Bebek beslenme gereçleri:
Tek tek yazmak uzun olacağından
bazı konuları birleştirip yazıyorum. Bebek beslenme birbiriyle bağlı ve tek tek
çok kısa kalacak birkaç konunun bir araya gelmiş hali. Zaten buradaki
malzemeleri genelde internet alışverişlerinde bu başlık altında bulacaksınız.
Sterilizatör:
Adına bakmayın. Medikal anlamda
sterilizasyon sağlayan bir şey değil. Yani tek kullanımlık bir malzemeyi bu
cihazda sterilize edip kullanmaya kalkmayın. Bu cihazın amacı bebek küçükken
henüz hazır olmadığı, her yerde kolay bulunan mikroplardan onu korumaktır. Bakteri ve virüslere karşı mantarlara karşı
olduğundan daha etkilidir. Ancak bir insanın sistemik mantar enfeksiyonu
yaşaması çok zor olduğu için sorun yoktur. mantardan asıl korumanız gereken şey
giysilerdir bunun da en iyi çaresi ütülemektir.
Sterilizatör verem hariç insandan
insana ağız yoluyla (dolayısıyla emzik gibi malzemelerden) bulaşan ve yerde,
biberon yüzeyi gibi hassas noktalarda, kıyafetlerde bulunan pek çok mikrobun
tamamen ölmesini veya hastalık yapabilme kapasitesini çok çok azaltan bir
cihazdır. Yaptığı iş aslen dezenfeksiyondur ancak hem pek çok kişi farkı
bilmediğinde hem de sterilizasyon kelimesi insanlara daha cazip geldiğinden bu
isim verilmiş. Dedenizin sondasını sterilize etmeye falan kalkmayın.
Pek çok kişiden ilk duyacağınız
cümle canım ne gerek var. 5 dakika kaynat olsun bitsin olacaktır. Doğru bu
cihazın yaptığı işin karşılığı 5 dakika kaynatmak. O zaman bu cihazın faydası
ne?
Her şeyden önce sterilizatörler
buharla çalışır. 1 gram
buharın mikrop öldürücülüğü 1
gram 100 derece sudan tam 3 kat daha fazladır. Yani daha
etkilidir. İkincisi 5 dakika kaynatmak demek temizlenecek malzemeyi suya koyup
altını yakıp 5 dakika sonra çıkarmak demek değildir. Su kaynadıktan sonra 5
dakika demektir. Hem zaman hem de maddi açıdan kaynatma pahalıdır. Sterilizatör
marka ve modeline göre 5-10 dakika arasında çalışır ve her bir çalışmasının
maliyeti 2014 fiyatıyla 4 kuruş civarıdır. Ortam sıcaklığı, bulunulan yerdeki
elektrik bedeli ve cihaz durumuna göre 3,5-4,5 kuruş arasında değişir. Ne
tüpgazda ne doğalgazda ne de elektrikli ocakta bu fiyata inmeniz mümkün
değildir. Daha az dezenfeksiyon için daha fazla para ödemeye gerek var mı?
Üstelik kaynatmada ateşle temas görece daha yakın olduğu için malzemenin daha
çabuk eskimesi de söz konusudur. Üstelik 6 tane biberonu parçalarıyla beraber
kaynatmak bazen mümkün olmaz ancak bu sterilizatörle mümkündür. Sterilizatör bu
nedenle gereklidir.
Sterilizatör alacağınızda
karşınıza iki çeşit çıkar, elektrikli ve mikrodalga. Mikrodalga sterilizatörü
çok ucuzdur kanmayın. İçinde mikrodalga falan yok. Düz kapaklı tepsidir. Siz
kendi evinizdeki mikrodalgaya koyup sterilizatörün içindeki suyu kaynatıp
sterilize edersiniz. Bu modellerden uzak durun. Her mikrodalga fırının iç hacmi
farklıdır uyum sorunu yaşarsınız. Güçleri de farklıdır tam verim
alamayabilirsiniz. Ayrıca mikrodalga dengeli ısıtma yapmaz bu nedenle ayar
hatalarında verim kaybı çok fazladır. Son olarak ekonomik değildir. Satıcıların
size anlattığı gibi taşınması kolay falan da değildir. Gittiğiniz her yerde
aynı mikrodalga var mı ya da mikrodalga var mı?
Sterilizatör alacağınızda en az
4-5 biberonu parçalarıyla birlikte alacak büyüklükte bir şey alın. Tek
biberonluklarla aynı elektriği harcarsınız ama aynı anda daha çok malzeme
sterilize edersiniz. Büyük iyidir. Özellikle çalışan kişiler çok fazla
malzemeyle boğuşacak. Ayrıca aynı biberonu gün içinde tekrar kullanacaksanız ve
görünür kaba kir yoksa biberonu sadece sudan geçirip sterilize edebilirsiniz.
Bu özellikle dış yardımı olmayanlar için büyük nimettir. Sterilizatör mikrobu
öldürür ve kaba kirlerin bir kısmını da su buharı uzaklaştırır. Evet yağ
kalıntıları biberon iç yüzeyinde kalır ama hem yağda mikrop üremesi zordur hem
de sterilizatör oluşanları da öldürür. Daha seyrek bulaşık daha çok zaman.
Size hem biberon ısıtıcı hem
sterilizatör kombine cihaz satmaya kalkabilirler. Büyük sterilizatörün yerini
tutmaz. Fiyata bakıp aldanmayın kullanırken daha pahalıya gelir.
İçine kaynatılıp soğutulmuş su
koyun. Kireç ısıtma gücünü düşürebilir. Çalışma mantığı ketıl/ani su
ısıtıcısıyla benzer olduğundan kireç iyi bir şey değil. Şişe su bile
kullansanız kaynatıp soğutun ki şişe suya gerek yok. İçilmeyecek kireç azalsın
yeter.,
Sterilizatörden çıkardığınız
malzemeyi hemen o birkaç saat içinde kullanmayacaksanız kurulayın. Nemli bırakılan
biberon koku yapar. Yapıldığı malzemenin ne olduğunun önemi yok. 250 ml lik
biberonları kuruturken uzun saplı bir tahta kaşık kullanabilirsiniz. Metal biberonu
çizer. Tekrar edelim: çizik kötü bir şeydir.
Biberon ısıtıcı:
Bir cezveye suyu koy içine de
biberonu koy o ısınırken biberonu da ısıtır, bunlar hep para tuzağı. Evet
doğru. Peki doğru ısı için ne yapacaksınız biberonun içine derece mi
sokacaksınız? Ayrıca sterilizatörde bahsettiğimiz gibi cezve bedavaya mı
ısınıyor?
Eğer biberon ısıtıcıyı sadece
biberon ısıtacağınız zaman açıyorsanız hızlı bir ısıtma olmaz doğru ancak daha
güvenilir bir sıcaklık ayarı olur. Ancak çocuk süt değil mama ile besleniyorsa
veya gün içinde sık sık mama takviyesi yapıyorsanız mama ısıtıcısını açık tutun
ve kaynatılıp soğutulmuş su dolu bir biberonu hep ısıtıcının içinde bırakın.
Hazır mamalık su ve dörtte biri kadar zamanda mama hazır. Daha az ağlayan
bebek. Emin olun gece o süre geçmek bilmiyor.
Su ısıtıcılı bir biberon
ısıtıcısı ortalama 200 w elektrik tüketir ve ortam durumuna göre değişmekle
birlikte günlüğü 15-25 kuruş arasıdır (2014 toroslar edaş fiyatıyla. günde
ortalama 0,6-1 kw). Çok ucuz değil ancak emin olun cezve de daha ucuz değil.
Bir de gece 3 te su ısıttıktan sonra altını kapatmayı unutacağınız ocaklar
olacak.
Isıtıcıyı açtınız, biberonu (
veya kavanoz mamayı) koydunuz. Bir süre sonra ışık söndü. Hemen biberonu
almayın. Isınan ısıtıcının suyudur. Biberon değil. O ışığın 2-3 defa yanıp
sönmesini bekleyin. Evet kısa değil ancak cezve de aynı zaman ve fazla ısıtma
riski var. Bunda yok. Unutmam derseniz ayarı arttırarak süreyi kısaltmak
mümkün.
Buharlı ısıtıcılar piyasada
mevcut ve çok daha hızlı ısıtıyorlar. Ancak bazı dezavantajları var. Öncelikle
ilk su ve ısı ayarı iyi yapılmazsa yetersiz ısıtma veya fazla ısıtma mümkün. İkincisi
anlık kullanılırlar. Yani biberonu içine bırakayım da sıcak tutsun
fonksiyonları yoktur. Kavanoz mama veya soğuk malzemede (donmuş anne sütü) içi
ısınmadan dışı ısıtabilir. Hızlıdır ama tadı bozabilir. Ben kişisel olarak
tavsiye etmiyorum. Sıcak sulular daha efektif geldi bana.
Sık sık suyunu kontrol edin.
Suları sürekli azalır. Sıcak sulularda suyun azalması sadece ısıtmayı
geciktirir. Ancak buharlılarda eksik su cihazı bozabilir. Arada bir tamamen
boşaltıp yeniden temiz su koyun. Kaynatılıp
soğutulmuş su tercih edilir.
İçi içme suyu dolu emziksiz cam
biberon. Hazır mama suyu.
Uygun ayar düğmesi ile gerekli
sıcaklık ayarlanabilir.
İçine su koymayı unutmayın. Ayrıca
kavanoz mama alabilecek kadar geniş olması iyi olur.
Termos:
Mecbursunuz bir gün dışarı
çıkacaksınız. Ancak bebek biz şimdi dışarıdayız ben acıkmayayım veya
susamayayım demez. Şimdi ısıtamayız ortam sıcaklığı neyse o sıcaklıkta içeyim
de demez. Bu durumda ısıtılmış süt, mama ve içmek için uygun sıcaklıkta su gibi
beslenme malzemelerini uygun sıcaklıkta saklamak için ihtiyaç duyacağınız kalem
termosdur. En iyisini aramayın bulamazsınız. Hepsi Uzakdoğu. İç kaplaması cam,
plastik veya çelik olabilir. Haliyle çelik olanı alın. Cam kırılabilir ve
kesinlikle kırılır. Plastikse çok kolay yosunlanır, zor temizlenir ve kolay
mikrop ürer. Üstelik ne kadar yok olmaz dense de içinde sakladığı sıvıya
kimyasal madde verebilir. Çelik zor çizilir, kolay yıkanır, darbelere çok
dayanıklıdır (defalarca yere düşecek) ve daha sıhhidir (hijyenik). Cam
termosların kaliteli olanları vakumludur ve 2 güne kadar ısı koruması yapar
ancak 2 gün eve uğramadan nereyi gezebileceksiniz. Çelik alın. Ayrıca çelik
termoslarda en iyi ile orta arasındaki fark diğer çeşitlerdeki kadar değildir.
Büyük marketlerden ucuz ve güvenilir alternatif bulma şansınız da var. Size
plastik daha hafif olur diyeceklerdir doğrudur ancak çelik termos dökme demir
değildir. O da oldukça hafiftir.
İçi plastik ama PES malzeme çok
sağlıklı ve dayanıklıdır diyen satıcı çıkacaktır. Doğrudur ancak o malzemeler
çelikten birkaç kat daha pahalıdır. Birkaç gram hafif olmak için değecek bir
bedel değil.
Termos konusunda 2 tavsiyem olur.
Birincisi termosun plastik aksamı eskidiği zaman (renk atması, çatlama,çizilme,
prüz oluşumu) termosu değiştirin. Çelik kısmı sağlam kalsa da her şey çelik
yapılamaz ve kalan malzemenin ömrü bitiyor demektir. Genelde ortalama bir
kullanımla 2 yıl kadar dayanır ve bu ihtiyacınızı rahat rahat görür.
İkinci tavsiyem en az 2 tane
termos alın. Biri 40 derecede mama suyu veya süt koymak için. Diğeri de kaynar
su koymanız için. Her yere sterilizatör taşıma şansı olmayacağından aynı
biberonu kullanacağınızda içini ve emziğini temizlemek veya benzeri bir orta
düzey temizlik için gerekli olur. Ayrıca bu kaynamış suyu bebeğin kullanacağı
suyla aynı sudan hazırlarsanız 40 derecelik termos boşaldığında veya
soğuduğunda buradan takviye yapabilirsiniz veya soğuk havada soğumuş bir
kavanoz mamayı ısıtabilirisniz.
Hacim olarak genelde 330 ml likleri
tavsiye derler ancak bence 500 ml (0.5lt) alın. 2. aydan itibaren bebeğin
içeceği miktar artacağından 330 yeterli gelmeyebilir. Yolda kalmaktansa tedbir
iyidir. Ben hem 750 hem 500 ml lik iki tane su termosu aldım. 3-4 saatten uzun
süre dışarıda kalacaksak 750yi alıyorum. Kaynar su için de bir tane 500 ml lik
var. Genelde kaynar için 500 yetiyor.
Süt sağım pompası:
Hemen her annenin ihtiyaç
duyacağı bir üründür. Çalışan anneler sütü sağıp vermek zorunda kalır. Ev
hanımı anneler için de gereklidir çünkü bebek ilk zamanlar emmeyi beceremeyip
meme başına çok hasar verir ve her yeni annenin sütü olsa da emziremediği
dönemler olur. O zaman sağar verirsiniz. Ayrıca sütü ne kadar sık memeden
uzaklaştırırsanız süt üretimi o kadar artar. Bu nedenle süt gelsin diye çocuğun
emme sıklığından daha fazla süt sağımı yapmanız bebeğin beslenmesi için de iyi
olacaktır. Bize gerekmez diye düşünmeyin.
Alınabilecek pompalar manuel ve
elektrikli olarak ikiye ayrılır. Manuel pompalar da manuel pompa ve tirle
olarak ikiye ayrılır. Manuel pompa adı üstünde el gücüyle sağma işlemi yapan
elektrikli veya elektronik parça içermeyen basit, bu nedenle daha ucuz
araçlardır. Ucuz olmak dışında pek bir avantajları yoktur. Çok acıtırlar. Uzun
ömürlü olmak gibi bir faydaları yok. Sıhhi olmaları için tüm parçalar
plastiktir ve onlarda kolay kırılır bozulurlar. Verimleri düşüktür. Bende hem
manuel hem de elektrikli vardı. Manuelin sağamadığı yerde elektrikli bir o
kadar daha süt çıkarırdı.
Tirle sadece cam veya plastik bir
huninin sonuna eklenmiş puardan ibarettir. 1960ların teknolojisidir. Basit
olmaktan bile ötedir. Asıl icad edilme nedeni meme başını dışarı çekip bebeğin
emmesini kolaylaştırmaktır. Ancak 1980lerdeki ithalatın serbestleşmesiyle
birlikte hayatımıza giren bu aleti bizim üst kuşaklarımız süt sağımı için de
kullandı ve öylece kaldı. Manuel pompa kadar bile faydalı değildir. Sıhhi
değildir. Sıradan kauçuk puarın içine bile süt girer. Üstelik kırılma riski
mevcuttur. Plastik olanlarında da çok kolay mikrop ürer ve malzeme özelliğini
hızla kaybeder. Tuhaf şekil ve boyutlarda olduklarından sterilizatöre
girmezler, fırçanın ulaşamadığı çok yer olur. Kısacası sadece fazlaca
ucuzdurlar. Başka bir anlamları yoktur.
Elektrikliler geniş bir yelpazede
bulunabilirler. Önceki alternatiflere göre daha faydalı ve verimlidirler.
Özellikle günümüzde elektronik olanlar bebek emmesini taklit etme gibi
özelliklerle hem çok rahat hem daha etkili sağım yapabiliyor. Paraya kıyın ve
ortalama da olsa elektrikli alın.
Elektrikli alırken şunlara dikkat
edin:
- Motor bölümüyle emme bölümü ayrı olsun. Hem temizlikleri kolay olur hem de pompa ile aranızda denge sağlayan başka mekanizmaların olması iyidir. Biraz daha büyük olurlar ancak toplam kullanım kolaylığı açısından baktığınızda fazla bir fark olmaz. Motoru sağım yeriyle bütünleşik olanların geneli güçlü emmeye sahiptir ancak bazen acıtacak kadar güçlü oluyorlar. Üstelik sadece plastik bir sağım aparatı yerine motor ve pillerin ağırlığını da taşırsınız. Başlarken sorun olmayan o pil ağırlığı 10-15 dakika sonra kolunuzu çok yorar ve sağım işi günlük eziyet kotanız haline dönüşür.
Yandaki ağırlığı sağım yaparken
taşımak istemezsiniz. Disk ve enjektör paketi markayı örtmek için kullanıldı. Özel
bir amacı yok.
- Pilli ve adaptörlü modellerden almaya çalışın. Şarjlı alacaksanız gerektiğinde kendi adaptörüyle direk çalışıp çalışmadığını sorun. Şarj edilebilen bataryaların gücü zamanla azalır ve şarj etmeyi unutursanız tüm sağım işi durur. Çalışan biri için öğlen saatinde sağım yaparken zaman çok önemli olur. Bunun yanında şarj edilebilir bataryanın ömrü bittiğinde servise muhtaçsınız ancak pillilerde sadece pil değişirsiniz. Çok isterseniz şarj edilebilir pil ve şarj aleti alın. Kendiniz evde şarj edin. Şarj etmeyi unutursanız pil bulmak şarj ünitesi bulmaktan daha kolaydır.
- Sağma makinasının memeye temas eden kısmının ayrı bir silikon kaplama olmasına dikkat edin. Plastik çok acıtır. Yanılıp şaşıp aldıysanız tam daire şeklinde emzirme meme koruyucu alın ve onu araya koyun. Daha rahat edersiniz.
- Memeye temas eden kısmın düz olması yerine baloncuk gibi keskin olmayan yuvarlatılmış yüzey prüzleri olması veya aynı şekilde keskin olmayan kanallar içermesi iyi olur. Sağım sırasında memeye masaj olur ve acı bir hayli azalır.
- Direk emme yapan makineler yerine hızı yavaşça arttıran programlara sahip (masaj özelliği diye de geçer) cihazlardan almanız daha iyi olur. Direk emme çok acı verebilir. Manuel olarakl isteğinize göre hızını arttırabileceğiniz tuşları da varsa tercih edin. Zaman darlığında paket programı iptal edip kendiniz sağımı yönetirsiniz. Elektronik özelliklilerin çoğunda bu var.
- Cihazın süt toplama kısmının başka markalarla uyumlu olup olmadığını kontrol edin. Örneğin mamajoo aventle direk uyumlu diye onu tercih ettim çünkü diğer markanın ne ağız çapı ne de sıkma yivleri başka markalarla uyumlu olmadığı için sağdığınızı başka biberon veya poşete dökmeniz gerekiyordu. Her transfer kayıp demek. Ayrıca bir gün o toplama yeri kullanılamaz hale gelirse ne yapacaksınız. (bkz ilk resim)
- İmkanınız varsa çift emme uçlulardan alın. Hem daha kısa sürede sağım bitiyor hem de daha çok süt üretimi sağladıkları söyleniyor. Süt üretimini denemdim ancak bendeki tek ağızlı ve her sağım yarım saate yakın sürüyor. Biraz pahalılar.
- Her markanın her ürünü iyi diye bir şey yok. Örneğin kraftın karyola, oyun parkı, araba gibi ürünleri çok çok iyiyken sağım cihazından çok fazla şikayet geldiğini duydum. Bu konuda söz sahibi marka ve ürünleri araştırın. Maliyet her zaman önemlidir ancak yakın fiyatlı ürünler arasında tercih yaparken bunu göz önünde bulundurun. Örneğin lansinoh sadece emzirme ürünleri üzerine çalıştığı için cihazının fiyatına göre iyi olduğu söylendi. Denemedim. Duyduğum bu. Ancak benimde yakın fiyatlı 3 ürün içinden mamajooyu tercih etmemdeki etkenlerden biri de buydu. İşi mama ve emzirme olan bir firmaydı.
- Alacağınız yerde cihazı çalıştırın ve sesi dinleyin. Hatta birkaç cihazın sesini karşılaştırın. Zamanla çok sinir bozucu olabiliyorlar. Ayrıca çalışan anneler için işyerinde herkese ben süt sağıyorum diye ilan etmenin gereği yok.
- Motor kısmıyla emme alanı arasında diyafram gibi ikinci bir mekanizma olması tercih sebebi olsun. Motor bir sebepten fazla çalışsa da o ikinci mekanizma sizi koruyan bir sigorta gibi davranır. Biraz vakum kaybı olur ancak firma motoru büyüterek onu halletmiştir herhalde.
Motor diyaframın içindeki havayı
vakumlar. Diyafram da sistemin içindeki havayı. Diyaframın hacmi bellidir ve
motor fazla da çalışsa tavan vakum aynı kalır.
- Emme gücü kademesi daha fazla olan ürünü tercih edin. 3 kademe ile 5 kademe arasında rahatlık açısından çok fark var. 5 kademeli cihaz daha güçlü demek değildir ancak daha ince ayar yapabilirsiniz demektir ve acıyan bir memede daha ortalama güçte kullanım mümkündür. Seçeneğiniz daha çok olur.
- En iyi marka olarak medela tavsiye edildi ama param olup da kullanamadım. Yorum yapamayacağım.
Süt saklama malzemesi:
Sütü sağdınız.
Nerede saklanacak. Özellikle çakışan anneler için gereklidir ancak her evde
bulunmalı çünkü anne süte geçen bir ilaç kullanmak zorunda kalırsa diye bir
miktar sütünü saklarsa iyi olur. Yarı süt yarı mama bir süre idare edilebilir
böylece.
Sağım
malzemeleri genelde poşet şeklinde. Düzgün markalarda bulunan bir kalem
olduğundan kalitesine dikkat edin dememe çok gerek yok. En dikkat etmeniz
gereken konu o poşete sıvı döküp, o poşetten başka yere sıvı dökmek ne kadar
kolay ve ne kadar kayıp oluyor diye bir bakın. Kolay ve az kayıp olanı tercih
edin. Ayrıca kapatma mekanizmasının güvenilirliğine bakın. Çeşit çok ve
maalesef hepsinin avantajı kadar dezavantajı da var. Ben milkwayin ağzı kapaklı
modeli aldım. Kapak çok sağlam bir saklama sağlıyor. Ayrıca gerektiğinde dar
ağız biberon ağzı takarak kullan at biberon olarak da kullanırım dedim.
Kullandım da. Kolaylık oluyor. Ancak benim velet dar ağızların memesini
kullanmamakta diretti. Ayrıca kapak bağlantı yerinde çok fazla kalıntı
oluyordu. Yani eğer süt saklasaydık her poşette en az 10 ml kayıp olacaktı. Az
gibi görünebilir ama o sütün yeri geliyor her damlası altın gibi kıymetli
oluyor.
Aklınız yatan
bir model poşetten evinizde 10 tane kadar her şeye rağmen bulundurun.
Dondurucuda hala çok daha avantajlı. Fazla bir yer de kaplamadıkları için evde
durmalarının size bir zararı yok. Ancak çok fazla saklamayacağım 1-2 gün içinde
tüketeceğim diyorsanız sağım cihazınızın uyumlu olduğu veya sizin kullandığınız
biberondan (idealde ikisi aynı olur) fazlaca alın ve sağım/ saklama işini direk
biberonda yapın. Ben öyle yaptım. Direk dolaptan çıkarıp ısıtıcıya koyun ve
direk verin. Bebek de yadırgamaz.
Meme koruyucu:
Emziren hemen
her annenin meme acısı çektiği bir dönem vardır. Bu dönem genelde emzirmenin
ilk günlerine denk gelir. Ama herhangi bir zamanda da ortaya çıkabilir. Bu
durumlar için meme başını koruyacak esnek silikondan bir ara perde kullanmanız
çok faydalı olur. Anne çok rahatlar.
Piyasada çeşit
çok. Ucuz pahalı türlü malzeme var. Tavsiyem kelebek gibi iki yanı kanat
şeklinde geniş iki yanı açık modelleri tercih edin. Bebek aynı zamanda annenin
memesine hem temas eder hem onun kokusunu alır ve çok az yabancılık çekerek
emmeye devam eder. Tam yuvarlak olanlar bebek temasını engellediği için çok
fazla direnişle karşılaşabilirisiniz. Ayrıca silikon anne memesi kadar yumuşak
olmadığından bebeğin burnu ve temas eden yüzü hem rahatsız olur hem de terler.
Bir başka direniş sebebi.
İlk hazırlıkta
bir çift küçük başlı bulundurursanız iyi olur. İhtiyaç olursa sayıyı
arttırırsınız. Bazı markalar zaten küçük bazılarında 2-3 boy var. Bütçenize
göre markaları araştırın artık. Wee küçük ama tam yuvarlak. Bebe dor tek tip ve
büyük. Ben küçüğü var diye avent aldım. 2 hafta sonra da büyüğü gerekti.
Küçükte rahat etmekle birlikte büyüğü de emebiliyorlar. Bebek prematüre veya 3
kg’nin altında değilse biraz zorlanarak da olsa büyükleri kullanabiliyorlar.
Bütçenize göre takılın. Tavsiyem çok fazla almayın. Sadece sudan geçirilerek
birkaç defa kullanılabiliyorlar. Eşim titiz olduğu için her seferinde
sterilizatöre soktum. Bu nedenle 5-6 çift aldım. Şimdi ikinciye kullanırız
artık diyerek kaldırdık. Az yer kaplıyor. Ama masraf işte
Tam yuvarlak
koruyucu.
İnce ve kalın
uçlu kelebek (kenarsız).
Pistonlu
enjektör:
Bak yemezsen
inne yaparım diye tehdit etmek için değil. İlk günlerde süt yetmezse mama
vermek için enjektör kullanacaksınız. Bazı ekoller çocuğa ilk başta biberon
verilirse çocuğun emmeyeceğine inanıyor. Bazıları da aralarında bir orantı
olmadığına. Bu nedenle biberon konusunda da 30 cc biberondan 2 tane götürün
dedim. Bence aralarında bir orantı yok. Üstelik enjektörle mama vermek çok
kolay değil. Ancak siz ikisinden de bulundurun. Bebeğin emme refleksi çok geç
gelirse enjektör hala elzem. Hangisiyle başlayacağınızı doktorunuza sorun.
Ayrıca o
bebeğe mama harici türlü türlü ey vermek zorunda kalacaksınız. İlaç, şurup, destek…vb.
bebeğin kullanacağı ölçekler genelde 1-2 mililitre düzeyinde olduğu için hem
pek çok ölçekte bu miktarı ayarlamak zordur hem de kayıp çok olur. Çay kaşığı
tarzı klasiklerin de zannedilenin aksine standart ölçüleri yoktur.
Pistonlu enjektör
nedir ve neden pistonlu? Enjektörün içindeki sıvıyı ittirmeye yarayan kolun uç
kısmına bakın. Siyah lastik varsa o contalı enjektördür. Yoksa pistonludur. Contalının
bir zararı olmaz ancak sterilizasyonu em çok zordur, hem düzeyi düşüktür hem de
kolaylıkla conta özelliğini kaybeder. Pistonlu 10-15 kere sterilizatöre
girebilir. Ama enjektör tek kullanımlık zarar vermesin demeyin. Bebeğe iğne
yapmayacaksınız. Sadece ağzına sıvı verilecek. Alternatifleri lan çay kaşığı
veya plastik çin yapımı ölçekten daha sıhhi olacağına emin olun. Tek sorun
pistonlu enjektörler enjeksiyonda pek tercih edilmediğinde bulmanız zor
olabilir. Bulduğunuzda 20-25 tane kadar alın. İğneleri kullanmayacaksınız
atabilirsiniz. Kapak niyetine de kullanabilirsiniz ama çok efektif değiller. Ağızları
yukarı gelecek şekilde saklarsanız içlerindeki akmaz.
Mama:
Sütünüz ilk
günlerde gelmeyebilir, gelen süt bir süre yetersiz kalabilir, hastanede
emzirmenizi engelleyecek bir şey yaşanabilir veya akla gelmedik türlü vaka
emzirmenize kısa süre de olsa engel olabilir. Bebek gelmeden önce bir kutu mama
alın ve hastaneye yanınızda götürün. Genelde hastanelerde mama olur ama
olmayabilirde. Üstelik pek çok hastane (özellikle devlet hastaneleri) mamayı
ihale ile alır. Yani en iyi fiyatı veren alınır. İçerik çok aranmaz.
İlk mamanızı
teneke kutuda alın. Daha sonra mamaya devam etmeniz gerekirse karton kutu alıp
içine boşaltabilirsiniz. Daha ucuza gelir.
Sürekli mama
kullanmak zorunda kalırsanız ve kutu mamayı tenekeye boşaltacaksanız en az 2
tane tenekeniz olsun. Mama bittiğinde teneke kutuyu (veya ne kullanıyorsanız
onu) yıkayıp tamamen kurutmadan üzerine yeni mama eklemeyin. Dipte köşelerde
kalan ve asla kaşıkla veya başka birşeyle alınamayan ve alınamayacak lan mama
kalıntıları hem bozulur ve diğer taze mamayı bozar hem de kısa sürede mikrop
yuvası haline gelir.
Kurutulmamış kapta
mama saklamakta aynı şekilde hem bozulmayı hızlandırır hem de mikrop üreme
süresini birkaç kar arttırır. Normalde mama açıldıktan sonra 3-4 hafta
dayanabilirken iyi kurutulmamış kapta bu süre birkaç güne düşer.
Hangi mama
sorusuna cevap vermeye çok gönüllü değilim. Sebebi herkesin kafasına göre bir
şey söyleyecek olması ve mama konusu kazançlı bir konu olduğundan tavsiyeme çok
çamur atılacak olması. Doktorlar bile ama bilerek ama sadece ağız
alışkanlıklarına ters geldiği için verilen tavsiyelere doğru olmayan tepkiler
verebilirler.
Baba olarak
çocuğuma en iyi ve en zararsız/faydalı olanı seçmek istedim ve mamaları
araştırdım. Şampuanlarda yaptığım gibi kendimin önceden denemesi gibi bir durum
söz konusu değil. Bebek cildine benzer tepki veren doku bulabilirim ama
sindirim sistemim 40 yıla yakındır çalışıyor ve pek çok şeyi öğrendi. Kendim deneyerek
mamanın özelliklerini tespit etmem mümkün değildi. Çocuk doğunca da tek tek
hepsini denemek anlamlı gelmedi. Hem çocuk deneme tahtası değil hem de her
geçen hafta bebeğin vücut yapısı ve metabolizması farklı tepkiler verir.
İçerikleri üzerinden
araştırdım. Mesleğim eczacılık. Şimdiki eğitimi bilmiyorum ancak benim eğitim
gördüğüm yıllarda bir gıda mühendisi kadar olmasa da eğitimimiz besinler
hakkında fikir sahibi olacak ve besinlerin biyokimya ile ilişkisini
yorumlayacak kapsama sahipti. Bunları seçimlerimde biri kalkıp sen kimsin
demesin diye yazdım.
Tercihimi hipp
ten yana kullandım. Neden derseniz;
1-
İçerik malzemelerinin üretim ve kontrol aşamaları en
takip edilebilir olan ve en çok içerik için organik sertifikasına sahip marka.
2-
Düzgün yapıda ve yeter miktarda lif içeriğine sahip. Lif
miktarı bebeğin kakasının hacmini arttırır. Kaka hacmi yeterli olmazsa barsak
çalışması gerektiğini anlayamaz ve dışkılama gerçekleşmez. Büyük insan için de
aynı fenomen geçerlidir ancak bebek her şeyi daha yeni yeni öğrendiği için bu
kural onlarda daha da önemlidir. Yeterli ve uygun yapıda (molekül zincir
uzunluğu, sindirilebilirlik…vb özellikler) lif içeriği bu nedenle önemlidir. Sma
ve smilac verdiğimde bebek kabız oldu. Birkaç günde bir büyük tuvaletini yapar
hale geldi. Genel araştırmalarımda bazı tıbbi ekollerin 3 güne bazılarının 1
haftaya bazılarınınsa 10 güne kadar tolerans gösterdiğini öğrendim. Ancak bu
toleransın nedeni bebeğin barsaklarının sindirimi öğrenmesinin zaman alacağı
gerçeği kadar bebeğin barsak sitemine yapacağınız müdahalelerin potansiyel
zararı ve fazla bir seçeneğin olmaması. Yani biraz da mecburiyetten tolerans
gösteriliyor. O zaman bebeğin sindirim sistemini doğal metabolizma ile harekete
geçirecek lif gibi bir sistem varsa neden bu kullanılmasın.
3-
Hipp mamasının içerdiği malzemelerin çok neredeyse
tamamı organik tarımla elde edilen malzemeler. Sentetik malzemem yok denecek
kadar az. Hatta bu koruyucu katkılar bile içermediğinden mamalar içinde en
dayanıksız olanı. Bazı markalarda nükleotid ilaveli diye bir ibare var. Nükleotid
DNA nın yapıtaşları olan biyo-molekül grubuna verilen ad. Ticari söyleme göre
bebek büyürken hazır DNA hammaddesi verirsek hızlı büyüme sürecini daha rahat
atlatır. Biyokimyasal olarak bakarsak bu maddeler zaten besinlerde bulunur ve
ama bitkisel ama hayvansal kaynaklı olsun eğer gerçek besin maddesi
kullandıysanız bunlara ihtiyacınız yoktur. En basit bitkinin püresinde bile bol
miktarda bunlardan bulunur. Bu maddeleri ekledim dediğinde zaten içinde
yetersiz miktarda olduğunu düşünmek yalan olmaz. Ayrıca nükleotidler doğada
serbest halde bulunmaz. O zaman eklentiler laboratuarda yapılmış demektir. Bir
şey laboratuarda yapılmışsa yeterince saf olmayabilir veya gerçek biyokimyasal
yolak için yeterince uygun olmayabilir. Hormon yapılı pek çok maddenin ilaç
olarak kullanılan laboratuarda yapılmış sentetik eşdeğerleri var ve bunların
geneli farmakolojik olarak orijinal biyo yapımlar kadar etkili ve zararsız değil.
Çünkü insan yapımı her şey orijinal metabolizma yapımı kadar iyi olmuyor. Daha da
ötesi bugün gdo lu gıdalara insanlarca genetiği oynanmış diye savaş açar ve
güvenmezken insan yapımı DNA yı elimizle bebeğe vermek de ne oluyor?
4-
İçeriğinde mantar yağı gibi daha hafif ve yakımı kolay
malzemeler bulunurken diğer markaların çoğunda ayçiçeği yağı, kanola yağı gibi
büyük insan için bile etkisi tartışmalı malzemeler ciddi yer kaplıyor. Hippte
de ayçiçeği yağı var ancak miktarı düşük. Bir marka var. Keçi sütünden
yapılıyormuş ve çok pahalı. İçeriğinde çok yüksek miktarda kanola ve ayçiçeği yağı
var. Ucuzluğuyla ünlü ve kolay bozulup trans yağ oluşturan bu yağların bu kadar
miktarda işi ne? Pahalı demek iyi demek değil.
5-
Pek çok markanın formülü neredeyse 50 yıldır aynı. 50
yıl önce bugün bilinenlerin çoğu bilinmiyordu.
6-
Soya lesitini yok. Gdo riski en yüksek malzeme bu.
7-
Saçma gelebilir ama metal kutusunu yıkarken fark ettim içe
bakan metal çıkıntının yuvarlatıldığını fark ettim. Elimi kesmeyen belki de tek
markaydı. Çok ayrıntı gelebilir ancak bu ayrıntı bile düşünülmüş dedim.
8-
Marka babamın oğlu değil. Sadece güven verdiğim için
kullandım.
9-
Çok değil 20 yıl önce bile inek sütüne nişastalı ve
pirinç unlu mamalarla çocuklar büyütülürdü. Kullanacağınız mama çocuğunuzu
öldürmeyecek veya hasta etmeyecektir. Uzun vadede etkileri araştıran ve anlamlı
sonuçlara sahip ciddi ve tarafsız bir çalışma bulamadım. Bu nedenle diğerleri
zarar verir diyemem. Karar sizin benimki bir düşüncenin paylaşımı.
Mama kullanırken dikkat
edilecekler:
1-
Kaynar suyla mama hazırlanmaz. İçerikteki maddelerin
çoğu parçalanır ve mamanın özelliği kaybolur.
2-
Mamaların geneli koruyucu içermez ya da böyle iddia
eder. Bu nedenle kaynatılıp soğutulmuş su kullanın.
3-
Sulandırılmış mamayı yazın 2, kışın 3 saat içinde
kullanın. Kalanı atın. Çabuk bozulurlar. Bazı markalar buzdolabında 12 saate
kadar kalabilir demiş ama ben güvenip yapmadım. Muhtemelen bunu yazan
markalarda bunu yaparsanız bir sorunla karşılaşmazsınız. Ama bu cümle bana
kalırsa aynı zamanda ne kadar sentetik olduğunu da gösterir.
4-
Aynıları süt için de geçerli; hazırlanmış mamayı
buzdolabından çıkarıp kullanıp kalanı dolaba koymayın, hatta kullanmasanız da
geri dolaba koymayın (tercihen mamaları dolaba koymayın). Farklı zamanlarda
hazırlanmış 2 mamayı birleştirmeyin. İlk hazırlananı ilk kullanın. Hazırlanan mamanın
ömrü mama ısıtıcısında yarı yarıya azalır. Çok sık ısı değişimi yaratmayın. Sürekli
ısıtıcıdan çıkarıp kullanılmış mamayı soğudukça tekrar tekrar ısıtmayın. Çözülen
mama çöker ve karın ağrısı yapar.
5-
Mamayı toz halinde saklarken güneş görmediğine emin
olun. Kendi kutularının dışında bir kutuda saklayacaksanız ışık almayacak
yapıda olduğundan emin olun.
6-
Mama değiştirilmez diye bir kaide yoktur.
7-
Bebekler mama seçebilir garip değildir çocuğa kızmayın.
Göğüs pedi:
Direk beslenmeyle ilgili değil
ancak bebek beslenmesinin bir sonucu olan süt üretiminde çok ihtiyaç
duyacaksınız. Göğüslerin süt üretim ve depolama merkezlerinin vana gibi bir
mekanizmaları yoktur. Çıkış uçları büzülerek kısmi bir kapatma sağlar ancak
emziren veya emzirme ihtimali olan bir annede süt daima sızar. Az veya çok
sızan süt mutlaka dışarıdan görülecek kadar giysilerden belli olur. Ayrıca çok
besleyici olan bu sütte kolayca bakteri ürer ve hem sütün kendi kokusu hem de
bakterilerce çürütülen sütün kokusu insanın tadını kaçırır. Üstelik ben
emziriyorum diye ortalıkta bağıra bağıra dolaşmak ne kadar anlamlıdır.
Ucuz pahalı pek çok türü var. Bebe
dor çok ucuz ancak kalın (dışarıdan belli oluyor) ve disk çapı küçük. Daha ince
olanların da fiyatları ona göre. Süt üretimi çoksa ciddi maliyetler çıkıyor. Biz
evde kullanmaya bebe dor aldık dışarı için de lansinoh, avent ve promum
denedik. Avent ve lansinoh da sıkıntı yaşamadık. Promum alerji yaptı. Tavsiyem saf
ve doğal pamuk olanlarını kullanın. Sentetik pamuk ve elyaf alerji yapabiliyor.
Kraftın jelli ultra incesi varmış hipoalerjik ama denemedim yorum
yapamayacağım. Bir de yüzeyi tamamen düz olan pedler yerine kanallı veya
yuvarlatılmış çıkıntıları olan modelleri tercih edin. Uzun saatlerde daha az
rahatsız ediyorlar. Taşıyabilecekleri süt kapasiteleri ile ilgili bir standart
bu yazıyı yazdığım yıllarda yoktu. Siz okurken böyle bir standart varsa ve süt
üretiminiz fazlaysa yüksek kapasiteyi tercih edin. Dışarıda değiştirmesi zor
bir malzeme.
Biberon bölümünde anlatıp
anlatmadığımı bilmiyorum ancak süt veya hazır sulandırılmış mama içeren
biberonu çantanıza koyacaksanız emziğin sızdıracağını bilin. Nedense dar ağızlı
biberonlarda bu tapa standartken geniş ağızlılarda hemen hiçbir markada mevcut
değil. Mecbur dışarıdan alacaksınız. Çok basitler ancak ucuz değiller. Kampanyalı
bulursanız acımayın ve sterilizatöre girebilir ibarelileri alın. Bazen ucuz
markalar uyduruk malzeme ile üretiyor ve mamayla direk temas etmesine rağmen
sterilizatöre koyamıyorsunuz. Kısaca işe yaramaz oluyorlar.
Katı meyve sıkacağı ve/veya cam
rende:
4-6 aydan itibaren ufaktan ek
gıdaya geçeceğinizde kullanacağınız malzemeler. Cam rende ucuz. Katı meyve
sıkacağı da hem henüz kendini yiyemediği meyvelerin suyunu verebilmek hem de
posaları emmesini sağlayabilmek için gerekli. Gücünüz yetiyorsa düzgün bir
marka alın. Bir de 550 w ve üzeri bir motor gücünüz olsun. Haznesi arkada
olanlarda hazne dolmasa bile posa sıkma diskine sıkışabiliyor. Alttan hazneli
model bulursanız ve güçlü motoru varsa tercih edebilirsiniz.
Mama ısı ölçer:
Çok pahalıydılar almadım. Tabanca
şeklinde olan alından temassız ateş ölçen cihazları mama ısısı ölçmek için
satmaya kalkabilirler almayın. Hassasiyetleri çabuk bitiyor ve ayarları çabuk
bozuluyor. Hastanede çok eskittik onlardan. Üstelik ucuz da değiller. En güvenlileri
sıvıya çubuk sokulanlar ancak onlar da pahalı. Eski usül elinizle ölçün veya
eczaneden çubuk (koltukaltı veya dilaltından ölçen) ateşölçer alın. Ucuzdurlar ancak
çabuk bozulurlar bilginiz olsun. Manuel kaldıysa ondan da kullanabilirsiniz. İşiniz
bitince durulamayı unutmayın.
Yemek seti-alıştırma bardağı:
El-göz koordinasyonu
sağlandığında bebek kendi kendine su içmek ister. Biberon gibi ancak ağzına
daha uygun suluk verirsiniz. Pahalı markalarda biberonun ucuna takılan farklı
bir uçla sorun çözülür. Hemen almanıza gerek yok. Bu arada akıl gereği bu
uçları plastik malzemeli biberonlara takın (PP veya pes). Cam kullanmayın hem
ağır olur hem de kırılabilir.
Kendi yemeğini yemeye
başladığında da kullanacağı kaşık ve tabakları olacak. Neden evdekileri
vermiyoruz? Çünkü onlar ağır, keskin kenarları olan ve kırılabilir malzemeler. Metal
kaşık da zararlı olabilecek kadar sert ve keskin köşeli. Çocuk için olanlar kenarları yuvarlatılmış, kırılmaz yapıda ve
kolay çizilmez olurlar. Kaşıkları da yumuşak ve yuvarlak köşeli olur. Tavsiyem
bunları düzgün markalardan alın yoksa çabuk bozuluyorlar. Tabakları da geniş
tabanlı ve az derinlikli alın. Zor devrilirler. Hiç devrilmeyen tabaklar varmış
ama denemedim.
Ara geçiş için kaşıklı biberon
kullanılabilir. Şişe kısmının altı elle itilen pistonlu yapıdadır. Kaşık kısmı
da biberondan mamanın akacağı bir kanala sahip. İlk başta bir tane alın. Her bebek
aynı şekilde kendi yemeye başlamıyor. İhtiyaca göre alırsınız. benimki hiç kullanmadı.
Emme refleksi geç gelen bebekler
için de kaşıkla besleme yapılır. Zor bir işlemdir. Bildiğim kadarıyla bu iş
için özel kaşıklı biberon var ancak piyasada pek bulunmuyorlar. Biraz aramanız
gerekebilir. Pistonlu biberonun kaşığını biraz küçültüp kullanmayı
deneyebilirsiniz. İyi kötü iş görüyor.
Diş kaşıyıcı:
Kendi besin değil ama besin kadar
sık kullanılacak. Çok fazla çeşidi var ve her bebek kendi seçiyor. Ne zaman
gerek olacağı her bebekte farklı olabildiği için basit olanlardan bir tane
alın. Zamanla duruma göre arttırırsınız. Kenarlarda plastik çapak, çıkıntı
olmamasına dikkat edin ve mümkün olduğunca basit şeyler alın. Hem ağza sokuluyor
(çok parça çok risk) hem de kolay kayboluyor.
ememeğinize sağlık çok yardımcı oldunuz
YanıtlaSilDevrim Bey nerelerdeydiniz :) bloğunuzu yeni buldum. gelecek ikizlerimiz ikinci ve üçüncü çocuğumuz olacak. Tecrübeli olmama rağmen yazılarınızdaki detaylar çok yönlendirici oluyor. Uzun uzun her konuya değinmişsiniz. oturup bloğunuzu baştan sona bitireceğim. yazmaya devam edersiniz umarım. teşekkürler
YanıtlaSilGuzel yorumunuz icin tesekkur ederim. Cevap gecikti kusura bakmayin.bu ara tek calisiyorum is yukum biraz fazla.
SilBlog 2 yildan fazladir aktif ancak internet deryasinda siranin bana gelio de insanlarin okumasi biraz xor oldugu icin yeni yeni taniniyorum.
Yazilarimi uzun bulup okumayan cok kisi var. Sizinde benzer bir elestiriniz olursa lutfen bildirin.
Cocuk buyudukce bilgi de artiyor ve elbette yazilar eski hizinda olmasa da devam edecek. Sizin merak ettiginiz bir konu olursa lutfen belirtin arastirir size donerim
Iyi gunler
ellerinize sağlık,
YanıtlaSilgüzel bir yazı olmuş,
bloğunuz bol takipçili olur inşallah,
bu da benim bloğum
beklerim
sevgiler :)
http://alisverisblogumuz.blogspot.com.tr/2016/12/guvenli-bebek-urunleri-nereden-alinir.html
Blogunuz guzel.olmus emeginize saglik. GuZel yorumlariniz icin de tesekkurler
YanıtlaSilgerçekten cok yardımcı oldu - bır cok konuda bır cok ayrıntı vermişsiniz teşekkürler
YanıtlaSilÇok beğendim yazınızı, Allah razı olsun 🙏 gerçekten emeğinize Koca bir alkış ,
YanıtlaSilTeşekkürler
Kızım doğmasan önce denk gelip baya bir hatim etmiştim,hatta ekran görüntülerinizi bile almıştım bazı başlıklarda,şuan Kızım 8 aylık oldu hala bilgileniyorum çok teşekkürler👋🏻
YanıtlaSilFaydam olduysa ne mutlu. Bunları duymak mutlu ediyor.
Sil