7 Temmuz 2015 Salı

mamalar bebek mamaları marka karşılaştırmaları lifli mama prebiyotik probiyotik nedir mama seçiminde nelere dikkat edilmeli


Beslenme: /mama

Gençlerin beslenmesi başlı başına bir konu.  Burada şunu yesin bunu yemesin kısmına fazla değinmeyeceğim. Ama bunun dışında da çok fazla konu var. anne sütü alan çocuk için çok problem yok ama almayan için var. ayrıca her iki bebek için de ek gıda konusu başlı başına bir muamma. Elimizden geldikçe.

Mamalar:

                Bebek anne sütü almayabilir. Süt gelmez, az gelir, fizyolojik bir sıkıntı veya hastalık vardır süt alamaz (örn ileri laktoz intoleransı) veya bizzat kendisi keçinin tekidir ve emmemek için direnir. Bende bundan bir tane var.

                Ayrıca doğumu izleyen ilk haftalarda büyük ihtimalle süt yetersiz gelecektir. O zaman destek gerekir. Sütün yetip yetmediğini anlamak basittir. Bebek memedeki sütü ortalama 10-15 dakika içinde bitirir. Yani bebeğin memede kalış süresini uzatmanız onun daha iyi beslenmesini sağlamaz. Her bir memede 10ar veya 15er dakika tutarsanız (şimdiki tıbbın tavsiye genelde 10 dk) ve bebek 2 saatten önce acıkıyorsa (veya verdiğiniz mamayı emiyorsa) süt yetmiyordur. Ayrıca aylık kontrolde ayda 1 kilonun altında kilo almışsa yetmiyordur. 1 ay beklemek zor derseniz 1 kiloyu 30 a bölün (oertalama 30-35 gram arası) bulduğunuz rakamı da 7 ile çarpın (200-250 gram arası). Neden 7 ile çarparız: çünkü 30 gram farkı ölçmek çok zordur ve hataya çok açıktır ama ortalama bir dijital terazi 200 gram farkı ölçebilir.

                Ayrı bebek terazisi almanıza gerek yok. Ortalama bir dijital tartınız varsa önce siz çıkın ve ağırlığınızı kaydedin. Sonra bebekle çıkın ve ağırlığınızı kaydedin. Aradaki fark bebeğin ağırlığıdır. Önceki haftanın değeriyle aradaki farka bakarsanız haftada aldığı kilo bulunur ve karar verilir.

                İşlemleri yaptınız ve destek kullanacaksınız. Peki ne kadar mama? İlk yol 60 ml mama yaparsınız o zaten doyduğunda bırakır. Kalan miktara göre sonrakileri hazırlarsınız. İkinci yol bir boşlukta memeyi sağar çıkan süte bakar ve 60a tamamlamaya çalışırsınız. Devam eden haftalarda toplam kaç ml içileceği her mama kabında yazar. Ancak süt miktarı sürekli artacağı için her hafta sağım yapıp kontrol etmeniz gerekir ki bu pek pratik olmaz. Bence ilk metodu kullanın. Eğer verdiğiniz mama desteğine rağmen ilk baştaki açlık belirtilerini gösterirse takviye miktarını arttırırsınız.

                Kimileri biberon emen çocuk meme emmez der. Bence doğru değil. Başta az gelen süt nedeniyle her iki yöntemle beslenip süt artınca sadece emdiği çok vaka gördüm ve duydum.  Emip emmemek bebeğin zırtapozluk düzeyiyle ilgili bir olay. Öyle olsa emzik verilen çocukların hemen memeyi bırakması lazımdı. Şu olabilir: Standart biberon emziği emip onun şeklini daha çok sevip memeyi emmeyebilir (bana çok makul gelmedi.) ancak standart avent, avent natura, çiko, geniş ağız nuk, mamajoo gibi anne memesine en yakınız iddiasındaki ürünlerde bu olmaz diye mantık yürütebiliriz. Ancak dediğim gibi biberon emen meme emmez sözü bana ters geldi. Çocuk çok obursa ve hızlı akışlı emzik kullanırsanız yine belki ama şunu düşünmek gerek onlar içgüdüyle hareket eder ve menfaatini bilir. Ayrıca emme onlarda reflekstir.

                Doğuma giderken yanınıza mama alın. Genelde devlet hastaneleri dahil hastanelerde mama olur ancak siz alın. Olmama ihtimali de var. ilk gün çocuğu aç bırakmayın. İlk birkaç gün bebek kan şekerini ayarlayamayacağı için çok sık hipoglisemi (düşük şeker)durumuna girer. Bu durumun uzun vade bir etkisi yoktur ancak size geceyi ve geceleri zindan eder.

Dilerim mamayla işiniz olmasın süt hemen ve yeter miktar gelsin ancak gelmezse hangi mama? Her şeyden önce bu küçük insanlar mama seçebilir, hatta seçer. Mama kesin değiştirilemez bir şey değildir. Hatta arada değiştirilmesi iyi bile olur. Her mamanın içinde bir diğerinde olmayan bir şeyler olur (sizin için değil patent için). Deyim yerindeyse dengeli beslenme sayılır.

İkinci bir unsur yine tıp fakültesi mezunları bana kızacak ama doktor mama önerdiğinde neden bu diye sorun. Size net bir sebep veremiyorsa kullanmak zorunda değilsiniz. Bu iyidir, bundan memnunum (sen mi içtin), şimdiye kadar şikayet gelmedi, doktor olan benim  gibi sözler net cevaplar değildir. Kendi çocuğumda da kullandım cevabı da bence tatmin edici değildir. Alışkanlıktan mı kullandın yoksa hepsini denedin inceledin ve öyle mi karar verdin kısmı açık değildir.

Ayrıca bu iş araştırmayla olmaz. Kağıt üzerinde en iyi olan formül sizin bebeğe uymayabilir veya basitçe çocuk onu sevmeyebilir. Eğer mamayla beslenmek zorundaysanız deneyip öyle karar verin.

Daha önce mamalarla ilgili yazarken benim çocuğum deney tahtası değil demiştim. Gün oldu devran döndü çocuk hasta oldu hastanede yattı ve biz hep kullandığımız hipp bulamadık. Ne bulursak onu vermek zorunda kaldık. Doğumdan önce yaptığım araştırmalara göre biyokimyasal ve saflık olarak en iyisi hipp markaydı. Kıydık paraya çocuğu hipple besledik. Bebek 3 haftalıkken karın ağrıları başladı ve hiç durmadan devam etti. Kolik dendi. Neler neler denedik kar etmedi. Sonra çocuk hastanede yatarken karın ağrıları kesildi. Zaten kolik için kafasına göre bir ara kesilir demişlerdi aynen öyleymiş dedik. Çocuk iyileşti eve geldik geri hipp başladık ve karın ağrıları geri geldi. Hippi bıraktık ve kesildi. Keramet hippteymiş. Kalanları yeni bebeği olan bir başka arkadaşıma verdim ve sorun çıkmadı. Daha sonra kolik sıkıntısı çeken bir arkadaş ne yapayım diye sordu. Mama değiştir dedim. Hipp denemiş ve onda da ağrı kesilmiş. İlaç sektöründe hastalık yoktur hasta vardır şeklinde bir söz vardır. Burada da mama yoktur velet vardır diyebiliriz. 2014 itibariyle Türkiye’ de satılan tüm mamaları en az birkaç kutu olacak şekilde denedik. Mamanın bebeğin sindirim sistemini etkilemesi ortalama 2 gün alıyor. Yani 1-2 haftalık süreçler mama hakkında ve mamanın bebekteki etkileri hakkında epey fikir verdi. Onları yazacağım. Ancak önce size tavsiye verecek insanların ve kutu üzerinde yazan şeylerin kabaca ne olduğunu anlatalım ki kafanız daha az karışsın.

Nükleotid ilaveli: Laf ola beri gele demenin bir başka yolu. Nükleotid DNA’nın yani o hep sözü edilen genlerimizin ana yapı taşıdır. DNA bütün genetik bilginin kodlar halinde bulunduğu hücre parçasıdır. DNA’ nın içindeki küçüklü büyüklü ancak her biri bir bilgi taşıyan kısımlara da gen denir. Genler de birbirine bağlanan nükleotidlerden oluşur. Bu nükleotidler belli sadece belli şekillerde birbirleriyle bağlandıkları için çok özel bir kodlama yapmaya imkan tanırlar. Bilgisayarlarda bilgiler 1 ve 0 lar ile kodlanır durumuna çok benzer.

Daha göze görünen bir benzetme yaparsak DNA bir semt veya mahalledir. Genler bu mahalledeki binalar, katlar, odalar, kapılar, pencereler gibi daha kendine has özellikli ve değişik boyuttaki yapılardır. Tek başlarına bir anlamları vardır. Kapı bir yeri örter oda bir alandır bina geniş bir alandır gibi. Tuğlalar ve fayanslar…vb de bu yapıların yapımında kullanılan malzemeler olduklarından nükleotidlere benzetilebilir.

Bir gün bir akıllı ortamda hazır tuğla varsa inşaat hızlı ilerler biz de hazır nükleotid koyalım çocuk hızlı büyüsün demiş olacak ki bu işi yapmışlar. Ancak biyokimya ile inşaat farklı şeylerdir. Gerçek hayatta doğada nükleotidler tek başlarına bulunmazlar. Vücudumuz onu yediği şeyleri parçalayarak alır. Ve bu ona yeter. Dışarıdan nükleotid ilave ettim demek biyokimyanın içinden biri olarak bana göre ben hep sentetik malzeme kullandım içinde doğal yiyecek olmadığı için bu eksik kaldı o yüzden dışarıdan ekliyorum demek.

Ayrıca bu nükleotidler doğada serbest halde bulunmaz dedik. Ana nükleotid kaynağı olan DNA lar bir canlının ağırlıkça 1/10 000 (evet onbinde biri yani 10 kiloda 1 gram) oranında olduğundan doğal yiyeceklerden elde edilmesi de çok anlamlı değil. Maliyetini kurtarmaz. Demek ki bu nükleotidler laboratuarda yapılıyor. Tamamen sentetik. Bir doğal gen başka bir canlıya eklendiğinde GDO lu gıda oluyor (genetiği değiştirilmiş organizma) ve bunu duyunca rahatsız oluyorsan tamamen laboratuarda yapılmış sentetik gen ana maddelerinin kullanımı ne kadar iyi/güvenli/faydalı…vs. benim fikrim bu. Zaten bu sözü söyleyenler daha gdonun zararları bilinmezden önce hazırlanmış formüller/markalar.

Lif: Mamada belki de en gerekli 2-3 şeyden biri ancak nedense içindekiler kısmındaki küçük harflerle yazılan bölüm hariç lif içeriklidir diye yazan mama yok.  Siz siz olun içindekiler kısmında lif içeriğini arayın. Lif cinsi çok önemli değil. Ancak var olması önemli. Lif kaka oluşumunu sağlar ve bebeğin bağırsaklarının normal çalışmasını sağlar. Uzun vadede bağırsakların kazandıkları bu alışkanlıklar çok çok faydalı olacaktır. Bağırsak hareketlerindeki bozukluk insana hayatı zindan eder ve çözümün büyük kısmı küçük yaşlarda alınan lif ile sağlanabilir. Lifsiz mama verdiğinizde bebeğin kakası ile bilye oynayabileceğinizi göreceksiniz ne demek istediğimi anlarsınız.

PUFA: (poli unsaturated fatty acid- çoklu doymamış yağ asidi) Yıllarca yağlar sadece bir enerji kaynağı sanıldı ancak öyle değiller. Yağlar yağ asidi adı verilen bildiğimiz sirkenin akrabaları olan bir kimyasal madde grubu olup 3 yağ asidi bir gliserine bağlandığında bildiğimiz yağlar oluşur. Vücudumuzda bu yağlar gliserin ve yağ asidi olarak parçalanır. Gliserin bazı maddelerin yapımında kullanılırken yağ asitleri genellikle yakılarak enerji üretiminde kullanılır. Çok kalorili yakıtlardır. (ilkokul fen derslerinde bile yazar). Ancak genelde aykozanoid denen ve türevleri midenin korunmasından kan pıhtılaşmasına, cinsellik hormonlarından (testesteron ve östrojen çok yakın akrabadır ve aynı kökenden üretilirler) ağrı duyusuna kadar pek çok yerde işe yarayan maddelerin yapımında ana maddedirler ve alternatifleri yoktur.  Son yıllarda omega yağları adıyla icad edilen ve piyasaya sağlık için pompalanan yağlar bu aykozanoidlerin ana maddesi olan aykozan yapılı asidi içeren bir yağdır. Bebeklerle direk ilgisi yok ancak zeytin yağından bu maddeyi kolaylıkla alabilirsiniz. En saf ve iyisi olmasa da olur.

Organik maddeler büyük oranda karbon ve hidrojenden oluşur.  Ancak esas yapıyı belirleyen karbonların kendi aralarında yaptıkları veya yapmadıkları bağlardır. Örneğin toplamda 4 bağ yapabilen bir karbon 4 bağını da farklı bir atomla yapmışsa tüm kadrolar doludur ve buna doymuş molekül denir. Buradan hareketle içerdiği karbon atomları tüm bağlarını başka atomlarla yapmış olan yağ asitleri de doymuş yağ asitleridir. Genellikle katıdırlar, zaten boş yer olmadığı için zor bozulurlar ancak vücutta da sindirilmeleri bir o kadar zordur. Doğada çok seyrek bulunurlar. Biyolojik anlamda pek sevilmezler.

Ancak bazen karbon atomları 4 bağlarından ikisine farklı atom bağlar diğer iki bağı komşusuyla bağlanmak için kullanırlar. Yani içlerinde bir yerde (karbonun simgesi C olduğu için) C=C şeklinde bir bağlanma formu içerenlerde kolaylıkla başka bir atomun araya girebileceği bir anlamda boş kadro olduğundan doymamış yağ asidi adını alır. Genelde sıvıdırlar, görece kolay bozulurlar ancak bir o kadar da kolay sindirildikleri için biyokimyada çok sevilirler. Kısacası vücut için daha az yük getirirler ve ne kadar çok ikili bağ varsa o kadar kolay ve hızlı yanan bu asitlerin bir kötülüğü vardır. Havadan ve sudan çok kolay bozulurlar.  Bozulma hızları çift bağ sayılarına göre 10 ͫ olarak artar. Yani 1 tane çift bağ içeren yağ asidi ortalama 10¹ yani 10 hızında bozulurken 2 çift bağ içeren 10² yani 100 hızında bozulur. 3 çift bağ içerense 10³ yani 1000 hızında bozulur.

Buradan neyi anlıyoruz? Çok sayıda doymamışlık /doymamış bağ içeren yağ asitleri kolay yanabildikleri için bebeklerin metabolizmalarını zorlamadan çok miktarda enerji üretimi sağlayabilirler ancak bir o kadar da hızlı bozularak mamanın hem kuru hem de hazırlanmış sulu ömrünü azaltırlar. Ayrıca dayanıksız olmaları nedeniyle zaten doğada çok 3-4 çift bağdan fazlası bulunmaz. Yani pufa kavramı da eninde sonunda laboratuarda yapılan bir şeye dayanır.  Elzem değildir. Bebeklerin enerji ihtiyacı şekerle karşılayamayacağınız kadar çok olduğu için bebekler yağ yakmaya daha müsaittir. (bu nedenle bebeklere şeker verilmez. Şekeri yakmayı bizler kadar bilmediklerinden kolaylıkla şeker fazlalığı ve bunun zararlarını yaşarlar). PUFA lar kolay yandıkları için bebek karaciğerini yormadıklarını iddia ederler. Bence olmazsa olmaz değil. Ayçiçek yağı, kanola yağı, görece doğal ve çok sayıda çift bağ içeren yağlardır ve bebeklerin metabolizmasında bize göre daha kolay yakılabilirler. Hindistan cevizi yağı da az sayıda çift bağ içermekle birlikte kısa bir molekül olduğundan bu özelliğe sahiptir. Zaten mamaların büyük kısmında bu iki yağdan biri vardır (hindistancevizi yağı görece pahalı olduğundan daha az kullanılır). Ayçiçek yağının ilaç sektöründe kullanılabilecek kadar safı yapılabildiğinden çok arada kalırsanız Ayçiçek yağını tercih edin (çok da lazım değil. Herşey tamam bir bu kaldı derseniz). Bu dediğim büyük insanlar için tam olarak böyle değildir. Sadece bebekler için geçerli. Günlük kullanımda Ayçiçek, kanola gibi yağlar havayla kolaylıkla bozulur ve içinde zararlı trans yağ denen yağlar oluşur. Trans yağ konumuz değil merak eden ayrıca yazsın anlatayım.

Prebiyotik: Milletçe antibiyotik kavramını çok severiz ve sürekli ağızlarda sarımsakta antibiyotik varmış çok faydalıymış gibi laflar dolaşır. Basit ağrı kesicilere bile başlayınca kutuyu bitirmek lazım muamelesi yapılır. Bu yüzden biyotikle biten bu ve sonraki başlık çok rağbet görür. Bilin ona göre karar verin.

Prebiyotik sindirilemeyen besin parçaları anlamına gelir. Yani vücudumuzda o maddeyi sindirecek uygun donanım ve enzim yoksa sindiremeyeceğimiz gıda parçacıklarıdır. 2 yönlü faydalıdırlar. Birincisi lif gibi davranıp kaka miktarını arttırırlar ve bağırsak hareketini uyarırlar. İkincisi faydalı bakterilerin yaşaması için daha iyi ortamlar olduklarından bağırsakta yaşayan faydalı bakterilerin hem daha fazla olmalarını sağlar hem de antibiyotik gibi etkilerle daha az ölmelerini sağlarlar. Lif ve/veya prebiyotik, ikisi veya en azından birinin olması iyi olur. Prebiyotik lif diye bir şey duyarsınız. Yanlış bir deyimdir ancak işinize yarar prebiyotiğin kendisidir.

Probiyotik: Vücudumuzda yaşayan (genellikle bağırsaklarda) faydalı bakterilerin kendi kendilerine üremelerinin yetmediği veya doğal miktarın fazlasının gerektiği durumlarda laboratuarda üretilen faydalı bakterilerin veya onların akrabalarının aktif olmayan halleridir. Maya ile aynı mantıktır sadece bunlar sütte peynirde değil insanın içinde yaşayan bakterilerdir.

Felaket ve medeniyetin yok olduğu film ve dizilerde gördüğünüz kaynaklar azalınca küçük insan topluluklarının birbirleriyle savaşarak  hayatta kalmaya çalışmaları gibi herhangi bir ortamdaki mikroorganizmalarda (mikrop) kendi sınırlı kaynakları için birbirleriyle savaşır. Bu nedenle ömrü çok kısa ve üreme yeteneği olmayan bizim ortamımıza uyumlu bakteriyi dışarıdan verirsek onlar kendilerine yer açmak için ortamda bizi hasta eden bakterilerle savaşır ve bize faydaları dokunur mantığıyla yapılırlar. Bazen de hastalık yapan ama üreme yeteneği olmadığı için hasta edecek kadar üreyemeyen bakteriler verilerek bir anlamda ağızdan aşılama yapılıyormuş gibi kullanılırlar.

Her ne kadar kulağa mucize gibi gelse de mamada probiyotik var diye bir avuç tuz alıp koşmanıza ve memnun olduğunuz bir markadan vazgeçmenize gerek yok. Herşeyden önce günümüz teknolojisinde piyasada bulunan probiyotikler sadece bağırsakta yaşayacak şekilde yapılabilir. Yani bir reklamda gösterildiği gibi birisi çocuğa doğru hapşırdığında mama çocuğu uzay filmlerindeki ışın kalkanı gibi sarıp korumaz. Firma size canım bağırsaktaki bakteriyle savunma sistemini uyarıp savaşa hazır olmasını sağlıyoruz dese de yasal olarak o düzeyde kullanılamazlar ve o şekilde bir etkileri olduğu da ispatlanmamıştır. Piyasada satılan ve ishale karşı probiyotik ile mücadele eden bazı ilaçlar mevcuttur. Bu savunma sistemini uyarma mantığı doğru olsaydı onları sinüzitte de kullanırdık.

Zakkum ile kansere çare bulunduğu yılları bazılarımız hatırlar. Bizde adamı tefe koydular ancak mantık doğruydu. Bazı maddeler  (glikoprotein grubundandırlar ve probiyotiklerle amcasının dayısının yeğenigilin teyzesinin emmoğlu olan muhtar amcanın halasının oğlunun damadının kuzeni olacak kadar akrabalığı vardır.) gerçekten savunma sistemini uyararak savunmayı güçlendirir. Ancak bu maddeler çok alerjendir yani pek çok kişide alerji yapar ve nispeten güvenli olanları da o kadar güçlü olmadığından ilaç olamamıştır. Piyasada satılan birkaç örnek ilaç değil gıda takviyesidir. Kısacası probiyotikli mama sadece biraz daha az karın ağrısı yapar. Fazla bir numarası yoktur. Bildiğiniz rahat ettiğiniz bir marka varsa probiyotik için yuvanızı yıkmayın.

Markalara genel bir bakış:

Şu mamayı kullanın bu mamayı kullanmayın demeyeceğim. Daha önce de dediğim gibi konu bebek oldu mu zaten asgari bir standart mevcut. Bebeklerle ilgili deney şansı da pek olmadığından formüllerin büyük kısmı genel inanışlara dayanır. Yani hiçbir mama bebeğinizin açlıktan ölmesine veya alması gereken maddeleri almadığı için kalıcı hasar yaşamasına neden olmaz. Hiçbir mama anne sütünün yerini tutmaz. Mama çocuklarda fazla kilo yapabilir bunun istisnası hemen hemen yoktur. mama çocuklarının savunma sistemlerinin daha zayıf olduğu ve daha kolay hastalandıklarına dair bir inanış vardır ancak sonuçları kimse sevmeyeceği için kimse bu gerçek mi diye ciddi bir araştırmaya girmedi. Yine de mantıken anne sütü daha efektif olur. Mama sadece destek olarak veya süt yokluğunda veya bebek memeye direndiğinde veya emzirmeyi engelleyen kalıcı, geçici durum varlığında veya bebekte sindirimle ilgili sıkıntı varsa ona uygun hazırlanmış mama olması kaydıyla (örn ileri laktoz intoleransı-laktozsuz mama) gibi durumlarda kullanılmalıdır. Günümüzde zaten aman sadece anne sütü modası olduğundan bu cümlelerim anlamsız gelebilir ancak bu ülkede mamanın anne sütünden daha iyi olduğunu iddia eden doktorları, süt yerine mama modasını, hatta mama ile çocuk beslemenin bir prestij olduğu dönemleri yaşadığım için kendimi söylemek zorunda hissettim. Büyük ihtimalle birkaç yüzyıl daha anne sütünü yakalayan mama bulamayacaksınız.

Mamaların hepsi kötü kokar.

Mamalar açıldıktan sonra hava ile hızla bozulur açık kutuyu 3 haftadan fazla kullanmayın. Sulandırılmış mama içinde mevsime göre 1-3 saat arası ömür verilir ki ben 1 saatten sonra pek kullanmıyorum. Mahalledeki kediler semirdi ayrı mesele. (onlara kötülük yapmıyorum yetişkin kedinin sindirimi bebekten kat kat daha iyi çalışır)

Aptamil-milupa: Gerçek tarihte geleneksel türk alman dostluğu diye bir şey yoktur. Almanların atalarıyla birkaç yüzyıl savaştık. Ama nedense alman yapımı şeyleri milletçe çok severiz. Benim çocukluğumda federal alman yapımı cümlesi bizzat bir referanstı. İyi kötü bakmayız alman yapımına güveniriz. Sırf bu yüzden vosvagen türkiyede en az donanımı en pahalıya satar ve bariz kazık yeriz ama olsun deriz. Milupa grubu mamaların durumu da bu. Marka güveni zamanında iyi tesis edilmiş. 90lı yılların başlarından beri sağlık sektörünün içindeyim bir türlü sevemedim. Yanlı davranmamak için kendi çocuğumda da kullandım ama hala sevemedim. SMA ve smilac gibi neredeyse 50 yıllık bir formülün modifikasyonu ile güncel kaldığını düşünen bir markadır. 75 model ford taunusa 90lı yılların escortunun motorunu koyup focus gibi boyadığında aptamili elde dersin.

Lif içeriği var doğru ancak  sindirimi o içerikten beklediğim kadar iyi olmadı. Tok tutma süresi de çok değil. En büyük avantajı her yerde bulunuyor ve fiyatı ortalama. Suda kolay çözülür.

Smilac: Neredeyse tamamen sentetik içerikli. İnsan yapımı mamaların ilk örneklerindendir ve benim bildiğim 50 yıldan fazladır çok küçük değişiklikler dışında formülü aynıdır. Bunu 50 yılın verdiği güven olarak yorumlayana rastladım ancak olaya tersten bakarsak da 50 yıl öncesinin bilgi ve teknolojisidir. Ya 50 yılda tıp hiç gelişmedi ya da kafalarımız aynı. Bu formülasyon geliştirildiğinde insan yapımı sentetik maddeler daha revaçta (moda) olduğundan formül büyük oranda sentetiktir. Nasıl olmuşsa Hindistan cevizi yağı konmuş ancak kullandığım sürede kendimin alıp kullandığı Hindistan cevizi ile sağladığım bağırsak hareketini smilac sağlamadı. Lif içeriği de olmadığı için kabızlık ihtimali yüksek.

Mama hazırlarken köpürüyor. Enerji içeriğini yüksek tutmak için yağ miktarını arttırmışlar. İçerik listesinde yazmıyor ancak o kadar yağın suda topaklanmaması için yüzeyaktif etkili bir şey kullanılmış. Biberon yarıdan fazla doldurulduğunda köpük taşma yapabiliyor.

Tokluk süresi diğerlerinden %10-15 daha uzun. Bir de bütün markalar açıldıktan sonra 3 hafta dayanırken bu 4 hafta dayanma ömrü vermiş. Aynı şekilde sulandırılan hazırlanmış mama için her marka 1-3 saat arası ömür verirken smilac buzdolabında 24 saat demiş ki bu hem koruyucu madde varlığını hem de tam sentetik kimyasal madde yoğunluğunu düşündürüyor. Bu saydığım maddeler karaciğeri zorlayabilecek yapıda maddeler. Açıktan bir şey görmedim ancak mesleki olarak rahatsız oldum. Neme karşı da çok dayanıklı ki normalde bu kadar dayanım beklenmez. Onun için de bir başka katkı katıldığını düşünüyorum.

Kolay bulunmuyor. Büyük bebek marketlerinde bile rastlamadım. Eczanelerden almanız gerekiyor. Ucuz da değil.

SMA: Smilac gibi eski ve sentetik içerikli bir marka. Sadece daha az katkı içeriyor. Lif içeriği de yok. Arada birileri bir şeylere faydalı dedikçe PUFA vb şeyler eklenmiş ama hala eski formül. Çok büyük ihtimalle kabız yapıyor ve hızlı kilo alımı yapıyor. Bazen büyük marketlerde rastlasam da bu marka da smilac gibi kolay bulunan bir marka değil. Küçük ambalajı pahalı büyük ambalajı görece ucuz. Bu markayı kullanırsanız çoğunluk eczanelerden bulmanız gerekecek. Az köpürüyor ve nispeten kolay suda eriyor ancak biberon daha zor yıkanıyor. Yağ miktarı yüksek. Tokluk süresi normal.

Bebelac: Şimdilik en ucuzları hatta fiyatı nedeniyle sık sık dökme deterjan gibi dökme mama diye dalga geçildiğini duyacaksınız. Uzun zaman kullanmaya direndim. Ancak içlerinde en memnun kaldığım marka diyebilirim.

Lif içeriği var ve oldukça yüksek. Kabızlık yaşamadım. Suda kolay eriyor ve kolay yıkanıyor. Ucuz ve kolay bulunuyor. Neme karşı orta dayanıklılıkta. Abartılı ambalajlardan kaçınılmış. Çöpe attığınız şeylere fazladan para vermediğimi düşündüm. Tokluk süresi normal.

 Kolay bulunan bir markadır. Ayrıca çok farklı gramajlı ambalajları olduğu için para durumunuza veya benzer ihtiyaç farklılıklarına göre hitap eden farklı boyutta ambalaj bulabilirsiniz. İdareten gittiğiniz bir yerde köşedeki market veya eczaneden küçük bir ambalaj alabilirsiniz.

Fazla kilo yapmıyor. Köpürme sorunu yok. Yağ ve proteinleri görece kolay sindiriliyor. Sentetik maddeler kadar doğal olanlar da var. İhtiyaçların çoğuna cevap veriyor. En son bu markaya karar verdim ve kullanıyorum hem beklediğimden iyi çıktı diğerlerinden eksiği yok hem de ucuz ve kolay bulunuyor.

Hipp: Kağıt üzerinde mükemmele en yakın formül diyebilirim. İçeriğinin tamamı doğal ve organik kaynaklı. Mantar yağı gibi kolay sindirilen ve kalıntı bırakmayan içeriklere sahip. Kutusu bile içinden mama alırken veya kutuyu yıkarken elinizi kesmeyecek şekilde yapılmış. Kullanıcılara belli bir saygı var. Lif içeriği çok yüksek değil ancak içerikteki prebiyotik ve tek tip yerine çeşitli yağlar kullanıldığı için kabızlık sorunu yok.

Gelgelelim marka pahalı ve zor bulunuyor. Büyük mağazalarda veya bebek marketlerinde bile her zaman bulacağınızın garantisi yok. Eczanelerde bile her zaman bulunamayabilir. Türkiye dağıtımcısı kimse bulunmasın da insanlar soğuyup almasın diye uğraşıyor sanki. Ayrıca raf ömrü kısa. Diğer markalar 2 yıl verirken hipp sadece 1 yıl. Yani kullanılmayan kutuları saklayalım deme şansınız hemen hemen yok. Ayrıca ithalat ve gümrük süreleri de düşünüldüğünde alacağınız kutu en iyi halde 7-8 aylık ömrü kalmış olacaktır.

Suda erimesi diğer markalardan sıkıntılı. İyi çalkalamazsanız kolaylıkla biberon iç çeperinde topak kalıyor. Normalde biberon kolay temizleniyor ancak bu topaklar biraz beklenirse daha zor temizlenir hale geliyor.

Bu mama benim çocuğa dokundu. Bebekler kafalarına göre marka seçer deyimini bizzat gördüm. (benimki her konuda bunu yaşattı). Kısacası evet güvenilir bir marka ama kesinlikle sıkıntı çıkarmayacak diye bir garanti yok.

Hero: (ülker) En kolay bulunan 3 markadan biri. Lif içeriği var. Kolay çözülüyor ve kolay yıkanıyor. Fiyatı da nispeten uygun. İçerik kısmen sentetik kısmen de doğal. Pufa vb içerik ilavesi ile marka değeri yapılmaya çalışılmış ancak diğerlerine bir üstünlüğü yok. Bana göre büyük bir dezavantajı var. Mama tok tutmuyor. Normalde 3 saatte 1 mama alan bebek heroda 1 saatte acıkıyordu. Zaten kullanırken bu mamanın biraz daha sulu olduğunu göreceksiniz. Neme dayanımı orta. 

Evolvia: Pratik ve kullanışlı bir kutusu var (gülmeyin gecenin bir saatinde tek gözle veya tek elle veya arabayı kenara çekip aceleyle trafikte mama yapmaya çalışırken kolaylık çok farkediyor).  Lif içeriği mevcut. Formül olarak heroya benziyor ve onun gibi tok tutmuyor. Mama kolay nemleniyor. Pahalı, zor bulunuyor (ben aldığımda sadece e-bebekte satılıyordu) ve tek tip ambalajı var. Ivır zıvır ilaveli diğerlerine bir üstünlüğü olmayan bir mama.

Kavanoz mamalar:

4. aydan itibaren kullanabileceğiniz kaşıkla verilen mamalardır. Tüm markalar ultra organik ve ultra doğal, mega güzel olduğunu iddia eder. Bir kısmı evde kolaylıkla yapabileceğiniz karışımlardır. Bazıları da ya kolay bulunmaz ya da o kadar az yapmak mümkün olmayan tariflerdir. Örneğin sadece 100 gram sütlaç yapamazsınız. 1 tencere yapayım çocuğa da veririm derseniz bebeğin alabileceği kadar şekersiz, nişastasız ve pirinçleri yumuşamış sütlacı kime içireceksiniz.

Konu bu mamalardayken anlatalım. 4. Aydan itibaren önce çilek ve kivi gibi alerji yapabilecek meyvelerle, turunçgiller, brokoli gibi zor sindirilen meyve ve sebzeler ile lahana ve karnıbahar gibi çok gaz yapan yiyecekler haricindekileri önce tattırmaya başlayabilirsiniz. Zamanla bebeğin sıkıntı yaşamadıklarının miktarını arttırabilirsiniz. Bir günde bir tane ek gıda verin ki bebeğin ona olan tepkisini görebilin. Bebek her gıdayı aynı şekilde sindiremez. Bazıları için zamana ihtiyaç duyar.

Kavanoz mamalarda çeşit çoktur. Hem başlama zamanı olarak hem de içerik olarak. Kimi mamalar 4. Aydan itibaren başlanabilir. Ama doktor 6 ay sadece anne sütü dedi çocuğa zarar verir miyim diye soranlar olabilir. Vermezsiniz. Bu mamalar da yoldan geçen hurdacı tarafından yapılmıyor. Kimse marka değerine zarar vermek istemez ve eşeğini sağlam kazığa bağlar.

Kavanoz amalarda çok çeşitli içerikler vardır. Uygun içeriklerden (4. Ay 5. Ay…vb) bütçenize göre farklı karışımlardan alın ve bebeğe yedirin. Sevdiklerine daha sonra sayıyı arttırabilirsiniz. Kavanoz mamalar mecburi değildir ancak ev dışında büyük kolaylıklardır. Ayrıca bazı karışımları evde yapmanız çok mümkün değildir. Sadece 100 gramlık ıspanak, havuç, tavuk karışımı yapamazsınız yapsanız da ya pahalıya gelir ya da tadı bir tuhaf olur. Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmez. Ancak elbette tek elma, muzlu şeftali gibi karışımları yapabilirsiniz ve yapın.  Cam rende ile kolaylıkla yapabilirsiniz. Cam rende hem ucuzdur hem elinizi kesmezsiniz hem de küçük parçalar yerine ezilmiş püre verir.

Kavanoz mamalarda açıldıktan sonra dayanım süresini mutlaka okuyun. Genellikle kapağı açılınca süt ve süt ürünü içerenler buzdolabında 24 saat diğerleri 2-3 gün dayanır ancak markadan markaya fark olabilir. Siz okuyun.

Gerek kavanoz gerekse evde yapılan mamalarda yani kaşıklı mamalarda sabrınız zorlanacaktır. Çok saçarlar bolca önlüğünüz olsun.

Hipp: Bol çeşitli ve en pahalı marka. Benim velet çok sevdi ama bulduğun çeşidi bir daha bulmak zor. Tatları güzel

Milupa: çeşidi en çok olan marka diyebilirim. Bulması da nispeten kolay ancak çeşit çok olduğu için her zaman aynısı bulamayabilirsiniz. Benim velet sevmedi. Ben de sevmedim. Kabızlık falan yapmadı ama bazı karışımları çok kötü kokuyor. Fiyat orta.

Bebelac: Çeşit hipp ve milupadan az ama çocuğa yedirecek farklı şeyler bulabileceğiniz kadar çok. Genelde de aradığınızı buluyorsunuz. Kolay bulunur ve en ucuz. Tatları hipp kadar olmasa da güzel. Çocuk da sevdi.

Hero: hepsinden kolay bulunuyor ve bebelac kadar ucuz ancak çeşidi az tadını ben denemedim. Velet kullanıyor.



18 yorum:

  1. golden goat maması nasıl hiç inceleme fırsatınız oldumu.

    YanıtlaSil
  2. golden goat maması nasıl hiç inceleme fırsatınız oldumu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Inceleyemedim. Sadece fikir yurutebilirim. Antalya mersin arasindaki daglik bilgede hala gocebe kultur hakimdir ve bas besin ve ekonomik kaynaklari kecidir. Hayatlari keci eti ve keci sutu uzerine kuruludur onlarda bile keci sutunun bebek icin daha iyi oldugu iddiasi yoktur.keci sutunun protein ve seker yapisi diger sutlerle hemen hemen aynidir. Sadece biraz daha kolay yanan kisa zincirli yaglarca zengindir. Metabolizmasi bizlerin 8 10 kati olan bir bebegin yag yakamama sorunu yoktur. Bu nedenle kisa zincirli yaglarin ani isi ihtiyaci cok olan soguk iklimler disi.da bir ustunlugu oldugunu dusunmuyorum. Bu nedenle golden goatin bedelinin karsiligi kadar katkisi olduguna inanmadim. Tabi bu kendi fikrim.

      Sil
  3. Yazalı bayağı olmuş ama fikir almak isterim sizden benim bayağı gazlı hatta kolik bir oğluşum var ilk aptamil kullanmıştım mahvoldu sonra evolviaya geçtim farkeder şekilde rahatladı ama tam anlamıyla değil ve çok sık acıkıyor değiştirmeyi düşünüyorum bebelac iyi demişsiniz kimileride içeriği kötü diyor kabızlık yapıyor falan yazıyor ne tavsiye edersiniz denemiş biri olarak teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. oncelikle icerigi kotu ne demek. neye dayanarak kotu neye gore kotu. bana gore smilac en kotusu cunku eski ve tamamen sentetik yapili. kimisi de guvenilir bulur. bu yuden icerik kotu cumlesine cok takilmayin. konu bebek oldu mu cok vahsi bir rekabet vardir ve asgari bir standart mevcuttur. ben kisisel olarak hero ve smilac mamayi pek sevmem ancak onlarlanbeslenen bebekler de buyudu ve aramizdalar. buyumeyle ilgili bir sikintilari olsaydi aradan gecen 30 40 yillik surelerde bu anlasilirdi. kisacasi buarka kotudur diye korkmayin. deneyin.
      gelelim diger konuya. bebelac birkac yil once nutricia tarafindan satin alindi. farkli icerikli yeni cesitler eklendi. eskisi kadar da ucuz degil. nutricia beslenme konusunda eski ve guvenilir bir firma. calistigim hastanede bebelac mamayi fermentasyon yonti kullandigi icin yercih eden kisiler oldu ve memnunlardi. fermentasyon bir nevi mayalanmadir. bazi besinler onden mayalanmayla parcalandigi icin bebegin sindirmesi daha kolay hale gelir.
      yeni formulunu kullanmadim ama yapilan degisiklikler lagit uzerinde mantikli. denemekten birsey kaybetmezsiniz.
      nutrixia firmasi kendi markasiyla da turkiyeye girdi. uzun zamandir tibbi amacli mamalari turkiyede kullanimda ve bir sikinti yasanmadi. firma tamamen tibbi amacli beslenme uzerine caliatigi icin genelde tecrubesi fazla. bu nedenle buldugunuzda nutricia da deneyebilirsiniz. benimki mama yerken bu marka olmadigindan kullanamadim. yalniz biraz pahalidir.
      hipp mama da gerek teknoloji gerekse ozen olarak digerlerinden ayrilir. benim ogluma dokunmasina ragmen hala tavsiye ettigim bir markadir ve kendi oglum haric hippten sikayet duymadim. diatributoru degisince biraz daha kolay bulunmaya basladi ancak hala pahali.
      konu kolik oldu mu su mama tamamen faydalidir demek zor bu yuzdenbtavsiyem onceligi butcenize uygun mamalardan baslayarak markalari en az 1er hafta idealde 2ser hafta denemeniz. metabolizmanin verdigi cevap ancak 1haftada gorunur hale geliyor.
      kolik ve gaz bebegin bacak hareketleri arttikca azalir. hava soguk falan demeyin. yere bir yprgam serin bebegi yere birakin. en kotusu biraz aglar sonra alisir. debelendikce guclenir ve metabolizmasi duzelir.
      kolik bolumunde kobuyu etraflica anlattim. ancak her zamam soyledigim sey bebegin bacaklarini ileri geri hareketi yaptirarak yurur gibi hareket ettirerek ve ayaklariyla sizi itmesini saglayaral cok daha kisa surede ve cok daha kalici iyilesme saglayabilirsiniz.
      bebek 4 ayi gectiyse 4. aydan otobarem kullanilabilen kavanoz mamalariyla destege baslayin. 6. aydan itibaren de ek gidaya. farkli beslenme de kolik ve gaz konusunda sizi rahatlatacaktir.
      aglasindan da korkmayin. gorunduklerinden cok daha sagl yapiliyorlar. unutmayin insanlar milyonlarca yil bebeklerine magaralarda bakti.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. Bilgileriniz ve cevabınız için çok teşekkür ederim bu konuda ilk kez net cevaplar alıyorum doktorlar bile malesef yardımcı olmuyorlar oğlum şu an 3 aylık inanılmaz gaz sancıları çektik tam bir koliğiz ama dediğim gibi aptamilden evolviaya geçiş inanılmaz farketti tam anlamıyla bitti diyemem takviyelerle atlatıyoruz bu arada harekette doğduğu günden beri sorun yok inanılmaz hareketli ona rağnen gazlıyız benim evolviaya takılma nedenim oğlum 3 saatte bir 90 cc içiyor arada memede alıyor ama doymuyor bende mamanın doyurmadığını düşünmeye başladım 3 saatte kısa geliyor bana artık bebelac önceliğiniz olduğundan denicem ama gold ile nutriconfor farkı nedir hangini kullanmalıyım kararsız kaldım ve tabi dediğiniz gibi her bebek farklıdır deneme yanılma yöntemi fakat bu da bütçeyi zorlamakta fiyatlar aldı başını gidiyor maşallah tekrar çok teşekkür ederim

      Sil
    4. bebelac gold bebelac satilmadan once formulu zenginlestirip diger markalarla mucadele etmek icin yapildi. bence fazla bir artisi yok. nutriconfor fermentsyon teknolojisi kullaniyor. fermentasyon gidalari onden kismen sindirdigi sindiremedikleeini de parcalanmaya daha uygun hale getirdigi icin daha kolay sindirilebilir ve bebegin bagirsaklari daha az yorar. ayrica mamanin icinde kalan fermentasyon urunleri de daha az gaz uretimi demek. bu acidan daha avantajli. ancak fermente urunlerde alerji riski vardir. bu alerji cok nadiren haberlerde duydugumuz penisilin alerjisi gibi ani ve olumculdur. urun cikti cikali boyle bir alerji bildirilmemis. kataloglarda buladim. ancak zamanla gelisen ve genelde yanakta hafif dokuntuyle kendini gosteren reaksiyonlar olabilir. bunlar genelde kisa aurelidir ve gecer. ancak bu dokuntuler 1 aydan uzun surerse veya 1 2 hafta icinde artma egilimi yaparsa mamayi kesin.
      fiyatlar maalesef. bizimoi kullanirlen de zulumdu ancak su an resmen korkutucu.
      4. aydan itibaren ari markasinin muhallebi mamalarini kullanabilirsiniz. tum beslenmeyi saglayacak icerikte degilller ancak enerji ve protein acisindan iyi bir destekleyicidir. fiyati da cok daha alinabilirdir. gece ve gunduz onceleri 1er ogunde kullanmakla baslayabilirsiniz. zamanla kullanimini da arttirabilirsiniz. gaz riski de yok denecek kadar azdir. guvenilirlik konusunu da merak etmeyin. ben 42 yasindayim. benim bebekligimde bile var olan bir mama. ustelik o zamanlar 4ay siniri da yoktu. ayrica insanlar yuzyillarca bebeklere pirinc nisastasi verdi. hayvan sutu degil. gooogle diye bir marka daha var ancak onu pek sevmedim. baska nisastalari da iceriyor.
      bebeginiz hareketli olabilir ve bu iyi birsey ancak bacaklarin itme hareketi yapmasi bagirsak hareketleri acisindan cok daha faydali. o yuzden hususi onu tavsiye ettim. ustelik kimyasal madde icermeyen bir yol oldugundan zarasizdir da.
      bebeginiz hic emmiyorsa ek gidaya daha cabuk gecebilirsiniz. ezilmis yogurt gibi hafif seylerle azar azar baslayin. 6.aydan once ek gida tavsiye edilmez ancak bebek emmiyorsa zaten sentetik mama ile besleniyor demektir. butun mamalarda mecburen sut urunleri kullanilir. mamalar icat edilmeden once insanlar hayvan sutu kullanmadi.

      Sil
  4. Tavsiyelerinizi dikkate alıcam tekrar çok teşekkür ederim
    Aynen dediğiniz gibi eskiler anne sütünün yetmediği yerde pirinç nişasta muhallebisiyle beslerlermiş aç mı duracak çocuk annemde söyler arı markasını bende onu düşünüyorum kendisi 68 yaşında anneannem onla desteklermiş o kadar eski yani sağlam değiller mi tam tersi taş gibiler bizden sağlamlar şimdi herşey hormon yok onu verme yok bunu yedirme şu aydan önce asla olmaz ben ufaktan muhallebiye başlamayı düşünmüyor değilim geceleri en azından bakalım doktor ne diyecek söyliyim olmaz diyecek tabi ben dinlemicem ve dediğiniz gibi verilmemesi gereken süt ürününü zaten mamayla vermiş oluyoruz
    Emzirmeyi doğalıno her anne ister ama siparişle olmuyor işte yeterli gelmiyor malesef takviye yapıyoruz
    Başınızı ağrıttım bilgileriniz için tekrar çok teşekkür ederim dikkate alıcam...

    YanıtlaSil
  5. Iyi günler humana1 bebek mamasını inceleme fırsatınız oldu mu acaba. Fikirlerinizi alabilir miyim lütfen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Humana kullanmadim. O zamanlar piyasada aktif degildi. Ancak humananin firmasini tanirim. Ciddi bir firmadir. Tamamen beslenme uzerine calisir ve bildigim kadariyla tek isi de tibbi ve ozel amacli beslenmedir. Bugun bebegim olsa denerdim. Kullanirdim diyemem cunku daha kullanmadim ancak firmaya guvendigimden denerdim.
      Diger yandan fiyatlari cok yuksektir. Bende ilk zamanlar hipp olsun diye direttim. Piyasada hipp bulunmaz olunca digerlerini denedim. En ucuz bebelacti ama bebek onda cok rahat etti. Tavsiyem market markalari haric gucunuzun yettigi markalari deneyip bebegin rahat ettigi markayi kullanin.

      Sil
  6. İyi günler diliyorum benim oglum 4 ayını bitirmek üzere malesef kolik bebekti aptamil ile başladık dr evolvianın antikoliği ile devam etmemizi söyledi fakat yurtdışına tasındık ve bu amayı burada bulamadık nutricianın nutrilion markası olan gaz problemi yaşayan bebekler için olan mamadan aldık yalnız bebeğim kakası kına gibi yeşil yapmaya başladı acaba mamayımı degiştirmeliyiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bebeginizde karin agrisi asiri sivi kaka veya agrili kaka yapma yoksa mama degisimine gerek yok. Bebeklerin sindirimi bizden farklidir. Kakaya kahverengi veren damarlarimizda oksijeni tasiyan protein olan hemoglobinin parcakanmasi sonucu aciga cikan sterkobilin adli maddedir. Bazen bu parcalanma artar renk koyulasir bazen de azalir ve renk acik gri tonlarinda olur. O siradada bebegin sindiremedigi veya sindirmek istemedigi birsey kakayi kolaylikla boyayabilir. .bebeklerde kaka rengi degisimi gareketli ve henuz rutine oturmamis metabolizmalari yuzunden siklikla degisir. bu renk degisimi ani ve veya uzun sureliyse bir doktora gorunun ancak 3 gun yesil sonra duzeldi 1 ay sonra yine yesil 1 hafta sonrada kirmizimtrak kahverengi oldu diyedert etmeyin. Ama araliksiz 10gun farkki ve notmal olmayan renk gorurseniz sikinti vardir. Veya hergun farkli renk varsa. Bu arada bebek eger kaka yaoarken veya kakasi geldiginde sikintilaniyorsa mama dokunuyor olabilir. Nutricianin o modeli fermente mama olmasidir. Bakteriler mamanin icindeki maddelerin bir kismini onden parcakar veya parcalayacak enzimleri ortama salar. Siz mamayi sulandirip bebege verdiginizde de mamadaki enzimler aktif hale gecer ve bebegin syapmasi gereken sindirimin bir kismini yapar. Mama defistireceginizde baska markanin fermrnte mamasini secin. Turkiyede bebelac in var ancak bulundugunuz ulkeyi bilmiyorum. Ancak mama kutularinin uzerinde anti kolik veya nutrikonfor veya fermented yazar. Bulundugunuz ulkeyi bilmiyorum o ulkenin dilinde de buna karsilik gelen kelimeler yazar

      Sil
  7. 1 numara bebelacla 4 numara bebelac karstirlsa ne olur bir zarari varmidir

    YanıtlaSil
  8. Mamalarin numaralara gore icerigi bebegin degisen ihtiyaclaruna gore yapilandirilir. Ornegin ilk aykarda protein ve yag icerigi agir basarken 6 aydan itibaren yag orani azalir mineral iyon miktari artar. Ancak her bebegin ihtiyaci farklidir. Bu nedenle aslinda bebegin ayina uygun numara vermis olsaniz bile aslinda bazi icerik az bazisi cok olacaktir. Bu nedenle farkli numaralarla bebek beslemek zararli degildir. Bazi icerigin gereksiz olup atilmasi bazisinin da az olmasi disinda bir sonuc olmaz. Kisa surede ek gidaya gecilecegi icin eksikligi kolaylikla tamamlar merak etmeyin. Fazla gelen icerik bazen gaz yapar ancak yapmayabilirde. Kisacasi dediginiz karisim bir zarar vermez. Belki gaz yapar rahat olun

    YanıtlaSil
  9. merhaba çok bilgilisiniz acaba iştahsız amam emmek istemeyen bebege ne öneririsiniz

    YanıtlaSil
  10. Ben de Aptamil den Similac a geciyorum. Ama yazidklarinizla acaba yanlis mi yapiyorum sorusu olustu kafamda

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aptamildeki sıkıntınız neydi. Asıl soru o olmalı:)
      devrimctr@gmail.com dan ulaşırsanız daha hızlı cevap verebilirim

      Sil