onları azar azar alın.
Bez ambalajlarının üzerinde o bezin kullanılacağı kilo aralıkları bulunur. O aralıklara baktığınızda kafanız karışır. 2-5, 3-6, 4-9 gibi birbirlerini kapsayan garip aralıklardır. O aralıklar bezin genişliğinin o kilo aralığında çocukların bel genişliğine uygun olduğunu gösterir. Ancak sizin hala kullandığınız numaradan bir üste geçmenizin zamanının geldiğini nasıl anlarsınız sorusuna cevap vermez. 1 numara bez kullanan çocuğun 5 kiloya varmasını beklemenize gerek yoktur çünkü 2 numarayı 4 kiloluk çocukta kullanabilir diye fikir yürütürsünüz. O zaman belirteç nedir?
Eğer bebeğin çiş veya kakası üst üste birkaç defa bezinden taşmışsa zamanınız gelmiştir. Bezin boyu aynı zamanda içindeki emici madde miktarını da belirler. Yani emiciliğinin kapasitesini. Hiçbir bez firması numaradaki bezin emiş kapasitesini yazmaz çünkü sizin bunu ölçme şansınız yoktur. Arada birkaç defa fazladan üst değiştirmeyi göze alın ve çişin bezden taşmasını bekleyin. Her bebeğin metabolizması farklı olduğu için bezler benzer kilolarda ama farklı boylarda (emiş kapasitelerinde) olurlar.
Bez alırken dikkat edilecek noktalar:
Bezin parfümsüzü makbuldür diyeceğim ancak bunu zor bulursunuz. Parfümsüz diyenler de farklı koku emici veya verici kullanır. Bebeğin kakası çok kolay kokar ve koku doğalgaz gibi hızla yayılır. Bir şekilde koku kontrolü yapılır.
Bacakları saran sızdırmaz tabakanın yumuşak olması gerek desem de bunu tespit etmek mümkün değil. Her markadan alıp içini kurcalarım derseniz siz bilirsiniz. İyi bir yöntemdir ancak pahalıdır. Bebeğin bacaklarında bezin geldiği yerler çok kızarmışsa, bacağın sıkıldığı belliyse pile serttir, bezi değiştirin. Aynı şekilde bezin kapasitesi hala dolmamışsa (bu bezinizi kullandıkça öğreneceğiniz bir şey) ama çiş dışarı kaçıyorsa pile iyi tutmuyordur bezi değiştirin.
İçinde sentetik elyaf olmasın. Markalar bunu yazmaz ancak fiyat ucuzladıkça bu malzemenin kullanım oranı artar.
En pahalısı en iyisidir diyebiliriz ancak bezin fiyatı bebeğin umurunda değildir unutmayın. Cimriyim bakkaldan markasız alayım deme hakkınız da var ancak tavsiyem en azından markası olan üzerinde üreticinin adı ve izni olan bir şey alın. Doktorlar kızacak ama bez markası tavsiye eden doktora ben inanmıyorum.
Bebeğin bağırsaklarının gelişmesiyle bez kullanımı arasında bir orantı yoktur. birkaç yıl evvel bir arkadaşıma doktoru bebeğin bağırsaklarının gelişmesi 2 yaşına kadar devam eder 2 yıl bez kullan demiş. Arkadaşım mı ters anladı doktor gerçekten mi böyle dedi, dediyse neden dedi bilmiyorum. Olay anında orada değildim ve doktorun adını bile bilmiyorum. Ancak daha sonra buna benzer birkaç cümle daha duyunca yazmak zorunda hissettim. Bağırsaklar şimdiki tıbbi inanca göre 2 yılda gelişiyor. Yarınki söyleme göre bu 3 yıl da olabilir 10 ay da. Garantisi yok. Ancak bağırsakları tam gelişmeyen çocuk altında bez yok diye sakatlanmaz. En fazla kakasını uzun tutamaz. Bu nedenle 2 yaşından önce herhangi bir zaman tuvaletini söylerse bunu değerlendirin. Hatta 8-12 aydan itibaren çalışmalara başlayın. Tutmakta zorlanıyorsa sık tuvalete çıkarın. Sakın olmaz 2 yaşa kadar beklemen gerek demeyin. Bezin ne kadar sağlıklı bir ortam olduğu konusu da tartışmalıdır.

Pişik kremi:
Sindirim sistemini direk ilgilendirmese de sindirimin son halkasının sağlığını doğrudan ilgilendirir. Pişik diye bildiğimiz konu aslında mantar oluşumu, cildin reaksiyonu, kısmen alerji gibi farklı farklı sebeplere bebek poposunun verdiği ortak tepkinin adıdır. Sayılanların tamamının belirtisi aynı olduğundan ve o yıllarda bu iş için kullanılan tek bir ilaç olduğundan tek bir isim verilmiş.
100 yıldan fazladır pişik için kullanılan madde de aynıdır. Çinko oksit. Ancak piyasada 2014 fiyatlarıyla 5 tl-60 tl arasında (bilmediğim daha pahalı ürünlerde olabilir) değişik değişik ürünlere rastlarsınız. Gördüğünüz ürünlerin %99.999u bir şekilde çinko oksit içerir. O zaman fark nerede?
Doz: % 10-15-20-40 en genel kullanılan dozlardır. %10 ve 15 ortada risk yokken tedbir amaçlı kullanacağınız dozlardır. Pişik gerçekleştiğinde pek geçirici etkileri olmaz. %20 bazı tıp ekollerinde geçirecek kadar güçlü diye anılsa da aslen risk varlığında (yeni geçmiş pişik, çok terleme, fazla nem, sıcak yaz ayları, ek gıdaya ilk geçiş dönemleri) kullanılması daha mantıklıdır. Hafif olgularda iyileşme sağlar ama daha çok diğer ilaçlarla kombinasyonda kullanılır. %40 seyrek kullanacağınız ancak pişik varlığında ilk kullanılacak tedavi edicidir. %40 tamamen geçirmezse mantar merhemi veya kortizon türü bir başka ilaç kullanılır. Kararı doktoru verir.
Taşıyıcı: Taşıyıcı ilacın etken maddesini taşıyan diğer maddeye verilen addır. Beyaz vazelin, cold krem, su bazlı polimerler gibi değişik formlar mevcuttur. Düşük fiyatlı ürünlerin genelinde ya tek başına beyaz vazelin veya diğer yardımcılar yanında bolca beyaz vazelin kullanılır. Beyaz vazelin aslen petrolden elde edildiği için mineral yağ olarak adlandırılan bir sınıftadır. Yani tam sentetik değildir ancak doğal kaynaklardan da elde edilmemiştir. Normalde beyaz vazelin 100 yıla yakındır kullanılıyor ve son yıllarda zararlı olarak suçlansa da daha kimse neye zararlı olduğunu bulabilmiş değil. Ancak elde edilirken petroldeki başka kimyasalların karışma olasılığı varsayılır. Kaliteli hammaddelerde bu tamamen saf vazelin elde edilebilir ancak kimse kullandığı ilacın hammaddesine bakmaz, bakmak istese de bulamaz. Bu nedenle kulağınıza kar suyu kaçar. Ancak şunu söyleyeyim 100 yıldır vazelin ve bir cilt hastalığının ilişkisi bulunabilmiş değil. Asıl sorun vazelin kolay yıkanabilen bir malzeme değildir. Bir kere sürdünüz mü birkaç yıkama boyunca kalır. Nemi tutar ancak hava geçirgenliği yok denecek kadar azdır. Yani cildin nefes almasına pek izin vermez. Ayrıca yıkanamadan kaldığı süre boyunca sürüldüğü yerde toz, pamuk gibi pislik toplamakla suçlanır ancak kimse oturup bunu araştırmadı. Kısacası güvenilir sayılsa da pratikte sıkıntıları vardır. Ayrıca beyaz vazelin petrol ürünü olduğundan saf hali pek güzel kokmaz ve parfüm, boya gibi maddelerin ilavesi gerekir. Ek alerji riski olarak kabul edilir. Başka maddelerle karıştırılarak suda eriyebilen vazelinler elde edilse de uzun raf bekleme süreleri ve sıcak havalarda bu maddeler ayrışır ve yine yıkanamayan vazelininiz kalır. Bu yüzden bazı markalar mineral yağ içermeyen kremler yapıyor. Kullanımları pratik, kolay yıkanıyor ve vazeline göre parfüm türü katkılara daha az ihtiyaç duyuyor.  Suda kolay eriyen bazı bitkisel katkıları da ekleyebiliyorsunuz. Bu eklentilerin ne kadar faydalı olduğu tartışılır ancak ürün çeşitliliği fazlalaşıyor. Kısaca imkanınız varsa mineral yağ içermeyen kremlerden almanız pratik kullanımda daha kolaylık sağlayacaktır. Gündelik kullanım için %10-15 tedbir amaçlı %40. Bütçeniz uygun değilse vazelinlilerden (parafin diye de geçer) alın. Dediğim gibi zararı için değil kullanım kolaylığı ve çocuğun rahatlığı için. Bazı formülasyonlarda uzun zaman sıcakta bekleyen kremlerde içerikteki maddeler ayrışır. Bunu öngörmek çoğunlukla mümkün olmadığından pişik kremlerini gölgede saklayın. Aslında bu uyarı tüm kremler için geçerlidir.
            Bu arada pişik kremini kasık ve popo yanaklarına sürün. Kakanın çıktığı deliğe değil. O zaman çocuk zarar görür.
            Marka: Marka karşılaştırmasına fazla girmeyeceğim ancak işinizi görebilecek daha ucuz fiyatlı ürünler varken abartı fiyatlı ürünlere takılmayın. Pişik kremi bir kere alıp kurtulacağınız bir şey değil. Ürünün içeriğinin çok kalabalık olmamasına dikkat edin. Bazı ürünlerde bir paragraf içerik olur. Şu yağı, bu yağı, o ekstresi, öyle vitaminler ki….bunlara gerek yok. En azından her gün kullanmaya gerek yok. İhtiyaç esas olarak çinko oksittir. Sizin ihtiyacınız olmayan papatya yağı ve x vitamini için fazladan 2 kat ödemeye ne gerek var. Hipp ve uni babyden memnun kaldım. Sebebi kolay yıkanabilir olmaları ve görece ucuz olmalarıydı. Ucuz değiller demeyin. Bana satmaya çalıştıkları avent, sebamed gibi markalara göre oldukça ucuzlardı. Çinko oksit, çinkos gibi markaları da denedim. Zararları olmadı ancak yıkanmaları sorundu.  Sonra kendim yapmaya başladım.
           
            Silme mendili:
            Çocuk güzelce kakasını yaptı rahatladı. Beze yapıldığı için çocuğun tenine sıvandı. Kimi zaman sırtına kadar kimi zaman göbeğine kadar. Şanslıysanız bile tüm popo o açık sarı yağlı kremsi maddeyle sıvanır. Yeni bezi bağlamadan sıvaşmış kaka neyle temizlenecek?
            Eskiden ağız bezi yapılan kumaştan kare parçalar kesilir, her popo silmede su ısıtılır, ılık suyla ıslatılmış bezle popo silindikten sonra bez kaynatmak üzere ayrılırdı. Sonra bu bezler ve üçgen bezler Pazar günü piknik tüpünde kaynatılırdı. O 10 gram kakanın zulmü çoktu. Şimdi hazır ıslak mendiller var ancak 20 yıla yakındır kullanılmalarına rağmen bir sorunları var: Tamamına yakını birkaç tane kimyasal madde içerir. Önceleri alkol vardı. Değişen zamana göre tu kaka olan alkol çıkarıldı ancak yerine sls gibi temizleyiciler ve adı alkol olmayan ancak daha masum olmayan başka başka temizleyiciler nemlendiriciler ve parfümler kullanılmaya başlandı. Elinizi ıslak mendillere sildikten sonra elinizde kalan kayganlık hissi ve önce beliren hoş koku ardından zamanla o kokunun dönüştüğü kimyasal koku bunların eseridir. Hipoalerjik ve benzeri her türlü lafa ve slogana rağmen ıslak mendil alerji riski taşır ve yıllardır sağlık  kimyası işinin içindeyim hala da içime sinmezler.
            Son yıllarda saf pamuk ve saf su şeklinde mendiller çıktı. Mantıksal olarak da zararsızlar ancak onlar da nedense çok pahalı. Saf su Sibirya madenlerinden çıkarılıyor sanki. Saf sulu mendillerden kullanmaya kalkarsanız çocuğa aynı zamanda iki bez bağlıyormuş gibi bir mali külfet oluşur.
            Çözüm basittir. Parfümlü temizleyici mendillerden kalın dokulu olanı alın ve çeşme yıkayın. Elinize kayganlık hissi vermesi bittiğinde yeterince temizlenmiştir. Fazla güç uygulamadan sıkın. Biraz nemli kalsın. İşte sağlıklı ve ucuz alt silme mendili. Çeşmeden saf su akmıyor diyen bir arkadaşım oldu. Bebeği yıkarken neyle yıkıyorsun diye sordum. Bebek zaten çeşme suyunun tenine değmesine aşinadır. Bebeği saf suyla yıkamazsınız, yıkamayın da zaten zarar verirsiniz. Popoda aynı bebeğin olduğuna göre çeşme suyuyla yıkanabilir. Saf su çok faydalı bir şey değildir. Hatta faydalı bile değildir. Ama ısrarla saf su saf su diyorsanız sanayiden akü suyu alın ve onunla yıkayın. Ne akü suyu mu demeyin. O saf sulu mendillerdeki saf su nasıl elde ediliyor sanıyorsunuz. Aynı yöntemlerle. Saf su elde edebileceğiniz 2-3 yöntem vardır ve serum sularından akü suyuna kadar hepsi bu yöntemlerden birini kullanır. Hiçbir yöntemin de bir diğerine üstünlüğü yoktur. ama akü suyu steril değil. Saf sulu mendillerde steril değil. Yalandan bile olsa öyle bir iddiada bulunmadılar. Ancak tekrar ve tekrar: saf su gerekli değildir. Hatta faydalı bile değildir. Sterilite de aynı şekilde ne gereklidir ne de faydalıdır. (normal çocuklar için. Sterilite gerektiren hastalık varsa ayrı). Ayrıca sildiğiniz şeye bir bakın. Steril ve saf suya ne kadar ihtiyacı olabilir. Sadece adedi 70 kuruşluk ürünlerden değil biraz daha uygun fiyatlı ancak ne olduğunu bildiğiniz ürünleri tercih edin. ben ucuz bulduğum kalınlığı ve mendil büyüklüğü aklıma yatan ürünlerden topluca alıp çamaşır filesinde makinanın durulama sıkma programında yıkıyorum. 15 dk civarı tuttuğu ve suyu ısıtmadığı için ciddi bir elektrik masrafı da yok. hatta elde yıkamadan da ucuza geliyor. 1-2 aylık ihtiyaç da hazır. çok küçük boy ve kapaklı bir çöp kovasına hafifçe ıslatıp sıkıp nemli bir halde koyuyorum 1 hafta bi,r daha uğraşmıyorum. tamamını nemli tutayım derseniz küflenirler. bırakın kuru kalsın. daha fazla hazırda ıslak mendil istiyorum derseniz başka bir kaba su doldurup içine koyun. suyun içinde küflenmez. ben küçük bir kovada suda mendil tutuyorum ayrıca demin bahsettiğim çöp kovasında nemli mendil tutuyorum. böylece silmek için kullanılacak nemli mendil dar bir zamanda da bitse hemen sudakileri sıkıp kullanabiliyorum. sizin uygulamanız size kalmış.

Kabızlık:
Bebeklerde kabızlığın tam bir tarifi yoktur. aslında bebeklerin tuvalet alışkanlığını bir standarda sokmak da çok mümkün değildir. Genelde kaka için günde 2 ile 2 günde 1 arası standart olarak kabul edilir ve ideal sayılır ancak bazı bebekler günde 3 defa yapar bazısı haftada 1. Doktora gittiğinizde çoğunlukla size çocuğun şikayeti yoksa seyrek gitmesinin bir sakıncası yoktur diyeceklerdir. Bunun nedeni hem bebeklerin sindirim sistemi hala günümüz bilimi için muammalarla doludur hem de kakayı standart frekansa getirmek için kullanabileceğiniz ilaçların zarar olasılığı daha fazladır. Nadiren çok sık kaka yapan çocuklar için de benzer şekilde çocuğun sıkıntısı yoksa, koku yaparken acı ve kilo kaybı yoksa (kilo alım hızı normal beklenen şekildeyse) sorun yok denecektir.
Normalde bebeklerin macun kıvamında açık sarı renkli kakaları olur. Arada farklı renk ve kıvamlar yaşansa da geneli böyledir. eğer bebek bu normal kıvamda ancak seyrek yapıyorsa ve hep seyrek yapıyorsa sorun yok ancak günde 1 defa yapan çocuk 2-3 günde 1e düştüyse veya normalde 2 günde 1 yapan çocuğun kaka çok sertse ilgi gerekir.
Öncelikle bebek anne sütüyle mi besleniyor mamayla mı? Mamayla beslenen bebeklerde kıvam çok katıysa mamayı değiştirin. Anne sütüyle beslenen bebeklerde kaka çok katıysa ve çok sıcak bir yerde oturuyorsanız büyük ihtimalle su ihtiyacı vardır. Daha da sorun giderilemediyse çocuğun sıkıntısına göre başka yollar denenebilir. 
9. ayda ek: cicibebe bisküviler işe çok işe yarıyor. özellikle eti. etinin prebiyotik kapsamı ve türü diğerlerine göre daha etkili. içine cici bebe eklenmiş birşey yedirdimmi ertesi gün sırtına çıkıyor. en geç 2. kakadan sonra da etki geçiyor. kalıcı olmamak kötü gelebilir ancak öyle değil. uzun kalıcılık bağımlılık yapar. siz sadece bebeğin bağırsaklarına çalışana kadar yardımcı oluyorsunuz, onun işini yapmanıza gerek yok. yani o balık tutmayı öğrenene kadar konserve desteği gibi.

Çocuğun isal olduğuna kara vermek için öncelikle kaka frekansının çok artması gerekir. Günde 1 defa yapan bir çocuk 3e- 4e çıkmışsa; macun kıvamından çıkıp su miktarı görünür düzeyde artmışsa ve 2. Güne sarktıysa isal vardır. Bazen 1 günlük sapmalar olabilir. Rengin koyulaşması çok önemli değildir ancak çok koyu kahverengi, siyaha yaklaşan renkler ve yeşilimsi renk izlem gerektirir. Bu renkler 3-4 defa devam ederse bir doktora görünün. 

Alt açma bezi: Bebeklerin altları değişirken altlarına fazladan bir katman eklenir. Bu batıl inançtan kaynaklanmaz. Bebeklerin canları istediğinde işeme ve kaka yapma huyları vardır. Ve asla şu an altım açık, şimdi işersem bizimkilerin o çok değerli koltukları mahvolur gibi şeyleri asla dert etmezler. Ayrıca o kadar beklenmedik zamanlarda bunu yaparlar ki asla önceden hazırlıklı olma şansınız yoktur. Daha sıcak yeni işenmiş bezi açarsınız ve hemen o anda yeni bir çiş dalgası gelebilir. Ama az önce yapmıştın demeniz onun için bir şey ifade etmez.
Alta daha kapsamlı ve emici bir tabaka konması bu nedenledir. Eskiden arasına pamuk serpilmiş 2 katlı sıradan bezlerle ve bazı yerlerde altta naylon üstte bez tabakalarıyla bu işler halledilirmiş. Günümüzde evde kullanmak için çok şık yumuşak ve kaliteli kumaştan ürünler mevcut. Fiyatları da ona göre. Ayrıca artan seyahat ve toplu alışveriş alanları gibi mekanlarda kullanılmak üzere kullan at malzemeler de mevcut.
Kız çocuklarında çiş konusunda anne babalar kısmen daha rahat. Çok uzağa gönderemediklerinden risk az. Ancak erkek çocuklarında ne yönü ne de mesafeyi önceden tayin etmek mümkün. Kaka konusunda ise tüm bebekler yüksek riskli. Kakaları çok akışkandır ve arada sıkışmış gaz katmanları olduğundan kolaylıkla kakalarını tahmin edemeyeceğiniz bir basınçlar roketleyebilirler, bunu birkaç defa üst üste yapabilirler ve kakaları çarptıkları yerden etrafa sıçrar, saçılır (hortumu duvara tutunca saçılan suya yakın). Bu olayı her ana baba yaşar. Bunu engellemenin pek yolu yoktur. İstediğiniz tedbiri alın o bir boşluğunuzu bulur.
Bütün bunları neden anlattım? Bebeğin alt açma bezi sizi çoğunlukla korumaz. Mağazalardan pahalıya alacağınız ev tipi alt açma bezleri evet kalın ve emicidir ancak hem esnek değildir hem de bebeğin altı açıkken riskli bölgelerin önünü kapatacak kadar büyük alan sağlamaz. Seyahat tipi olan daha büyük ve naylonumsu ürünler de benzer şekilde esnek değildir ve genelde yeterince emici olamazlar. Ayrıca her iki tür de bebek büyüdükçe iyice yetersiz kalır. Diğer bir dezavantajları ikisi de ne kadar yıkarsanız yıkayın zamanla koku yapar. Bebek çamaşırlarında da çamaşır suyu şansınız olmadığı için bu sondan kaçmanız zor.
Ayrıca çok kullanımlık alt açma bezinden seyahat tipi olanı kullandığınızı düşünün. Avmnin birinde sizden önce kimlerin ne kadar kirlettiğini bilmediğiniz bir yerde kullanıp geri o alt açma bezini biberonların yanına mı koyacaksınız. Kusura bakmayın benim içim elvermez.
O zaman alt açma bezinden beklentilerimizi tekrar gözden geçirelim:
1-      Temas ettiği sıvı veya sıvı kakayı hemen ve tamamen emecek kadar emici olmalı. Elinizi gözünüze götürün ve pışıııık deyin. En azından 2014 yılında böyle bir malzeme yok. Ama en azından pamuk emiciliğine sahip olmalı ve emdiği sıvıyı içinde tutabilecek yapıda ve izolasyona sahip olmalı. Bir anlamda altının naylonumsu olması iyi olur.
2-      Bebeğin bezi açıkken riskli alanları örtecek kadar geniş ve esnek olmalı.
3-      Taşınabilecek kadar küçük ve hafif olmalı.
4-      Temizliğinden emin olmadığınız bir yerde alt açarken bebeğin giysisiz alanlarını koruyacak yapıda olmalı.
5-      Bebeğe temas eden yeri yumuşak olmalı. Bebeğe çok kısa sürelerle temas edeceği için Endonezya ormanlarında tamamen doğal yollarla yetişmiş bambu liflerinden olmasına gerek yok. Yumuşak ve terletmez olsun yeter.
6-      Gerektiğinde atılabilecek kadar ucuz ve kolay bulunabilir olsun. Avm de alt değiştirirken kaka bulaşmış alt bezi geri biberonların yanına almaya gerek yok. Ayrı bir torbaya bile koysanız kolaylıkla koku yapıyor. Deneyle sabit. Seyahat anında savunmasızsınızdır ve imkanlar kısıtlıdır. Islak mendille kaka bulaşmış bezi silmenin hiçbir faydası yok.
Bunları karşılayan bir ürün var mı? Evet. Kullan at alt açma bezleri. Birkaç değişik markanın var. Hemen tamamı bu beklentileri karşılıyor. Değişik kalınlıkta olan türler var. Ben dalin ve baby&me markasını kullandım. İkisi de iyi yalnız baby&me çok daha ince. Yer açısından ince olanı tercih ettim.
Ayrıca alt açma bezlerinde 2 ölçü vardır. 60*60 ve 60*90. 60*90 çok büyüktür ve o halde kullanımı pek pratik değildir. Firmalar daha geniş koruma alanı dese de amacınız bebeğin ensesini korumak değil. Bebeği akşam evde yıkarsınız olur biter. Yine de tavsiyem 60*90 boyunda olandan almanız. İkiye kestiğinizde size 60*45 boyunu verir ki bu rahatlıkla işinizi görebilecek bir ebattır ve aldığınız ürüne %50 indirim anlamına gelir. Benimki bu satırlar yazılırken 4 ayın içinde hala 60*45 yeterli. Daha da yetecek gibi duruyor. (9. ayda güncelleme yapıyorum: zor oluyor ama hala yeterli)
Evde bebek altı değiştirilirken işemedi veya kaka yapmadıysa adı kullan at diye bezi hemen atmanıza gerek yok. Kirlenmediği sürece istediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Ev dışındasınız bebeğin altını temizliğinden hiç hoşlanmadığınız bir yerde değiştirdiniz. O kirli yüzeye temas eden bezi geri almak içinize sinmedi mi? Atın gitsin. (yanınızda birkaç tane alt bezi taşımayı unutmadığınızı varsayıyorum). Ayrıca kaç tane alırsanız alın o kullan at bezler hem daha hafif hem de daha az yer kaplar. Maliyet de zannettiğiniz kadar çok olmaz.
Alt açma bezi bulamadığınızda bir eczane medikal veya marketten yetişkin hasta alt serme bezi de alabilir ve kullanabilirsiniz. Fiyatları aşağı yukarı aynıdır. Emiş güçleri de. Genelinin boyutu da 60*90 olur. Tek farkları bebeklerinki açık renkli sevimlidir, büyüklerinki daha resmi renklerde olur. Ancak ihtiyaç anında işinizi görür.
Kağıt havlu, doktor muayenehanelerinde kullanılan altı naylonlu veya naylonsuz muayene masa örtüleri, tek kat pamuk bez gibi yurdum çözümleri işe yaramıyor. Denedim. Kefen bezi tarzı kalın keten bez biraz işe yarar ancak o da hem sevimsiz, hem yeterince efektif değil hem maliyetli hem de bulması ve taşıması zor.
Arada yanılıp şaşıp aldığınız garip bebek setlerinden birinden mutlaka ev tipi alt açma bezi çıkar veya birisi hediye getirir. Siz paranızı ona harcamayın bolca kullan at depolayın

29 Ağustos 2014 Cuma

bebek güvenlik elektrikten koruma kablo düzeni, bebek güvenlik malzemeleri nedir nelerdir ne işe yararlar nasıl seçilir seçim yapılır

Bebek güvenlik:
Eskiler bebekleri Allah korur derlerdi. Doğrudur. Bu kadar haşarı ve hareketli ve hatta korkusuz olan bu yaratıkların (başka kapsamlı kelime bulamadım) normalde bizler gibi bir şansla hayatta kalmaları mümkün değil. Siz olsanız devrilecek olan sandalye ona devrilmez. Siz olsanız üzerinize yıkılacak olan 72 ekran televizyon onun üzerine devrilmez.
Ayrıca yapıları da çok sağlamdır. Sizi öldürecek elektrik onları öldürmez. Kolay kolay boğulmazlar. Nefes-yemek borusu sistemleri bizlerden daha iyi korunmuştur. Kafaları çarpmalara çok daha iyi dayanır. Beyinleri daha az hasar alır ve 2 yaşına kadar bölgesel çapta bir hasar yoksa iyileşme imkanları bizlerden kat kat fazladır. Yaraları bizlere göre 4-5 kat daha hızlı iyileşir. İz kalma olasılığı da çok daha düşüktür. Eklemleri yerinden çıkıp çok az hasarla geri oturur ve oluşan hasar daha iyi tamir olur. Kalbi delik bir çocuk duruma göre 10 yaşına kadar yaşayabilir ancak aynı hasara sahip büyük insan genelde 1 yılı göremez. Büyük insan 39 derece ateşte darmadağın olurken bebekler 40 derecenin üzerinde ateşte bile ciddi hasarlar almadan kurtulabilirler. Onları havaleye sokacak ateşte bizler çoktan bitkisel hayata girmiş oluruz. Ayrıca hemen her hayvan çok ciddi bir açlık veya başka bir sorunu yoksa bebeklere daha anlayışlı davranır. Sizi parçalayacak bir ayı bebeğe zarar vermez. Hatta koruduğu pek çok vaka kayıtlıdır. Unutmayın 1 milyon yıldan fazladır insanlar bebek yapıyor ve onlara soğuk korunmasız mağaralarda taş üstünde veya ağaçlarda yaşarken bakabildiler. Daha doğrusu bebekler hayatta kalabildi.
Bunlara rağmen başlarını derde sokmayı o kadar iyi bilirler ki bunca avantaja rağmen sizin aklınıza gelmeyecek bir muzipliği (veya cenabetliği) mutlaka bulurlar. Unutmayın onların akılları bizden farklı çalışır. İlk doğduğu andan itibaren çocuğunuz sizden kat kat zekidir. Aklı çok daha hızlı ve derin çalışır. Doğduklarını 2 ay anlayamıyor o salaklar gibi laflara itibar etmeyin. Kendi diyen kendi olur sözü sanki bu durum için söylenmiştir.  Oranlarsak siz siyah beyaz görürken onlar 3 boyutlu hd görür. Siz comodore 64 seniz o 10 çekirdekli işlemcidir. Sizin onları salak sanmanızın tek nedeni işeme dahil her şeyi sonradan öğrenmek zorundalar. Bu yüzden de korkunç bir öğrenme kapasiteleri ve bunu destekleyecek meraka sahiptirler. Bir mutfakta siz sadece tezgahın üzerini görebilirken o açılıp içine girilecek ve bulduğu her şeyi önce ağzına alıp sonra oraya buraya vurabileceği şeylerle dolu dolaplar görür. Bir odada siz koltuk görürsünüz o altına girip araştırma yapacağı bir sürü mağara görür. Siz prize bir cihaz takarsınız o velet o cihazların nasıl çalıştığını anlamak gereğini hisseder ve bunun için elini sokabileceği 2 delik görür. Sizin için tuvalet sifona bastığınızda biterken o çocuk o deliğin diğer ucunun nerelere gittiğini merak eder ve o delik onun için evrenin bütün sırlarını barındırır. Çamaşır makinesi veya buzdolabı onun için uzay mekiği kadar ilgi çekicidir. Üzerinde renkli renkli karakterlerin oynadığı o cam aletin içinden çıkan bir kablo duvara gidiyorsa o kablo incelenmelidir. Salak değillerdir. Bizden farklı düşünürler. Bu nedenle akla gelmeyecek şekillerde kendilerine zarar verebilirler. Bu nedenle meleklere yardımcı olun ve bazı tedbirler alın. Onun yapabileceği her şeyi tahmin edemezsiniz ancak olasılıkları yarıya bile indirseniz kardır.
Tüm evi güvenli bölge haline getiremezsiniz ancak çocuğun yaşamının en çok geçeceği yerlerle bizim için bile en tehlikeli yerler olan mutfak, banyo ve tuvaleti öncelikli olarak güvenli hale getirmeniz gereklidir.
Çocuğa yaşam alanı açın. Lütfen oturduğunuz odada, hatta bence salonunuzu misafir için değil kendiniz için kullanın bırakın misafir bulduğunu yesin, orta sehpa, biblo, televizyon ünitesi, içindekilerin kimseyi ilgilendirmediği anlamsız vitrinler gibi size normalde hiçbir faydası olmayan o manasız şeyleri çıkarın. Eşim hamile olduğunu söylediğinde ilk işim salonda oturduğumuz koltuklar hariç her şeyi ortadan kaldırdım. Attım, sattım, hediye ettim. Bırakın eviniz haciz gelmiş gibi olsun. Bir süre sonra siz de ferahlayacaksınız.
Televizyonunuz lcd gibi düz ekran bir şeyse duvara, yerden yaklaşık 1.2-1.5 metre yukarı (koltuklarınızın yüksekliğine ve sizin boyunuza göre) monte edin veya ettirin. Hafifçe sağa sola dönen bir aparat yeterli olur. Aparat ne kadar çok yöne dönerse o kadar çok kolu oluyor ve zamanla eğiliyor.

İyi bir tercih değilmiş

 Hala tüplü televizyon kullanıyorsanız televizyonun ön kısmına 1 santim yüksekliğinde kapının kapanmasını engelleyen üçgen takozlar benzeri bir takoz koyun. Arkasının çok büyük olduğuna bakmayın, o televizyonların ağırlıklarının (markalarına  göre) %70-80 kadarı önde olur. Bu yüzden ön yüzde ekranın altı tamamen yere temas eden bir ayak şeklindedir ama arkada sadece 2 küçük ayak bulunur. Öne devrilmeleri çok çok kolaydır. Televizyonu koyduğunuz mobilyanın ayakları ayarlanabiliyorsa ön tarafın birkaç milimetre (santim değil) yüksek olacağı şekilde ayarlayın. Ayarlanmıyorsa altına karton veya tahta koyarak bunu sağlayın. Hafif geri yatan bir ünitenin devrilme riski %70 kadar azalır.
Hala varsa kütüphane, gibi yerden yüksek mobilyayı duvara sabitleyin. Bunun için çok işlevli ve ucuz l demirler var. Duvar ve mobilya biraz örselenecek ama onun çocuğun üzerine düştüğünü düşünün ona göre karar verin. Nereye devirecek demeyin. Bir yolunu bulurlar. Üstelik o kadar hızlı büyürler ki dün kucağınızdan inemeyen o inek sanki ertesi gün koşmaya, tırmanmaya başlar. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamazsınız bile.
Her türlü raf ve dolabın ağzını çocuk 6 aylık olduğunda kapatın. İmkanınız varsa en iyisi kilit takmaktır. Bunu yapamıyorsanız veya yapacak usta bulamadıysanız çocuklar için  raf ve dolap kilitleri mevcuttur. Ancak bunlar yapıştırmalıdır. Yani zamanla çıkarlar veya çocuk biraz güçlendi mi çıkarmayı başarır. Yine de uzun zaman işinizi görürler.
Çıkarabildiğiniz kulpları çıkarın. Kulpları basamak olarak kullanmaktan çarparak kendilerini yaralamaya kadar değişik şekillerde kendilerine zarar vermek için kullanabiliyorlar. Seyrek kullanılacak alanlar için çocuğun da normal yaşam alanı dışındaysa plastik kablo bağı (kelepçe, çırt kelepçe) kullanın. Aşırı sağlamdır. Mutfak rafları için kullanacağınız anda takacağınız raflar bir ara vardı ancak şu an piyasada yok. Ben bulamadım. Bulursanız alın. Çıkaramayacağınız kulplara keçe yapıştırın. Ayrıca o çekmece veya kapakları mutlaka kapalı tutmanın bir yolunu bulun. Ama hazır satılan plastik güvenlik kilitleriyle ama don lastiğiyle, bir şekilde her isteyenin açamayacağı hale getirin. O bücür ikinci raftaki ekmek bıçağının zararlı olduğunu bilmez veya alt raftaki büyük et çatalı onun için prize sokulması gereken bir şeydir. İçinde tencere mi var, tuz ruhu mu var dinlemez ve kuytu bir dolabın içinde yatmaya bayılır. Kapağını açabildiği şeyleri mutlaka döker hatta yutmaya çalışır. Buzdolaplarını kapatmada kullandığımız mıknatıslı lastik buzdolabının içine girip hapis kalan çocuklar yüzünden icat edildi.

Çok işinize yarayacak keçeler değişik boy ve şekilde mevcuttur. At nalı gibi olan şey kapı güvenliği. Sonraki maddede anlatılacak.




Kapı stoperi:
El alışkanlığı oturduğunuz odanın kapısını kapatıyorsunuz. Ama sıcaklık ama klimayla zorla serinlemiş odanın ısısı değişmesin diye. Veya çocuk ortalıkta dolanmasın diye odadan çıkarken kapıyı kapatma adetiniz var. Çocuk peşinizden geldi (veya zaten ordaydı) ve elini kapı aralığına soktu. Hepsin,i geçtim sizin gözünüzün önünde uslu uslu oynuyor, ortada bir şey yok diye siz de rahatsınız ve oturuyorsunuz. Birden cereyan oldu ve kapı kapanıverdi. Olmaz deme olur. Ne uzun senaryo demeyin yaşayınca göreceksiniz. O kibrit çöpü gibi parmakların kırıldığını hissetmezsiniz bile. Keçelerin olduğu resimdeki at nalı gibi olan yumuşak malzemeyi kapının üst kısmına geçirin. Hem kapı kapanmaz hem de ses yapmaz.
           
Köşeler ve kenarlar:
            Çocukların ve bebeklerin kafaları travmalara bizden çok daha dayanıklıdır. Hatta 1/3 oranında esneyebilirler. Ancak bu bir dolabın köşesine çarptığında veya düşerken fazladan bir de sehpa kenarına denk geldiğinde yeterli olmayabilir. Bu nedenle bu iş için hazırlanmış plastik köşelikler kullanılması faydalı olacaktır. Kenarlar için de eşyanızın durumuna göre yapışkanlı keçe veya eşyanız çok değerliyse çift taraflı bant ile yapıştırılacak şeffaf bir lastik işinizi görür. Mobilyalarda kenarlar çok uzun olabilir böyle durumlarda tüm kenarın kapatılması hem maddi olarak pahalıya gelir hem de uzun bantlar daha kolay yerinden çıkar. Yol şerit çizgisi gibi kesik kesik yapabilirsiniz. Bu şekilde risk en azından yarıya iner.


Tercih edilen köşeli mobilyaların hiç olmamasıdır. Mecburen olacak olanları da düşük risk konumuna getirin.

Banyo, tuvalet:
Çocuklar değil büyükler içinde sıkıntılı yerler. 1996da Amerikalıların banyo ve tuvalette geçirdiği ölüm ve yaralanmayla biten kaza sayısı 6683. 250 yıldır köpekbalıkları nedeniyle ölen insan sayısı 128. rapor edilememişlerle beraber sayıyı iki katına bile çıkarsak durum ortada. Kaza ile ölümlerde trafik kazasından sonraki ikinci baş neden. Kaygan zemin, her taraftan çıkıntı yapan musluklar, lavabolar, duşakabinler…vb. takılması çok kolay su giderleri, su ve elektriğin çok yakın olması ve kullanılan malzemelerin çok sert olması. Üstelik genelde çok dar alanlara bunlar sığdırıldığı için olası bir düşme sırasında işiniz neredeyse tamamen şansa kalıyor.
Özensizce yapılan tesisatlar ve ekleri nedeniyle yaşanan elektrik çarpmalarını bir kenara bırakırsak ıslak zeminli bu alanlardaki baş risk düşmek. Salon ve odalarda yapıldığı gibi bu alanlarda çarpılacak noktaların kapatılması pek mümkün değil. Musluğun başını kapatırsanız siz kullanamazsınız. Ayrıca musluklar zaten çok sert malzemeler olduklarından keçe veya plastik tabaka yeterince yavaşlatmaz. Diğer yüzeyler de sık sık suyla temas halinde olduğundan iyi bir yapıştırıcı bile zamanla çözülür. Üstelik ıslak kalan keçeler veya altında su biriken tabakalar hem koku yapar hem de çok güzel mikrop yuvası olurlar. Gereksizdir. Bilindik anlamda bir köşe olmadığından üstteki resimdeki parçanın da takılabileceği bir yer genellikle yoktur.
Bu durumda daha radikal bir çözüm düşünerek düşmeyi önlemek için tedbirler almalıyız. Her şeyden önce sık sık takılacağınız o tuhaf dekoratif tüylü paspaslardan kurtulun. Onlar kaymaz ama ayağınıza takılır. Unutmayın mesele sadece çocuğun banyoda kayması değil. Siz kucağınızda çocuk varken kayıp düşebilirsiniz. Dikkatinizi ve görüş alanınızı bozan kucakta çocukla kaza daha kolaydır. Ayrı terlik uygulaması da çocuk varlığında her an işe yaramaz.
O zaman zemini daha zor kayar hale getirmek gerekir. Bunun için hırdavatçılarda metrelik kaydırmaz bantlar satılır. Yaptıkları işe göre de ucuzdurlar. Birkaç metre alırsınız ve zeminin durumuna, adım genişliğinize göre yapıştırırsınız. Otel, havuz, hastane türü pek çok alanda mutlaka görmüşsünüzdür. Islak zemin için yapıldıklarından keçe gibi koku yapma veya pislik tutma durumları yoktur. Yalnız ıslak paspasla silme işi biraz zor olur.

Diğer:
Çocuğun odadan çıkmasını önleyecek çit şeklinde kapı, sürgülü pencerenin kapanmasını önleyen takoz, pencere sabitleme kolu gibi başka çeşit çeşit malzeme vardır. Hepsini bilmek mümkün değil. Bazı ürünler 1 seri gelir ve bir daha bulamazsın. İhtiyacınızı iyi tespit edin ve risk analizinizi iyi yapın.
(şu metrisin önü bir uzun alan:P)

Elektrik:
Elektrik normal insanlar için de tehlikelidir ancak bir yetişkinin parmağı priz deliklerine girmez veya bir yetişkin bulduğu her şeyi prize sokmaya çalışmaz veya tuttuğu her kabloyu çekme derdine düşmez. Ama çocuklar yapar. Hem de seve seve. Parmakları da o delikler için yeterince küçüktür.
Çok basit ama biraz uğraştıracak birkaç tedbirle elektrik kaynaklı kaza ihtimalini normalin %20sine kadar indirebilirsiniz.

Kaçak akım rölesi:
Elektrikle yakın ilgisi olmayan biri için manasız bir kelime farkındayım. Daha önce kullanmış ama adi malzeme kullanılmışsa bir işe yaramadığı için veya kaliteli malzeme de çok sık attığı için kullanılması istenmeyen bir kalem olabilir.
Kaba bir elektrik bilgisi: Evlerimizde kullandığımız elektrik dalgalı akıma sahiptir. Pil ve akülerdeki gibi direk akım değildir. Bu ne demek. Direk akımda elektrik akımı bir noktadan çıkar ve diğer tarafa doğru kesintisiz gider. Yani her iki kabloda da elektrik vardır. Dalgalı akımdaysa akımın frekans değerine göre belli aralıklarda akım bir yöne gider sonra aynı yerden geri döner. Yani akım a noktasından çıkar b noktasına kadar gider, sonra geri a noktasına döner. Direk akım gibi tüm devreyi dolaşmaz. Sadece ilerlediği zaman geçici olarak akımı üzerine alacak bir boş kablo gereklidir. Bunun pratik anlamı şudur: evdeki prizde bulunan iki delikten sadece birinde akım vardır diğerinde yoktur. Prizi çıkarttığınızda kablolardan biri sizi çarpar diğeri priz kullanımdaysa çarpar ancak kullanımda değilse sadece gıdıklar.
Bu mantıkla çocuk prize bir şey soktuğunda çarpılma olasılığı %50 diyebilirsiniz ancak çocuk asla denemekten vazgeçmez. Mutlaka %100e ulaşmanın bir yolunu bulur. Kaçak akım rölesi burada devreye girer. Bu röle iki kablo arasında bir akım dengesizliği oluştuğunda derhal elektriği keser. Yani çocuk nötr kabloya bir iğne bile soksa bu hareket o boş kabloda küçücük bir geçici akım oluşturur. Normalde faz (elektrikli, canlı) kutupla nötr (boş) kutup arasında olması gereken denge çok çok az bozulur ve kaçak akım rölesi bu azıcık farkı anlayıp elektriği keser. Bu işlemi priz tamamen boştaysa normalde 0 olması gereken nötr kabloda akım yakalayınca da yapar. Prizde çalışan bir cihaz varsa ve o cihaza bir müdahale yapıldıysa da anlar ve işini yapar. Yani televizyon açıkken çocuk içine küçücük bir damla bile su kaçırsa veya oklavayla televizyonu sallasa veya vileda sapıyla buzolabı takılıyken prize vursa elektrik kesilir. Birkaç dakika karanlıkta kalırsınız ancak çocuk elektriğe çarpılmaktan kurtulur.


  kaçak akım rölelerinin şekilleri. Evin elektrik sistemine göre 2 veya 4 kutuplu olan kullanılır.

Bu arada lütfen düzgün bir marka kullanın. Hatta evinizin sigortalarını da eskimişse veya uyduruk malzemeyse değiştirtin veya değiştirin. Marka vermeyi sevmem ancak legrand, merlin gerin, siemens, schneider, kısmen viko ve makel gibi daha kalitesiyle bilinen markaları tercih edin. Kar marjı yüksek olacağı için size çok adi malzemeyi vermeye çalışacaklardır. Hiç anlamıyorsanız kullanılan malzemenin tse belgesinin olmasına dikkat edin. CE işaretini yutturmaya kalkabilirler ciddiye almayın. CE o malzemenin ülkeye faturalı giriş yaptığını ve satılışının yapılabileceğini gösterir. Belli bir kaliteye sahip olduğunu değil. Kaliteyi TSE gösterir. İso ve benzeri belgelere sahip malzemeler de TSE alır. Ayrıca rölenin üzerinde üzerinde T harfi bulunan bir düğme vardır. O test düğmesidir. İlk takıldığında hemen ve devamında ortalama ayda bir o düğmeye basın. Düğmeye bastığınızda elektrik kesiliyorsa röle çalışır durumdadır.

Priz örtücüler:
Pek çok yerden çok ucuza priz kapatıcı bulabilirsiniz. Mutlaka alın ve çocuğun ulaşabileceği (tavsiyem 1.5 metrenin altındaki) her prizi kapatın. Birkaç çeşidi var. Arkasında tutma yeri olan türleri çocuk kısa zamanda çıkarmayı öğreniyor. Tavsiyem özel bir anahtar veya aletle açılan türleri tercih edin. Onu çıkarmayı öğrendiklerinde iyi kötü prizden uzak durmayı da öğreniyorlar. Anahtarlarını kaybetmeyin sonra zor çıkıyorlar. Anahtar dediğim uyduruk bir plastik spatül ama yapan ona göre yapmış.


Kendi anahtarıyla çıkarılan priz kapatıcı.


Akıllı kapatıcı. Priz normalde kapalıdır ancak siz birşey takacağınız zaman açılabilir. 2 dezavantajı vardır. Birincisi bozulabilirler ara ara kontrol edilmesi gerek. İkincisi çocuklar nasıl açılacağını öğrenebiliyor.


Klasik kapatıcı. Takması kolay ama çıkarması da kolay çocuk için bile.
Bu arada prizi kapatmak için flaster veya selobant bir işe yaramaz bilginiz olsun.



Prizin kendisi:
Prizin bizzat kendi yapısı kaza olasılığında rol oynar. Günümüzde kullanılan prizler iki parçalıdır. Yani duvarın içinde kalan metal çerçeveli ve asıl elektriği taşıyan kısım. Bir de bu parçanın üzerine vidalanan sizin dışarıdan gördüğünüz plastik kısım. Bu iki parçalı prizlerin avantajı elektriğin olduğu kısım deliğin dışarıdan görünen kısmından biraz daha içeridedir. Bu nedenle dışarıdan parmakla veya çatal gibi bir şeyle elektriğe ulaşmak biraz daha zordur. Ve eğer kaçak akım rölesi de takılıysa röle metal eşyayı prize sokmaya çalışan çocuk elektriğe ulaşamadan elektriği kesecek zamanı bulur.

 iki parçalı prizlerde dış kaplamayı söktüğünüzde asıl elektriği taşıyan ikinci kısma ulaşırsın.  Diğerinde bu parçalar birleşiktir.


Ancak eski evlerde kullanılan prizler ve günümüzde ucuza kaçılmış tadilat ve inşaatlarda (genellikle ilçelerde) kullanılan prizler tek parçalıdır. Yani elektrikli kısım hemen deliğin arkasındadır. Bu nedenle hem çocuk elektriğe çok daha kolay ulaşır hem de röle elektriği kesmek için yeterli zamanı bulamayabilir. Röle her şartta elektriği keser ancak birkaç milisaniyeliğine çocuk elektriği hisseder. Süre çok kısadır ve genelde sadece korkutacak kadar akım geçer ancak ne olur ne olmaz. Siz tedbirinizi alın ve çocuk elektriğe zor ulaşsın.
 eski prizlerin başka resmini bulamadım ama bu priz ve anahtarların krem rengi olanları takılıysa .çocuk için değil kendiniz için de değiştirin. hatta 10 yılı dolanları değiştirin. priz ve düğmelerin ömrü 10 yıldır.

Ayrıca kullanılan elektrikli alet sayısıyla evdeki priz sayısı her zaman orantısızdır. Çocuk gelince priz ihtiyacınız birkaç kat artacak. Bunun için biraz daha fazla priz eklemeniz gerekeceği malum. Bu ek işini lütfen priz kablosuz çoklu prizle yapmayın. Çok kolay kaçak yaparlar, çok kolay bozulurlar, yangın çıkarma ihtimalleri daha fazladır ve çocuklar için gel benimle oyna mesajı verirler.
 Bu ve benzeri direk prize takılan ürünlerden kendi sağlığınız için normalde de kaçının. Topraklı veya topraksız fark etmez. Çok kolay sorun yaratırlar.


 Bu da iyi bir çözüm değil.



Bunu gördüğünüz yerde kaçın.

Priz arttırma ihtiyaçlarınız için en sağlıklı 2 yöntem vardır. Tavsiyem bu iki yöntemi bir arada kullanmanız. Birincisi sıva içi çoklu priz. Normal priz gibi duvarın içine monte edilir ancak 2-3 çıkışı vardır. Çok eski binalar hariç genelde duvardaki yuva ve elektrik sistemi bu ürünlerle uyumludur. Çok sağlıklı ve güzel çözümlerdir. Tesisat ve sigorta sistemi sizin sınırınızdır. Yani sigortayı attırmadığınız ya da duvarın içindeki kabloları yakmayacak her türlü cihaz kombinasyonunu rahatlıkla kullanabilirsiniz. Yeni modeller özellikle daha dayanıklı malzemeden yapıldığı için yangın ve benzeri konularda tekli prizlerden daha güvenli olduğunu bile söyleyebilirim.
 


Sıva içi prizlere örnekler. 4 ve 5li örneklerine de rastladım ancak siz 3ü geçirmeyin.

 Normal prizler gibi duvardaki yuvaya takılırlar.

Diğer yöntem bildiğimiz kablolu uzatmalardır. En büyük avantajları çok fazla sayıda priz içerebilirler ve duvardaki priz çıkışından çok daha uzağa taşınabilirler. Taşıyabilecekleri yükü aşmadıysanız güvenilir araçlardır. Ancak dikkat etmeniz gereken birkaç unsur söz konusu:
a)      Elektrikli ısıtıcı, klima, ütü gibi yüksek güçlü cihazları aynı anda kullanacaksanız mümkün olduğunca ayrı prizlerden güç almalarına dikkat edin. Hatta imkan varsa ayrı ayrı sigortalara bağlı prizlerden kullanın. Çoğu evde bu imkan yoktur. Ancak 1 elektrikli soba, 1 klima ve ütüyü bir tane 3lü prize bağlayıp aynı anda çalıştırmayın. Yüksek güçlü cihaz nedir derseniz cihazların arka veya alt yüzlerinde etiketleri olur. Güç yazan değeri okuyun sonu ‘W’ ile biten değer. 1500 W ve üzeri yüksek güçlüdür (220 V yazan kısım değil). Genelde sigortalar bağlı bulundukları devrede toplam 3000-4000W (16-20A yaklaşık) gücü kaldıracak şekilde seçilir. Yani salon, oturma odası ve yatak odası aynı sigortaya bağlı ise bu üç odadaki  elektrikli cihazların WATT (W) cinsinden güçlerinin toplamının bu sınırı aşmaması gerekir. Bu nedenle çoklu prizde yüksek güç çeken ve aynı anda çalışacak cihazları farklı yerlere dağıtmak iyi bir uygulamadır. Sadece çocuk için değil, normal zamanda da yaparsanız iyi olur. Fırın, ketıl gibi aynı prize bağlı birkaç yüksek güçlü alet varsa ama aynı anda kullanılmıyorsa sorun olmaz.
b)      Kullandığınız seyyar grup prizin kapatma düğmeli olmasını tercih edin. Sigortalı daha bir tercih nedenidir ancak ülkemizde yaygın bir şey değil. Düğmelilere razıyız. Kullanmadığınız zaman da bu düğmeyi kapatın. Hem siz elektrik tasarrufu sağlarsınız hem de sistemde elektrik olmayacağı için güvenliğiniz artar.
duvara da sabitlenir


c)      Prizi yerde veya başka bir yüzeyde serbest bırakmayın. Duvara veya kullanılacağı dolaba sabitleyin.
 bu iyi bir tercih değil. prizler dışarıda, sabitleme imkanı yok,i gel benle oyna diyor ve kablo fazla ince

d)     Uzatma kablosunun çok uzun olmamasına dikkat edin. Kablo uzadıkça taşıyabileceği elektrik miktarı azalır. Bunun hesabı mümkündür ancak konuyla ilgisi olmayan biri için gereksiz yüktür. Siz çok gerekmedikçe 5 metreyi aşmayın. Sadece televizyon, uydu, modem benzeri çok düşük güçlü cihaz kullanacaksanız uzunluk çok sorun değil.
e)      Eğer priz kısmını alıp kabloyu siz takacaksanız 1,5 mmlik kablo kullanın. Kablosu takılı ürünlerde genelde 1 mm kullanılır. Taşıma kapasiteleri yarı yarıyadır. Olaydan anlamıyorum hazır alacağım derseniz bir önceki maddeye mutlaka uyun. Zaten düzgün markalar kolay kolay 5 metreden fazla kablolu uzatma prizi yapmaz.
f)       Elektrikle ilgili her şeyde kaliteli malzeme kullanın. Vikonun 5li prizi fiyatına milyoncuda 3 tane 3lü alırsın ancak riskin kat kat fazladır.

Kablo kanalı:
Siz yerde kablo gördünüz mü ona takılmamaya çalışırsınız. Çocuk için yerdeki kablo keşfedilmesi gereken birşeydir. Çocuklar arkeoloji okumadığından kabloyu incelemek için bildikleri en baş yöntem kabloyu olanca güçleriyle çekmek ve bir sonuç alana kadar çekmeye devam etmektir. Kablo kopması ve çarpılma yaşayacağınız riskler içinde çok aşağılarda yer alır. Korkmanız gereken kablonun bağlı olduğu yerdir. Televizyon çocuğun üstüne düşebilir, adaptör kablosu yerinden çıkıp kısa devre yapabilir. Çocuğun yaşayacağı alandaki kabloları ve imkanınız varsa evde ortada duran tüm kabloları kanal içine alın veya aldırın. Ayrıca kanalları duvara yapıştırmayın. Vidalayın. Yapıştırma hem zamanla çözülür ve anlamı almaz hem de biraz büyüyen bir çocuk yapıştırmayı söker. Daha da ötesi kira evde yapıştırma kanalın vereceği zarar çok daha fazladır.


Toprak hattı:
            Yok artık demeyin. Bizim ülkemizde bilinmez ve sevilmez ama toprak hattı hayat kurtarır. Unutmayın sigorta cihazı korur toprak hattı sizi korur. En küçük sigortanın atacağı akım bile sizi öbür tarafa götürür getirir. Kaldı ki çarpılma anında sigorta attığına dair bir örnek veya kayıt yoktur. kaçak akım rölesi taktık ya. Evet sağolun ama o da kul yapısı ve onun da atmadığı bazı çarpılma türleri var. Örneğin suya bağlı çarpılmalarda kaçak akım rölesi çok da başarılı değildir.
            Çocuğun genel yaşam alanı olan odadaki prizin toprak bölümüne normalde toprak hattı yoksa bile bir kablo bağlayın ve bu kabloyu büyükçe bir demire bağlayın. Zemin kat veya 1. Katlarda bahçeye sallandırın ve 1-2 metrelik bir çıplak kabloyu toprağa gömün yeter. Daha yüksek katlarda balkon demiri, inşaat demiri (çok zor değil kolonlardan birini biraz törpüleyin çıkar) demir su borusu gibi bir şeye bağlayın veya bağlatın. Bu bir işe yaramaz diyenler çıkacaktır. Çamaşır makinası topraklamak için yeterli değildir doğru. Ancak ıslak elle kabloların arasında eli dolaşan su tabancasıyla oynayan siz veya çocuk için yeterlidir. Aynı şekilde artık eskidiği için güç kaynağı kaçak yapan bilgisayar, tv gibi cihazlardan korunmak için de yeterlidir. Elektrik sobasına yetmez ancak tüm akımın çocuğun üzerinden akmasını önler ki riski ve hasarı yarı yarıya azaltırsınız, hatta daha fazla. 1-1,5 mmlik kablo yeter. Kablonun nasıl görüneceğini mi düşünüyorsunuz. Kablo kanalı.
 prizin altından çıkan ince kablo. priz çok güç taşımadığı için ince kablo ama daha kalın olsa iyi olur

            Uyanık elektrikçiler toprak hattını nötr uca bağlamak gibi ülkemize has sivri zeka ürünü bir çözüm üretebilir. Sakın yaptırmayın. Elektrik konusunun ilk başında anlattığım üzere elektrikli alet kullanılırken akım bir nötre geçer bir geri döner. Yani toprak ve nötr bağlanırsa sizi koruması gereken toprak hattı da cihaz çalışırken akım taşır. Korumak için yapılan hat açık kaza sebebi haline gelir. Direk çarpılmasanız bile topraklamanın belli bir kapasitesi vardır. İnşaat demiri, balkon demiri gibi unsurların taşıyabileceği bir elektrik miktarı vardır. Onu boşuna doldurmayın.



not: bebek eşyaları sanayii çok hızla büyüyen bir sektördür. sürekli akla gelmedik şeyler çıkar. bugün bile burada yer almayan çok şey var. her evin ihtiyacı farklı olduğundan siz de araştırın ve aklınıza yatan ürünleri tercih edin. önce sizin ihtiyaçlarınız.