Yapıştırıcı:
Bununla
ilgili nasıl bir hazırlık yapılacak diyebilirsiniz. Şimdiden ucuz buldukça
bebek yapıştırıcısı toplayın. Çok lazım olacak. Özellikle and dağlarında
yetişen makara kukara bitkisinin metil izo aminoterol sipro heptaizonazol ile
ekstraksiyonundan yapılan yapıştırıcılar kullanılmalı.
Merak etmeyin
böyle bir şey yok. Laf olsun diye söyledim. Ancak çocuk demek kırılan bir şeyler
demek. Oyuncaklar kırılacak, kumandalar kırılacak, kırılacak da kırılacak. Biraz
büyüyünce kağıt yapıştırmak isteyecek.
Yapıştırıcıları
genel anlamda 3 e ayırabiliriz. Çözücülü, çözücüsüz ve moleküler değişim
yoluyla yapıştıran yapıştırıcılar.
Çözücülü yapıştırıcılar aslında bildiğimiz plastiğe çok
bezer. Normalde katı veya jel olan bir maddeyi tolüen, benzen gibi bir organik
çözücüde eritirseniz o organik çözücü uçunca içindeki plastiğimsi madde tekrar
açığa çıkar ve iki yüzey arasında tutunur. Böylece yüzeyler yapışmış olur. Bu çözücüler
normal şartlar altında kullanmamanız gereken yapıştırıcılardır.
Herşeyden önce içlerindeki ana madde olan yapıştırıcı
molekül tamamen sentetiktir, karmaşık moleküler yapıya sahiptir ve vücudunuza direk
benzin içmekten daha fazla zarar verebilir. Zarar kısa, orta veya uzun vadede
açığa çıkabilir. Bilemezsiniz çünkü kimse bunu incelemez. Ancak bu
yapıştırıcılarda asıl sorun çözücülerdir. Adlarının organik olduğuna bakmayın. Organik
tarımla falan üretilmezler. Kimyada ana bileşenleri karbonlu maddelerin organik
maddeler sınıfına dahil olduğu için bu isimle anılırlar. Yoksa organik
domatesle bir ilgileri yoktur. Organik çözücüler genel anlamda vücudun yağ
dokusunda birikme özelliğine sahiptir. Yani kısa sürede göreceğiniz etkilerden
başka uzun ve çok uzun vadeli etkileri de olabilir.
Organik
çözücülerin ilk etkisi bağımlılık yapıcı olmalarıdır. Evde 2-3 parça kağıt
yapıştırarak çocuğunuzun tinerci olacağını zannetmiyorum. Ancak çocuk aklı
ilginçtir. Televizyondan yapıştırıcı bağımlısı haberi görüp denemeye
kalkabilir. El altında bulunmazsa iyi olur.
Diğer etkileri
kanserojen olmalarıdır. Her ne kadar her firma kendi çözücüsünün kanserojen
olmadığını öne sürse de bu konuda bir görüş birliği yoktur. Genelde deneyler
fare ve köpeklerde o da 3 ay ile 1 yıl arası bir süre için yapılır. Onların ömrü
kısa olduğu için insandaki uzun vadeli etkileri aydınlatır dense de bu tam
olarak doğru değildir. Bu şekildeki bağlantı tam olarak açık değildir. Sadece insan
üzerinde deney yapmanın imkansızlığı yüzünden olana razı oluruz. Gerçeğe daha
yakın sonuç verecek olan geriye yönelik arşiv çalışmaları çok fazla kaynak
gerektirdiğinden ve büyük ihtimalle sonuçlar kimsenin işine gelmeyecek
olduğundan bu maddeler için yapılmadı. Bu nedenle hiçbir organik çözücü masum
değildir ve uzun vadeli etkileri kanserojen olmasalar bile kestirilemez
olduğundan bu kadar genç bedenlerin karşılaşmasını istemem. Etkisi 30 yıl sonra
çıkacak bir etkenle 50 yaşında birinin
karşılaşması ile 20 yaşında veya 2 yaşında birinin karşılaşması aynı olmaz.
Organik
çözücülerin en sevmediğim kısa vadeli etkileri karaciğeri fazlaca yormalarıdır.
Sanayide bu maddelerin seçilmelerinin 2 nedeni vardır. Birincisi iyi bir
çözücüdürler ve pek çok maddeyi eritebilirler. İkincisi de çok sağlam olduklarından
uzun yıllar bozulmadan kalabilirler. Bu yüzden bu çözücüleri vücudumuza
aldığımızda karaciğer onları parçalamak için fazladan mesai yapar. Ayrıca günlük
hayatta karşılaştığımız maddelerden olmadıkları için fazla mesai haricinde de
karaciğer için uğraştırıcı özelliktedirler. Parçalanmış hallerinin atılımı da
diğer organlar için zorlayıcıdır. Yetişkin birinin direnci çok daha fazla
olacağından bizim baş etmemiz daha kolaydır ancak küçükler için durum biraz
daha farklıdır. Ortada ispatlanmış bir deney sonucu yok ancak biyokimyanın bize
söyledikleri açık. O yüzden çocuklarla çözücülü yapıştırıcıların bir arada
kullanımı iyi bir fikir değil.
Çözücüsüz
yapıştırıcılar değişik değişiktir. Kağıt ve süs için alttan çevirmeli mum
yapıştırıcılar kullanılabilir. Bunların geneli zehirsizdir ve su içerirler. Çok
masum değillerdir ancak çözücü içerenlere oranlar fazlasıyla kabul edilebilir
yapıştırıcılardır. Tek dezavantajları kullanım alanları kağıt ve benzeri
ürünlerle sınırlıdır. Bu yapıştırıcıyla oyuncak veya kumanda yapıştırmazsınız.
Bizzat kendi
yapıştırıcı olan macunlar piyasada mevcut. Bunlar da zehirsiz ve çözücüsüzdür.
1990larda blue tack olarak piyasaya girdiler. Şu anki isimlerini bilmiyorum
ancak kırtasiye ve marketlerde farklı markaların kare veya çubuk şeklinde
kesilmiş formları mevcut. Çok farklı malzemeleri yapıştırabilirler ve işiniz
bittiğinde yağlı bir şeyle kirlenmemişse yeniden kullanılabilirler. Sündürdükçe
yeniden yapışma özelliği kazanırlar. Ancak yapıştırma güçleri sınırlıdır. Duvara
kağıt yapıştırabilirsiniz. Oyuncağa pil yapıştırabilirsiniz, hatta kumandanın
çatlamış kısmını veya tamamen ayrılmamışsa kırık kısmını bunlarla kapatabilirsiniz
ama kırık oyuncağı yapıştırmazsınız.
Sıcak tabanca
içinde eriyen plastik yapıştırıcılar piyasada mum tabanca adıyla da bilinirler
ve çok adi bir plastik çubuk kullanmadıysanız onlar da zararsızdır. Plastik çubuklar
ucu sıcak bir tabancada erir ve tekrar soğuduğunda oldukça sağlam bir
yapıştırma gücüne sahiptir. Bence mutlaka bir tane edinin. Oldukça güçlüdürler
ve ihtiyaç anında su ile temas ettirerek sökmeniz de mümkün. Oyuncak ve benzeri
şiddete maruz kalacak yerlerde kolaylıkla kullanılabilir. Yapıştırıcı plastik
olmasına rağmen çocuk oyuncağının üzerindeki bu yapıştırıcıyı yese bile
sindirimi 0 olduğundan kakası ile aynen çıkar. Zarar verecek bir yere temas
edemez. İki dezavantajları vardır. birincisi estetik yapıştırmaya çok müsait
değillerdir. Ancak bunu kullanacağınız şeyler zaten defalarca kırılacak şeyler
olduğundan estetik kaygılarınız da ona göre az olacaktır. Ayrıca işin sağlık
boyutu da var. ikinci dezavantajları da bu yapıştırıcılar aktif hale gelmek
için ısıtılırlar ve eriyen çubuk bir süre oldukça sıcaktır. El kol yakabilir. Bu
nedenle kendiniz kullanırken dikkatli olun ve sıvı yapıştırıcıya temas etmeyin.
Çocuğu da birkaç dakika uzak tutun. Olur da yanarsanız merak etmeyin kalıcı bir
yanık yapmaz. Sadece biraz su toplar. Bu yüzden diğer seçeneklerin olasılığına
baktığınızda çok çok masumdurlar ve birkaç dakikalık dikkat yeterlidir.
İç yapısı
değişen yapıştırıcıların en büyük örnekleri japon yapıştırıcısı diye bildiğimiz
cyanoakrilat (siyanoakrilat) yapıştırıcılardır. Plastiğimsi bir madde olan akrilik
asiti siyano ile bağladığınızda akışkan bir sıvı olur. Daha sonra o sıvı hava
ile temas ettiğinde siyano bölümü ayrılır ve geriye akrilik asit kalır. Bir süre
sonra açıkta aklan akrilik asitler bir araya gelip yapıştırıcı maddeyi
oluşturur.
Diğer bir örnek te iki bileşenli yapıştırışılardır.
2 ayrı renkte macunlar, silindir şeklinde olup içinde 2 ayrı katman olan
macunlar, 2 ayrı sıvı tüpünü karıştırdığınız yapıştırıcılar ve japon
yapıştırıcısı benzeri birşeyi döküp üzerine sprey sıkılan yapıştırıcılar bu
gruptandır.
Japon yapıştırıcıları donmuş
halleriyle oldukça zararsızdır. En azından öyle kabul edilir. Aslında savaş yaralarını
yapıştırmak için icat edildiklerinden belirli bir düzeyin üzerinde zararsızlığa
sahip oldukları kabul edilebilir ancak tıptaki kullanımları günümüzde sınırlı
olduğundan insan şüphe ediyor. Ancak asıl sorun çocuğun oyuncağın kırık
kısmındaki yapıştırıcıyı yemesi değil yapıştırıcı kururken açığa çıkan
gazlardır. Savaş ortamında veya 70 yaşında biri iyi havalandırılmış
ameliyathanede bu gazlara maruz kalırsa dert değil ancak evde 1 yaşında bir
çocuğun maruz kalması veya 4 yaşında bir çocuğun alıp oynamasını ben içime
sindiremediğimden çocuğa ait şeylerde bunları kullanmıyorum. Yapıştırıcı bizim
deyimimizle kuruduktan sonra da bir süre gaz çıkışı devam eder.
İsminden anlaşılacağı üzere japon
yapıştırıcıların siyano bölümü siyanür içerir ancak bu siyanür açığa çıkıyor mu
bilmiyorum tahminimce hayır. Aksi olsaydı mutlaka 50 60 yıl içinde duyulurdu. Ayrıca
siyano grubu içeren çok sayıda kimyasal maddeyi ilaç veya gıda katkısı olarak
zaten kullanıyoruz. Ayrıca çocuklar 3 yaşına kadar siyanüre yetişkinlerden kat
kat daha dayanıklıdır. Ancak yine de içim rahat değil. Kullanmak zorunda
kalırsam ayrı bir odada kullanıyorum ve 3 günden önce yapıştırdığım şeyi
kullanıma sokmuyorum.
İki bileşenli yapıştırıcılarda
kullanılan malzeme daha da az bilinen ve yeni kuşak kimyasallar olduğu için
haklarında konuşacak kadar bilgim yok. Bu yüzden bilmediğine şüpheyle yaklaş
prensibine dayanarak iki bileşenli yapıştırıcıların çocuğa temas edecek şekilde
kullanılmalarını da önermiyorum. Çocuk odasındaki bir mobilyayı veya bir oyuncağı
veya kolaylıkla ele geçireceği bir kumandayı yapıştırmakta kullanmanızı önermem
ancak haklarında çok az bilgim olduğu için zararlı da diyemiyorum.
Ancak işin zarar kısmı haricinde
bir de oyun kısmı var. Çocuklar çok meraklıdır ve gördüğü herşeyi merak eder. Sizi
onları kullanırken gören bir çocuk mutlaka bir yolunu bulur ve o yapıştırıcıları
alıp oynar. Aktif yapıştırıcının kimyasal zararları haricinde bu yapıştırıcılar
çok hızlı yapıştırdığı ve çok farklı şeyleri yapıştırabildiği için ayrıca risk
teşkil eder. Evdeki japon yapıştırıcısı kutusunu eline geçiren bir çocuk
kendini bir yere yapıştırabilir, elini bir yere yapıştırabilir; hatta yemek
veya nefes borusunu bile yapıştırabilir. Büyük ihtimalle ölmez ancak cerrahi
müdahale gerekebilir. Bu nedenle bu yapıştırıcılardan evde bulunduracaksanız
çok yüksekte ve kapalı yerlerde saklayın. Kolay açılmayacak kapaklar veya
kilitler kullanın. Ayrıca çocuğun gözü önünde kullanmayın.
Mobilya yapıştırırken ağaç
tutkalı kullanabilirsiniz. Gaz çıkarmaz, organik çözücü içermez. Akril kısmı
siyano içermez. Ancak çok yavaş yapıştırdığı için kapalı bir odaya koyun.
çözücülü yapıştırıcılara örnekler:
Kimyager oldum sayenizde:) elinize emeğinize sağlık, çok açıklayıcı olmuş...
YanıtlaSilFaydam olduyaa ne mutlu :)
YanıtlaSilBebek ürünleri hazırlıyorum. sağlığa en uygun kumaş yapıştırıcısını ararken karşılaştım blog ile. Kullanacağım alan çok minik fakat söz konusu bebekler olunca milyon kere düşünmek lazım. Anladığım kadarıyla en iyisi silikon tabancalar. Peki sıvı silikon nedir ve onlar da tabancalar ile kullanılan silikon gibi masum sayılabilirler mi? Geri dönüş yapmanıza minnettar olacağım. Sevgiler
YanıtlaSilSivi silikondan kastiniz plastik silindir tuplerde bulunan ozel tabancayla sikilan silikonlarsa bunlarin yapistirma ozelligi cok sinirlidir. Kuru hallerinin pratikte bir zarari yoktur. Jel halinde uygulandiklarinda icleeindeki asetat havadaki su buhariyla birleserek asetik asit olarak aciga cikar, ucar ve kala jel sertlesir. Asetik asit sirkenin ana maddesidir ve pretikte o da zararsizdir. Buhari konsantre oldugu icin ayni odada bulunup sokumayin ama sizi hasta falan etmez.
SilBebek guvenliginde bu yuzden olumsuz birsey diyemem ama hem iyi bir yapistirici olmamalari hem de kolay bulasan zor cikan urunler olmalari nedeniyle pek tavsiye etmem