8 Eylül 2014 Pazartesi

bebeğin sindirim sisteminin son halkası alt açma bezi bebek bezleri seçimi alt silme bezi saf sulu ıslak bez ıslak mendil hangi marka ıslak mendil zararlı mı

Bebeğin boşaltım sistemi:
Bebeği olanlar bilir bebeğin boşaltım sistemi aklınızı birinci derece meşgul edecek ve çektirdiği eziyete oranla tepki görmeyecek dünyadaki yegane varlıktır. Kabız ya da isalin ardından o bezdeki her zaman görmeye alıştığınız kıvam renk ve kokuyu alınca hissedeceklerinizi bebeği olmayan bilemez. Ya da ilk çocuğun ilk kakasının renk ve kıvamını gördüğünüzde hissettiğiniz korkuyu.
Çocuklar ve bebekler küçültülmüş insanlar değildir. Organları, biyokimyaları, metabolizmaları bizden çok çok farklıdır. Bazı durumlarda ortalama bir uzaylı kadar farklıyız. En büyük farklılıksa sindirim sistemindedir.
Bu yazıda daha çok sindirimin son halkası olan çıkış ve toplama merkezi ile ilgili yazacağım. Sindirimin daha önceki basamakları beslenme gibi başka yazıların konusu.

Bez:
Bebeğin sindirim sistemin son halkası olan boşaltım sistemini emanet ettiğimiz bu araçlar insanlık tarihi içinde ilginç bir evrim geçirmiştir. Birkaç bin yıl kadar ateşte kızdırılmış kum kullanıldıktan sonra ucuzlayan pamuklu tekstil nedeniyle kundak gibi sarılan üçgen bezler kullanılmıştır. Daha sonra petrokimya ürünlerinin de ucuzlaması sonucu üçgen bezin naylon bir tabakayla beraber sarılmış. Kullan at kültürünün yaygınlaşması sayesinde kakadan sararmış bezlerin piknik tüpünde saatlerce kaynatılması eziyeti bitmiş ve hazır bezlere geçilmiş. Daha sonra hazır bez teknolojisi de ucuzlayıp türlü türlü markalar ortaya çıkınca büyük firmalar parfüm, renkli baskı, çişi hapseden jel zeolit teknolojisi gibi yan hizmetlerle piyasadaki yerlerini korumaya çalışıyor. Faydaları tartışılır ancak burada tartışmayacağım. Çünkü bez seçiminde her ne kadar bazı dikkat edilecek noktalar varsa da pek çok bebek zaten bezini kendi seçer. Nasıl mı? Bebeğin poposunda geçmeyen ve acılı kızarıklıklar olduğunda anlarsınız. Günümüzde gerek patent yasaları gerekse mali nedenlerle bez markalarının kullandığı hammadde çeşidi oldukça fazladır. Kimi bezler emici olarak pamuk kullanırken bazıları sentetik elyaf kullanır; öte yandan bazıları zeolit kullanırken başka bir marka da silikajel türevi kullanır. Bazıları da bunların bir karışımını kullanır. Kimi marka dış sızdırmaz tabaka için naylon kullanır kimi polietilen kimi de polipropilen, bir başkası da sentetik reçine analoğu. Bunlar ne anlama gelir derseniz cevap basit. Sizin için hiçbir şey. Kimse hangi malzemenin ne özelliği var tamamen araştırıp öğrenemez, öğrenmesine gerek yoktur, zaten firmalar da her şeyi açıklamaz. Hepsini bilseniz de bebeğinizin poposunun neye gıcığı olduğunu bilemezsiniz. 3 çocuk olan ve her 3 çocuğun da farklı bir bezle rahat ettiği evler biliyorum. Kimi çok kaliteli malzeme ister kimi sıradan düşük fiyatlı merdiven altı üretimli markasız bez. Bazen alerji olmasa da bebek o markanın bir şeyini sevmez ve kullanmaz. Kızarıklık yoktur ama bebek altı açılana kadar etini yırtıyormuşsunuz gibi bağırır. Kısmetinize bu düşmüştür.
Bu gerçeğin ilk sonucu bebek doğmadan önce bez stoğu yapamayacağınız anlamına gelir. Hamilelik 7. Ayı bitirirken bütçenize göre bir markadan (veya içinize sinen) 1 paket yenidoğan boyu bez (genelde no:1 olurlar) alın ve doğum çantanıza koyun. Reklamı hoşunuza gideni mi alırsınız, yakınlarınızın tavsiyesini mi (her kafadan bir ses çıkar ve her farklı tavsiye diğerini kötüler) yoksa genel alışkanlıklara mı uyarsınız, en pahalısı olsun mu dersiniz artık size kalmış. Bebeğin o bezi kullanıp kullanamayacağı genelde ilk pakette bazen 1 ay içinde belli olur. Ona göre devam edersiniz.
1 ve 2 numara bezlerde bebekler uzun süre kalmaz bu nedenle bu numaraların çok büyük ambalajları yoktur. Firmaların bir bildiği var. Söz dinleyin. Benim bulunduğum yerde bez ya bulunmuyordu ya da getirtilince pahalı oluyordu. Bu yüzden şehir merkezine indiğimde fazlasıyla alırdım. 2 kutu 1, 1 kutu 2 numarayı başkalarına hibe etmek durumunda kaldım. İmkanınız varsa onları azar azar alın.
Bez ambalajlarının üzerinde o bezin kullanılacağı kilo aralıkları bulunur. O aralıklara baktığınızda kafanız karışır. 2-5, 3-6, 4-9 gibi birbirlerini kapsayan garip aralıklardır. O aralıklar bezin genişliğinin o kilo aralığında çocukların bel genişliğine uygun olduğunu gösterir. Ancak sizin hala kullandığınız numaradan bir üste geçmenizin zamanının geldiğini nasıl anlarsınız sorusuna cevap vermez. 1 numara bez kullanan çocuğun 5 kiloya varmasını beklemenize gerek yoktur çünkü 2 numarayı 4 kiloluk çocukta kullanabilir diye fikir yürütürsünüz. O zaman belirteç nedir?
Eğer bebeğin çiş veya kakası üst üste birkaç defa bezinden taşmışsa zamanınız gelmiştir. Bezin boyu aynı zamanda içindeki emici madde miktarını da belirler. Yani emiciliğinin kapasitesini. Hiçbir bez firması numaradaki bezin emiş kapasitesini yazmaz çünkü sizin bunu ölçme şansınız yoktur. Arada birkaç defa fazladan üst değiştirmeyi göze alın ve çişin bezden taşmasını bekleyin. Her bebeğin metabolizması farklı olduğu için bezler benzer kilolarda ama farklı boylarda (emiş kapasitelerinde) olurlar.
Bez alırken dikkat edilecek noktalar:
Bezin parfümsüzü makbuldür diyeceğim ancak bunu zor bulursunuz. Parfümsüz diyenler de farklı koku emici veya verici kullanır. Bebeğin kakası çok kolay kokar ve koku doğalgaz gibi hızla yayılır. Bir şekilde koku kontrolü yapılır.
Bacakları saran sızdırmaz tabakanın yumuşak olması gerek desem de bunu tespit etmek mümkün değil. Her markadan alıp içini kurcalarım derseniz siz bilirsiniz. İyi bir yöntemdir ancak pahalıdır. Bebeğin bacaklarında bezin geldiği yerler çok kızarmışsa, bacağın sıkıldığı belliyse pile serttir, bezi değiştirin. Aynı şekilde bezin kapasitesi hala dolmamışsa (bu bezinizi kullandıkça öğreneceğiniz bir şey) ama çiş dışarı kaçıyorsa pile iyi tutmuyordur bezi değiştirin.
İçinde sentetik elyaf olmasın. Markalar bunu yazmaz ancak fiyat ucuzladıkça bu malzemenin kullanım oranı artar.
En pahalısı en iyisidir diyebiliriz ancak bezin fiyatı bebeğin umurunda değildir unutmayın. Cimriyim bakkaldan markasız alayım deme hakkınız da var ancak tavsiyem en azından markası olan üzerinde üreticinin adı ve izni olan bir şey alın. Doktorlar kızacak ama bez markası tavsiye eden doktora ben inanmıyorum.
Bebeğin bağırsaklarının gelişmesiyle bez kullanımı arasında bir orantı yoktur. birkaç yıl evvel bir arkadaşıma doktoru bebeğin bağırsaklarının gelişmesi 2 yaşına kadar devam eder 2 yıl bez kullan demiş. Arkadaşım mı ters anladı doktor gerçekten mi böyle dedi, dediyse neden dedi bilmiyorum. Olay anında orada değildim ve doktorun adını bile bilmiyorum. Ancak daha sonra buna benzer birkaç cümle daha duyunca yazmak zorunda hissettim. Bağırsaklar şimdiki tıbbi inanca göre 2 yılda gelişiyor. Yarınki söyleme göre bu 3 yıl da olabilir 10 ay da. Garantisi yok. Ancak bağırsakları tam gelişmeyen çocuk altında bez yok diye sakatlanmaz. En fazla kakasını uzun tutamaz. Bu nedenle 2 yaşından önce herhangi bir zaman tuvaletini söylerse bunu değerlendirin. Hatta 8-12 aydan itibaren çalışmalara başlayın. Tutmakta zorlanıyorsa sık tuvalete çıkarın. Sakın olmaz 2 yaşa kadar beklemen gerek demeyin. Bezin ne kadar sağlıklı bir ortam olduğu konusu da tartışmalıdır.

Pişik kremi:
Sindirim sistemini direk ilgilendirmese de sindirimin son halkasının sağlığını doğrudan ilgilendirir. Pişik diye bildiğimiz konu aslında mantar oluşumu, cildin reaksiyonu, kısmen alerji gibi farklı farklı sebeplere bebek poposunun verdiği ortak tepkinin adıdır. Sayılanların tamamının belirtisi aynı olduğundan ve o yıllarda bu iş için kullanılan tek bir ilaç olduğundan tek bir isim verilmiş.
100 yıldan fazladır pişik için kullanılan madde de aynıdır. Çinko oksit. Ancak piyasada 2014 fiyatlarıyla 5 tl-60 tl arasında (bilmediğim daha pahalı ürünlerde olabilir) değişik değişik ürünlere rastlarsınız. Gördüğünüz ürünlerin %99.999u bir şekilde çinko oksit içerir. O zaman fark nerede?
Doz: % 10-15-20-40 en genel kullanılan dozlardır. %10 ve 15 ortada risk yokken tedbir amaçlı kullanacağınız dozlardır. Pişik gerçekleştiğinde pek geçirici etkileri olmaz. %20 bazı tıp ekollerinde geçirecek kadar güçlü diye anılsa da aslen risk varlığında (yeni geçmiş pişik, çok terleme, fazla nem, sıcak yaz ayları, ek gıdaya ilk geçiş dönemleri) kullanılması daha mantıklıdır. Hafif olgularda iyileşme sağlar ama daha çok diğer ilaçlarla kombinasyonda kullanılır. %40 seyrek kullanacağınız ancak pişik varlığında ilk kullanılacak tedavi edicidir. %40 tamamen geçirmezse mantar merhemi veya kortizon türü bir başka ilaç kullanılır. Kararı doktoru verir.
Taşıyıcı: Taşıyıcı ilacın etken maddesini taşıyan diğer maddeye verilen addır. Beyaz vazelin, cold krem, su bazlı polimerler gibi değişik formlar mevcuttur. Düşük fiyatlı ürünlerin genelinde ya tek başına beyaz vazelin veya diğer yardımcılar yanında bolca beyaz vazelin kullanılır. Beyaz vazelin aslen petrolden elde edildiği için mineral yağ olarak adlandırılan bir sınıftadır. Yani tam sentetik değildir ancak doğal kaynaklardan da elde edilmemiştir. Normalde beyaz vazelin 100 yıla yakındır kullanılıyor ve son yıllarda zararlı olarak suçlansa da daha kimse neye zararlı olduğunu bulabilmiş değil. Ancak elde edilirken petroldeki başka kimyasalların karışma olasılığı varsayılır. Kaliteli hammaddelerde bu tamamen saf vazelin elde edilebilir ancak kimse kullandığı ilacın hammaddesine bakmaz, bakmak istese de bulamaz. Bu nedenle kulağınıza kar suyu kaçar. Ancak şunu söyleyeyim 100 yıldır vazelin ve bir cilt hastalığının ilişkisi bulunabilmiş değil. Asıl sorun vazelin kolay yıkanabilen bir malzeme değildir. Bir kere sürdünüz mü birkaç yıkama boyunca kalır. Nemi tutar ancak hava geçirgenliği yok denecek kadar azdır. Yani cildin nefes almasına pek izin vermez. Ayrıca yıkanamadan kaldığı süre boyunca sürüldüğü yerde toz, pamuk gibi pislik toplamakla suçlanır ancak kimse oturup bunu araştırmadı. Kısacası güvenilir sayılsa da pratikte sıkıntıları vardır. Ayrıca beyaz vazelin petrol ürünü olduğundan saf hali pek güzel kokmaz ve parfüm, boya gibi maddelerin ilavesi gerekir. Ek alerji riski olarak kabul edilir. Başka maddelerle karıştırılarak suda eriyebilen vazelinler elde edilse de uzun raf bekleme süreleri ve sıcak havalarda bu maddeler ayrışır ve yine yıkanamayan vazelininiz kalır. Bu yüzden bazı markalar mineral yağ içermeyen kremler yapıyor. Kullanımları pratik, kolay yıkanıyor ve vazeline göre parfüm türü katkılara daha az ihtiyaç duyuyor.  Suda kolay eriyen bazı bitkisel katkıları da ekleyebiliyorsunuz. Bu eklentilerin ne kadar faydalı olduğu tartışılır ancak ürün çeşitliliği fazlalaşıyor. Kısaca imkanınız varsa mineral yağ içermeyen kremlerden almanız pratik kullanımda daha kolaylık sağlayacaktır. Gündelik kullanım için %10-15 tedbir amaçlı %40. Bütçeniz uygun değilse vazelinlilerden (parafin diye de geçer) alın. Dediğim gibi zararı için değil kullanım kolaylığı ve çocuğun rahatlığı için. Bazı formülasyonlarda uzun zaman sıcakta bekleyen kremlerde içerikteki maddeler ayrışır. Bunu öngörmek çoğunlukla mümkün olmadığından pişik kremlerini gölgede saklayın. Aslında bu uyarı tüm kremler için geçerlidir.
            Bu arada pişik kremini kasık ve popo yanaklarına sürün. Kakanın çıktığı deliğe değil. O zaman çocuk zarar görür.
            Marka: Marka karşılaştırmasına fazla girmeyeceğim ancak işinizi görebilecek daha ucuz fiyatlı ürünler varken abartı fiyatlı ürünlere takılmayın. Pişik kremi bir kere alıp kurtulacağınız bir şey değil. Ürünün içeriğinin çok kalabalık olmamasına dikkat edin. Bazı ürünlerde bir paragraf içerik olur. Şu yağı, bu yağı, o ekstresi, öyle vitaminler ki….bunlara gerek yok. En azından her gün kullanmaya gerek yok. İhtiyaç esas olarak çinko oksittir. Sizin ihtiyacınız olmayan papatya yağı ve x vitamini için fazladan 2 kat ödemeye ne gerek var. Hipp ve uni babyden memnun kaldım. Sebebi kolay yıkanabilir olmaları ve görece ucuz olmalarıydı. Ucuz değiller demeyin. Bana satmaya çalıştıkları avent, sebamed gibi markalara göre oldukça ucuzlardı. Çinko oksit, çinkos gibi markaları da denedim. Zararları olmadı ancak yıkanmaları sorundu.  Sonra kendim yapmaya başladım.
           
            Silme mendili:
            Çocuk güzelce kakasını yaptı rahatladı. Beze yapıldığı için çocuğun tenine sıvandı. Kimi zaman sırtına kadar kimi zaman göbeğine kadar. Şanslıysanız bile tüm popo o açık sarı yağlı kremsi maddeyle sıvanır. Yeni bezi bağlamadan sıvaşmış kaka neyle temizlenecek?
            Eskiden ağız bezi yapılan kumaştan kare parçalar kesilir, her popo silmede su ısıtılır, ılık suyla ıslatılmış bezle popo silindikten sonra bez kaynatmak üzere ayrılırdı. Sonra bu bezler ve üçgen bezler Pazar günü piknik tüpünde kaynatılırdı. O 10 gram kakanın zulmü çoktu. Şimdi hazır ıslak mendiller var ancak 20 yıla yakındır kullanılmalarına rağmen bir sorunları var: Tamamına yakını birkaç tane kimyasal madde içerir. Önceleri alkol vardı. Değişen zamana göre tu kaka olan alkol çıkarıldı ancak yerine sls gibi temizleyiciler ve adı alkol olmayan ancak daha masum olmayan başka başka temizleyiciler nemlendiriciler ve parfümler kullanılmaya başlandı. Elinizi ıslak mendillere sildikten sonra elinizde kalan kayganlık hissi ve önce beliren hoş koku ardından zamanla o kokunun dönüştüğü kimyasal koku bunların eseridir. Hipoalerjik ve benzeri her türlü lafa ve slogana rağmen ıslak mendil alerji riski taşır ve yıllardır sağlık  kimyası işinin içindeyim hala da içime sinmezler.
            Son yıllarda saf pamuk ve saf su şeklinde mendiller çıktı. Mantıksal olarak da zararsızlar ancak onlar da nedense çok pahalı. Saf su Sibirya madenlerinden çıkarılıyor sanki. Saf sulu mendillerden kullanmaya kalkarsanız çocuğa aynı zamanda iki bez bağlıyormuş gibi bir mali külfet oluşur.
            Çözüm basittir. Parfümlü temizleyici mendillerden kalın dokulu olanı alın ve çeşme yıkayın. Elinize kayganlık hissi vermesi bittiğinde yeterince temizlenmiştir. Fazla güç uygulamadan sıkın. Biraz nemli kalsın. İşte sağlıklı ve ucuz alt silme mendili. Çeşmeden saf su akmıyor diyen bir arkadaşım oldu. Bebeği yıkarken neyle yıkıyorsun diye sordum. Bebek zaten çeşme suyunun tenine değmesine aşinadır. Bebeği saf suyla yıkamazsınız, yıkamayın da zaten zarar verirsiniz. Popoda aynı bebeğin olduğuna göre çeşme suyuyla yıkanabilir. Saf su çok faydalı bir şey değildir. Hatta faydalı bile değildir. Ama ısrarla saf su saf su diyorsanız sanayiden akü suyu alın ve onunla yıkayın. Ne akü suyu mu demeyin. O saf sulu mendillerdeki saf su nasıl elde ediliyor sanıyorsunuz. Aynı yöntemlerle. Saf su elde edebileceğiniz 2-3 yöntem vardır ve serum sularından akü suyuna kadar hepsi bu yöntemlerden birini kullanır. Hiçbir yöntemin de bir diğerine üstünlüğü yoktur. ama akü suyu steril değil. Saf sulu mendillerde steril değil. Yalandan bile olsa öyle bir iddiada bulunmadılar. Ancak tekrar ve tekrar: saf su gerekli değildir. Hatta faydalı bile değildir. Sterilite de aynı şekilde ne gereklidir ne de faydalıdır. (normal çocuklar için. Sterilite gerektiren hastalık varsa ayrı). Ayrıca sildiğiniz şeye bir bakın. Steril ve saf suya ne kadar ihtiyacı olabilir. Sadece adedi 70 kuruşluk ürünlerden değil biraz daha uygun fiyatlı ancak ne olduğunu bildiğiniz ürünleri tercih edin. ben ucuz bulduğum kalınlığı ve mendil büyüklüğü aklıma yatan ürünlerden topluca alıp çamaşır filesinde makinanın durulama sıkma programında yıkıyorum. 15 dk civarı tuttuğu ve suyu ısıtmadığı için ciddi bir elektrik masrafı da yok. hatta elde yıkamadan da ucuza geliyor. 1-2 aylık ihtiyaç da hazır. çok küçük boy ve kapaklı bir çöp kovasına hafifçe ıslatıp sıkıp nemli bir halde koyuyorum 1 hafta bi,r daha uğraşmıyorum. tamamını nemli tutayım derseniz küflenirler. bırakın kuru kalsın. daha fazla hazırda ıslak mendil istiyorum derseniz başka bir kaba su doldurup içine koyun. suyun içinde küflenmez. ben küçük bir kovada suda mendil tutuyorum ayrıca demin bahsettiğim çöp kovasında nemli mendil tutuyorum. böylece silmek için kullanılacak nemli mendil dar bir zamanda da bitse hemen sudakileri sıkıp kullanabiliyorum. sizin uygulamanız size kalmış.

Kabızlık:
Bebeklerde kabızlığın tam bir tarifi yoktur. aslında bebeklerin tuvalet alışkanlığını bir standarda sokmak da çok mümkün değildir. Genelde kaka için günde 2 ile 2 günde 1 arası standart olarak kabul edilir ve ideal sayılır ancak bazı bebekler günde 3 defa yapar bazısı haftada 1. Doktora gittiğinizde çoğunlukla size çocuğun şikayeti yoksa seyrek gitmesinin bir sakıncası yoktur diyeceklerdir. Bunun nedeni hem bebeklerin sindirim sistemi hala günümüz bilimi için muammalarla doludur hem de kakayı standart frekansa getirmek için kullanabileceğiniz ilaçların zarar olasılığı daha fazladır. Nadiren çok sık kaka yapan çocuklar için de benzer şekilde çocuğun sıkıntısı yoksa, koku yaparken acı ve kilo kaybı yoksa (kilo alım hızı normal beklenen şekildeyse) sorun yok denecektir.
Normalde bebeklerin macun kıvamında açık sarı renkli kakaları olur. Arada farklı renk ve kıvamlar yaşansa da geneli böyledir. eğer bebek bu normal kıvamda ancak seyrek yapıyorsa ve hep seyrek yapıyorsa sorun yok ancak günde 1 defa yapan çocuk 2-3 günde 1e düştüyse veya normalde 2 günde 1 yapan çocuğun kaka çok sertse ilgi gerekir.
Öncelikle bebek anne sütüyle mi besleniyor mamayla mı? Mamayla beslenen bebeklerde kıvam çok katıysa mamayı değiştirin. Anne sütüyle beslenen bebeklerde kaka çok katıysa ve çok sıcak bir yerde oturuyorsanız büyük ihtimalle su ihtiyacı vardır. Daha da sorun giderilemediyse çocuğun sıkıntısına göre başka yollar denenebilir. 
9. ayda ek: cicibebe bisküviler işe çok işe yarıyor. özellikle eti. etinin prebiyotik kapsamı ve türü diğerlerine göre daha etkili. içine cici bebe eklenmiş birşey yedirdimmi ertesi gün sırtına çıkıyor. en geç 2. kakadan sonra da etki geçiyor. kalıcı olmamak kötü gelebilir ancak öyle değil. uzun kalıcılık bağımlılık yapar. siz sadece bebeğin bağırsaklarına çalışana kadar yardımcı oluyorsunuz, onun işini yapmanıza gerek yok. yani o balık tutmayı öğrenene kadar konserve desteği gibi.

Çocuğun isal olduğuna kara vermek için öncelikle kaka frekansının çok artması gerekir. Günde 1 defa yapan bir çocuk 3e- 4e çıkmışsa; macun kıvamından çıkıp su miktarı görünür düzeyde artmışsa ve 2. Güne sarktıysa isal vardır. Bazen 1 günlük sapmalar olabilir. Rengin koyulaşması çok önemli değildir ancak çok koyu kahverengi, siyaha yaklaşan renkler ve yeşilimsi renk izlem gerektirir. Bu renkler 3-4 defa devam ederse bir doktora görünün. 

Alt açma bezi: Bebeklerin altları değişirken altlarına fazladan bir katman eklenir. Bu batıl inançtan kaynaklanmaz. Bebeklerin canları istediğinde işeme ve kaka yapma huyları vardır. Ve asla şu an altım açık, şimdi işersem bizimkilerin o çok değerli koltukları mahvolur gibi şeyleri asla dert etmezler. Ayrıca o kadar beklenmedik zamanlarda bunu yaparlar ki asla önceden hazırlıklı olma şansınız yoktur. Daha sıcak yeni işenmiş bezi açarsınız ve hemen o anda yeni bir çiş dalgası gelebilir. Ama az önce yapmıştın demeniz onun için bir şey ifade etmez.
Alta daha kapsamlı ve emici bir tabaka konması bu nedenledir. Eskiden arasına pamuk serpilmiş 2 katlı sıradan bezlerle ve bazı yerlerde altta naylon üstte bez tabakalarıyla bu işler halledilirmiş. Günümüzde evde kullanmak için çok şık yumuşak ve kaliteli kumaştan ürünler mevcut. Fiyatları da ona göre. Ayrıca artan seyahat ve toplu alışveriş alanları gibi mekanlarda kullanılmak üzere kullan at malzemeler de mevcut.
Kız çocuklarında çiş konusunda anne babalar kısmen daha rahat. Çok uzağa gönderemediklerinden risk az. Ancak erkek çocuklarında ne yönü ne de mesafeyi önceden tayin etmek mümkün. Kaka konusunda ise tüm bebekler yüksek riskli. Kakaları çok akışkandır ve arada sıkışmış gaz katmanları olduğundan kolaylıkla kakalarını tahmin edemeyeceğiniz bir basınçlar roketleyebilirler, bunu birkaç defa üst üste yapabilirler ve kakaları çarptıkları yerden etrafa sıçrar, saçılır (hortumu duvara tutunca saçılan suya yakın). Bu olayı her ana baba yaşar. Bunu engellemenin pek yolu yoktur. İstediğiniz tedbiri alın o bir boşluğunuzu bulur.
Bütün bunları neden anlattım? Bebeğin alt açma bezi sizi çoğunlukla korumaz. Mağazalardan pahalıya alacağınız ev tipi alt açma bezleri evet kalın ve emicidir ancak hem esnek değildir hem de bebeğin altı açıkken riskli bölgelerin önünü kapatacak kadar büyük alan sağlamaz. Seyahat tipi olan daha büyük ve naylonumsu ürünler de benzer şekilde esnek değildir ve genelde yeterince emici olamazlar. Ayrıca her iki tür de bebek büyüdükçe iyice yetersiz kalır. Diğer bir dezavantajları ikisi de ne kadar yıkarsanız yıkayın zamanla koku yapar. Bebek çamaşırlarında da çamaşır suyu şansınız olmadığı için bu sondan kaçmanız zor.
Ayrıca çok kullanımlık alt açma bezinden seyahat tipi olanı kullandığınızı düşünün. Avmnin birinde sizden önce kimlerin ne kadar kirlettiğini bilmediğiniz bir yerde kullanıp geri o alt açma bezini biberonların yanına mı koyacaksınız. Kusura bakmayın benim içim elvermez.
O zaman alt açma bezinden beklentilerimizi tekrar gözden geçirelim:
1-      Temas ettiği sıvı veya sıvı kakayı hemen ve tamamen emecek kadar emici olmalı. Elinizi gözünüze götürün ve pışıııık deyin. En azından 2014 yılında böyle bir malzeme yok. Ama en azından pamuk emiciliğine sahip olmalı ve emdiği sıvıyı içinde tutabilecek yapıda ve izolasyona sahip olmalı. Bir anlamda altının naylonumsu olması iyi olur.
2-      Bebeğin bezi açıkken riskli alanları örtecek kadar geniş ve esnek olmalı.
3-      Taşınabilecek kadar küçük ve hafif olmalı.
4-      Temizliğinden emin olmadığınız bir yerde alt açarken bebeğin giysisiz alanlarını koruyacak yapıda olmalı.
5-      Bebeğe temas eden yeri yumuşak olmalı. Bebeğe çok kısa sürelerle temas edeceği için Endonezya ormanlarında tamamen doğal yollarla yetişmiş bambu liflerinden olmasına gerek yok. Yumuşak ve terletmez olsun yeter.
6-      Gerektiğinde atılabilecek kadar ucuz ve kolay bulunabilir olsun. Avm de alt değiştirirken kaka bulaşmış alt bezi geri biberonların yanına almaya gerek yok. Ayrı bir torbaya bile koysanız kolaylıkla koku yapıyor. Deneyle sabit. Seyahat anında savunmasızsınızdır ve imkanlar kısıtlıdır. Islak mendille kaka bulaşmış bezi silmenin hiçbir faydası yok.
Bunları karşılayan bir ürün var mı? Evet. Kullan at alt açma bezleri. Birkaç değişik markanın var. Hemen tamamı bu beklentileri karşılıyor. Değişik kalınlıkta olan türler var. Ben dalin ve baby&me markasını kullandım. İkisi de iyi yalnız baby&me çok daha ince. Yer açısından ince olanı tercih ettim.
Ayrıca alt açma bezlerinde 2 ölçü vardır. 60*60 ve 60*90. 60*90 çok büyüktür ve o halde kullanımı pek pratik değildir. Firmalar daha geniş koruma alanı dese de amacınız bebeğin ensesini korumak değil. Bebeği akşam evde yıkarsınız olur biter. Yine de tavsiyem 60*90 boyunda olandan almanız. İkiye kestiğinizde size 60*45 boyunu verir ki bu rahatlıkla işinizi görebilecek bir ebattır ve aldığınız ürüne %50 indirim anlamına gelir. Benimki bu satırlar yazılırken 4 ayın içinde hala 60*45 yeterli. Daha da yetecek gibi duruyor. (9. ayda güncelleme yapıyorum: zor oluyor ama hala yeterli)
Evde bebek altı değiştirilirken işemedi veya kaka yapmadıysa adı kullan at diye bezi hemen atmanıza gerek yok. Kirlenmediği sürece istediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Ev dışındasınız bebeğin altını temizliğinden hiç hoşlanmadığınız bir yerde değiştirdiniz. O kirli yüzeye temas eden bezi geri almak içinize sinmedi mi? Atın gitsin. (yanınızda birkaç tane alt bezi taşımayı unutmadığınızı varsayıyorum). Ayrıca kaç tane alırsanız alın o kullan at bezler hem daha hafif hem de daha az yer kaplar. Maliyet de zannettiğiniz kadar çok olmaz.
Alt açma bezi bulamadığınızda bir eczane medikal veya marketten yetişkin hasta alt serme bezi de alabilir ve kullanabilirsiniz. Fiyatları aşağı yukarı aynıdır. Emiş güçleri de. Genelinin boyutu da 60*90 olur. Tek farkları bebeklerinki açık renkli sevimlidir, büyüklerinki daha resmi renklerde olur. Ancak ihtiyaç anında işinizi görür.
Kağıt havlu, doktor muayenehanelerinde kullanılan altı naylonlu veya naylonsuz muayene masa örtüleri, tek kat pamuk bez gibi yurdum çözümleri işe yaramıyor. Denedim. Kefen bezi tarzı kalın keten bez biraz işe yarar ancak o da hem sevimsiz, hem yeterince efektif değil hem maliyetli hem de bulması ve taşıması zor.
Arada yanılıp şaşıp aldığınız garip bebek setlerinden birinden mutlaka ev tipi alt açma bezi çıkar veya birisi hediye getirir. Siz paranızı ona harcamayın bolca kullan at depolayın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder